Türkiye, Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimleri sandık başına gitti. Cumhurbaşkanlığı için Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve ATA İttifakı adayı Sinan Oğan yarıştı. Seçimlerde adaylardan hiçbiri yüzde 50 artı 1'lik oyu alamadı. YSK Başkanı Ahmet Yener, seçimlerin ikinci tura kaldığını açıkladı. Gözler, 28 Mayıs'ta yapılacak seçimlere çevrilirken seçimlerin ilk turunda MHP'nin oylarını koruması ve vekil sayısını artırması dikkatlerden kaçmadı. İşte MHP'nin seçimlerde oylarını koruyan stratejisi...
AK PARTİ OYLARINI KAYBETTİ, MHP OYLARINI KORUDU
BBC'den Ayşe Sağın'ın haberine göre Cumhur İttifakı’nın Meclis'te çoğunluğu sağladığı 14 Mayıs seçimlerinde, iktidardaki AK Parti'nin oyları yüzde 7 azaldı. Ancak ittifak ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), oylarını büyük ölçüde korudu. MHP seçim yarışını oy oranında üçüncü, sandalye sayısında dördüncü parti olarak tamamladı.
OYLARI İTTİFAK İÇİNDE TUTTU
AK Parti'yi uyarmak isteyen tepkili seçmenin yaklaşık yüzde 3’lük bölümü ittifak dışına kaydı. MHP, iktidara tepki oylarının büyük bölümünü ittifak içinde tutarak, “emniyet süpabı” görevi üstlendi.
Tahminlerin aksine, MHP’nin ayrı liste kararı kendi açısından başarılı sonuç verdi, partinin Meclis'teki kilit parti konumunu güçlendirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, seçim sonuçlarının, partisi üzerindeki “algı çalışmalarını boşa çıkardığını” söyledi.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından, Başkanlık Sistemi talebini dile getiren Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek veren MHP, 2017’de yapılan anayasa değişiklinin de hayata geçirilmesini sağladı. 2018 seçimlerinde ismini verdiği Cumhur İttifakı içinde yer alarak, AK Parti’nin yanında yer aldı. O seçimler öncesi bu kararı nedeniyle, birçok kamuoyu anketine göre “baraj altında kalacağı” yorumları yapılsa da yüzde 11 oy almayı başardı. O dönem uygulanan yasa gereği, ittifakın toplam oyları siyasi partilere yansıtıldığı için “artık oylar” büyük partilere yaradı ve MHP bazı yerlerde bu nedenle de milletvekilliği kaybetti.
İTTİFAK SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLDİ
AK Parti ve MHP geçen yıl, 14 Mayıs seçimlerinde uygulanmak üzere, ittifak sisteminde değişikliğe gitti.
Cumhur İttifakı’nın, “büyük partiye sırtını dayayarak milletvekili çıkarma yolunu kapatma” gerekçesiyle yaptığı değişiklikle, milletvekili sayısının, ittifakın toplam oylarının siyasi partilere bölünerek hesaplandığı sistem yerine, partilerin seçim bölgelerinden aldığı oy oranına göre hesaplanması sistemi getirildi.
MHP yetkililerinin hesabına göre eski ittifak sistemi nedeniyle 2018’de “MHP 6, AK Parti’nin 13 seçim çevresinde daha az milletvekili çıkardı, buna karşın Millet İttifakı ise 20 milletvekili fazladan kazandı.”
MHP'NİN STRATEJİSİ
Seçim sistemindeki değişiklikten sonra AK Parti’nin, muhalefet partileri gibi “ortak liste” önerisi götürdüğü MHP bu talebi geri çevirdi ve iktidar partisi yöneticilerini de şaşırtacak şekilde “ayrı liste” ile seçime girme kararı aldı.
Hatta “ortak liste” söylentilerinin önünü kesmek için MHP, aday listelerini 2 gün önceden Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ederek, AK Parti’nin yeni girişimlerinin ve spekülasyonlarının da önünü kesti.
Seçim sonuçları MHP’nin stratejisinin seçmende olumlu karşılık bulması olarak yorumlanıyor.
