İSTANBUL (AA) - Mısırlı ekonomist ve akademisyen Eşref Devabe, Sultan II. Abdülhamid'in 33 yıllık iktidarı boyunca içeriden ve dışarıdan gelen baskılara ve zorluklara göğüs gererek ekonomiyi ayakta tuttuğunu belirtti.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Eşref Devabe, yeni çıkan "Sultan Abdülhamid Döneminde Osmanlı Ekonomisi" adlı kitabıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Devabe, kitabında Abdülhamid döneminde başta ekonomi olmak üzere izlenen para ve ticaret politikalarını ele aldığını belirterek, "Abdülhamid kurduğu ekonomik sistemle, insanların ihtiyaçlarını yerinden karşılayacak ve kendi kendine yetecek düzeyde bir iş ve üretim ünitesiyle hayatını idame ettirecek bir yapı inşa etti." dedi.
Abdülhamid'in attığı reform adımlarına dikkati çeken Devabe, "Abdülhamid Hân, 33 yıl boyunca içeriden ve dışarından gelen baskılara ve zorluklara göğüs gerdi ve devleti idare etme vazifesini yerine getirerek ekonomiyi ayakta tuttu. Kendi dönemi boyunca, devletin ihtiyaçları doğrultusunda idari, mali ve eğitim alanlarında reformlara gitti. Osmanlı sınırları içinde ulaşım ağını geliştirme ve yaygınlaştırma çabalarına da ağırlık verdi." diye konuştu.
Demir yollarının o dönem ulaşım sisteminin temel unsuru olduğunu vurgulayan Devabe, "Sultan Abdülhamid, tahta oturmasından itibaren Hicaz Demir Yolu gibi birçok demir yolu inşasına imza attı. Onun döneminde ülkede ticaret, ziraat ve sanayi odaları açıldı." ifadelerini kullandı.
"Siyasetin merkezine denge politikasını koydu"
Avrupa İslami Finans ve Ekonomi Akademisinin (EAIFE) başkanlığını da yürüten Devabe, Abdülhamid'in Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde tahta çıkmasına rağmen devletin en güçlü yöneticilerinden biri olduğuna işaret etti.
Devabe, "Abdülhamid, Osmanlı Devleti'nin hem içeride hem de dışarıda pek çok sorunla boğuştuğu bir ortamda tahta çıktı ve 33 yıllık döneminde sanayi ve ticaretin geliştirilmesinde katkıda bulunacak büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler açtı." dedi.
Abdülhamid'in siyasetinin merkezine denge politikasını koymak suretiyle devletin çöküşünü engellediğini ve ayağa kaldırdığını belirten Mısırlı ekonomist, "Abdülhamid Hân, eğitimden ekonomiye, dış politikadan kültüre kadar birçok alanda önemli başarılara imza attı." değerlendirmesinde bulundu.
"İki dönem birbiriyle benzeşiyor"
Eşref Devabe, Abdülhamid ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dönemleri arasındaki benzer noktalara işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"O dönem de dış güçlerin saldırısı vardı şimdi de var. O dönemde siyasi hava ile ekonomiyi mukayese ettiğimizde iki dönemin birbiriyle benzeştiğini görmekteyiz. Abdülhamid'in gitmesini isteyen kesimler gitmesinin ardından pişmanlık duydular. Bu nedenle tarihten ders almak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmak tarihi sorumluluktur."
"ABD bazı Araplar aracılığıyla Filistin'i satın almak istiyor"
Güncel konulara da değinen Mısırlı akademisyen, Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa denildiğinde ilk akla gelen ismin Abdülhamid olduğunu ve tahta çıktığında ilk icraat olarak bir karış toprağının satışını engellemek için Filistin topraklarını sarayın mülkü haline getirdiğini kaydetti.
Devabe, Abdülhamid'in, Yahudilerin Filistin'de devlet kurma isteğine karşılık Osmanlı Devleti'nin borçlarının silinmesi teklifinde bulunan Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl'in teklifini kesin bir dille reddettiğini de hatırlattı.
Günümüzde ABD Başkanı Donald Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak nitelediği sözde barış planına bazı Arap liderlerin verdiği desteği eleştiren Devabe, "Herzl, Yahudilerin yerleşimi için Sultan Abdülhamid'den Filistin'i satın almak istedi. Ancak Sultan Abdulhamid bunu reddetti. Bugün ise maalesef ABD, bazı Araplar aracılığıyla Filistin'i satın almak istiyor." dedi.