Tuşba ilçesine bağlı Karaağaç Mahallesi'nde 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremlerini yaşayan 7 çocuk babası Serek, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından evleri yıkılan, yakınlarını kaybeden insanların yardımına koştu.
Evi hasar gördüğü için akşamları AFAD'ın verdiği konteynerde kalan Serek, depremden hemen sonra bir çay ocağı kiralayıp yerleştirdiği minibüsüyle Adıyaman'a hareket etti.
Yaklaşık 10 saat süren yolculuğun ardından deprem bölgesine ulaşan Serek, aracını park ettiği Bulvar Caddesi'nde 12 gün boyunca kendi imkanlarıyla çay yapıp depremzede ve arama kurtarma ekiplerine dağıttı.
Yardımseverliğiyle örnek olan ve malzemeleri bittiği için memleketine dönen Serek, tekrar deprem bölgesine giderek yaraların sarılmasına yönelik çalışmalara katılmak istiyor.
"57 bin çay dağıttım"
Serek, AA muhabirine, Van'da daha önce meydana gelen depremlerin yol açtığı acıları unutmadıklarını söyledi.
Kahramanmaraş merkezli depdemlerden etkilenen vatandaşların yardımına koşmak için erkenden hazırlıklara başladığını anlatan Serek, "Daha önce Van'da birçok kez deprem oldu. Depremlerin nasıl bir felaket olduğunu ve nasıl acılara yol açtığını biliyorum. Bu nedenle depremin olduğu gün Adıyaman'a gitmek, oradaki asker, polis, AFAD ve diğer arama kurtarma ekipleri ile depremzedelere hizmet etmek istedim." diye konuştu.
Çay ocağı kiralayıp çay ve şeker aldığını belirten Serek, şunları kaydetti:
"Bütçemin yettiği kadar hazırlık yaptım. Plastik bardak ve 4 tüp aldım. 12 gün boyunca aracımda çay yaptım. 57 bin çay dağıttım, 160 kilogram şeker ve 65 kilogram çay harcadım. Malzemeler bitince ekiplerden destek aldım. Daha önce depremi yaşamıştım, nasıl bir şey olduğunu, bu süreçte çayın büyük bir ihtiyaç olduğunu da biliyordum. Hava soğuk olduğu için oradaki insanların çaya ihtiyacının olacağını düşündüm. Deprem bölgesine giderek hem yaşananları gördüm hem de onların acını paylaştım. Arabamda uyudum. Ekipler vardiyalı çalışıyordu, gece enkazdan dönen ekipler için ocağı açık tutuyordum. Onlara yardımım dokunduysa ne mutlu bana. Şimdi geldim ama kalbim orada. Hep orada yaşayanları düşünüyorum. Telefonla görüştüklerim de var."