Geçmişte AK Parti’ye giden ancak ittifak dışına da çıkmak istemeyen ülkücü tabanın “parti logosu ve ismini oy pusulasında görme” hassasiyetinin dikkate alınmasının bu sonucu sağladığına dikkat çekiliyor.
DAHA FAZLA VEKİL ÇIKARDI
Bu strateji, MHP’nin oyunu yüzde 10'un üzerinde tutmasını sağladığı gibi, 2018 seçimlerine göre yaklaşık yüzde 1 oy kaybetmesine karşın, daha fazla milletvekili çıkarmasına neden oldu.
MHP, aldığı oy oranı ve kazandığı milletvekilliği ile tıpkı 2018 seçimlerinde olduğu gibi Cumhur İttifakı’nın Meclis'te çoğunluğu sağlamasına yol açtı.
2018 seçimlerinde 295 sandalye kazanan AK Parti, 301 olan parlamento çoğunluğunu 6 milletvekiliyle kaybetmiş ve MHP desteğiyle bu çoğunluğu sağlamıştı. Ancak son seçimde AK Parti’nin sandalye sayısı 266’ya düştü.
Ortak liste ile seçime giren Demokratik Sol Parti (DSP) ve Hür Deva Partisi'nin (HÜDA PAR) toplam 4 milletvekili düşüldüğünde bu sayı 262’ye gerilemiş olacak. Bu durum, son 5 yıldır iktidar partisinin politikalarını belirlemede etkili olan MHP’yi daha güçlü konuma getirdi ve bir anlamda AK Parti'nin, MHP’nin onay vermeyeceği hiçbir konuda adım atamaması sonucunu da doğurabilir.
MHP KABİNEYE BAKAN VERİR Mİ?
Şimdi yanıtı merak edilen soru, iktidar partisinin politikalarında gücünü artıran MHP’nin, kabineye üye verip vermeyeceği. Ancak, iktidar partisi bu konuda kapıları açık tutsa da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, kabineye bakan verme konusunda hep mesafeli olduğu biliyor.
Seçim öncesi AK Parti kulislerinde de “güçlü iktidar” görüntüsü verilebilmesi için Bahçeli’nin de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak hükümete girmesi formülü tartışılıyordu. Ancak MHP’de buna ihtimal verilmiyor ve gerekçesi de “Bahçeli’nin kabineden uzak durma tavrının, milletin takdirini almasına” bağlanıyordu.
14 Mayıs seçimlerinden sonra da MHP’nin “kabineye temsilci vermeme” tutumunu sürdüreceği yorumları yapılsa da, ittifak içinde yer alacağı konum önümüzdeki süreçte netleşecek.
SEMİH YALÇIN'DAN AÇIKLAMA
Seçim sonuçları MHP’de memnuniyet yarattı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı açıklamada, ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın açık ara seçileceğini belirtirken, partisinin milletvekili sayısını artırarak, “nitelikli bir grupla üçüncü parti” olarak parlamentoda temsil hakkı kazandığına dikkat çekti.
Yalçın, sonuçları partisi açısından şöyle değerlendirdi:
“Partimiz aleyhindeki algı çalışmalarının, düzmece kamuoyu yoklamalarının milletimiz nezdinde hiçbir değeri olmadığı görülmüştür. Muhalefet yanlısı ve temayül dolandırıcısı anket şirketlerince alacağı oy oranı baraj altında gösterilen MHP, yüzde 10’u aşarak algı oyunlarını boşa çıkarmıştır.
Partimizin üç hilalde simgelenen kurumsal kimliğinin gücüyle seçmen kitlesinin köklü vesağlam yapısı, oy pusulasında parlamıştır. (…)Her seçim sonunda olduğu gibi, MHP muarızı kamuoyu araştırma şirketleri ve bunların kuyruklu yalanlarına bel bağlayan çevreler yine ters köşeye yatmıştır.”
14 Mayıs seçimlerinin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin halkın çoğunluğu tarafından benimsendiği” anlamına geldiğini de savunan Yalçın, “Bundan sonra da Cumhur İttifakı kervanı emin adımlarla yolunda ilerleyecektir” dedi.