“Kazım Koyuncu’nun kardeşi olmaktan , onunla aynı aileden olmaktan hep gurur duydum. Keşke daha fazla paylaşmaya fırsatımız olsaydı ve birlikte büyüyebilseydik.”diyor Niyazi Koyuncu...
Sanatçı, 20 Nisan 1984'te Artvin ilinin Hopa ilçesine bağlı Yeşilköy'de doğdu. İlk öğrenimine Sugören köy okulunda başladı. Çocukluğu Hopa’nın köyleri Pançol ve Köse’de geçti. Kendi oyuncağını kendi yapan, ormanlarda, derelerde ve küçük köy okulunun bahçesinde çeşitli oyunlar oynayan bir çocuk. Köyde doğup büyümenin en güzel tarafı kurduğun hayallerin sınırsız olması tabii ki. Lise eğitimini Hopa Lisesi'nde gördü. 17 yaşında Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne girdi; fakat eğitimini tamamlayamadı.
Kalabalığın önünde ilk kez şarkı söylemesi Eskişehir'de bir tesadüfle başladı ve daha sonra "Seritana" (Karanlıktaki Ӏşık) adlı etnik müzik grubunu kurdu.Grubuyla İstanbul'a gelen Niyazi Koyuncu müzik hayatına tek başına devam etme kararı aldı. İlk albümü olan Muço Pa!'yı 7 Ağustos 2012 tarihinde çıkardı. Lazca'da "ne yapayım, nasıl yapayım" anlamına gelir.
Kazım Koyuncu’nun kardeşi olmaktan hep gurur duyan sanatçı “Kısacık hayatına o kadar çok şey sığdıran ağabeyim bugün yaşasaydı eminim birçok şeyi değiştirirdi. Senin sesin, benim sesin, bizim sesimiz olurdu. Muhaliflerin ve ezilenlerin sesi olurdu. Ağabeyimçok yenilikçi bir insandı, müzisyendi. Her zaman söyleyeceği bir sözü olurdu. Bizim göremediğimiz şeyi görürdü, o cümleyi kurardı. Tam bir devrimciydi, ön görüsü yüksekti, olayların sonrasını çok iyi görebiliyordu.” diyor. Ağabeyinin hayatının filme çekilmesi konusunda ise “Müslüm filminden sonra insanların kafasında böyle fikirler oluştu galiba. Aile olarak iyi düşünmek istiyoruz” şeklinde yanıt veriyor. Sohbete devam ediyoruz..
“Geleneksel Karadeniz ezgilerini rock müzik ile birleştiriyorsun. Zıtlıklardan doğan bir uyum diyebilir miyiz buna? Nasıl anlatırsınız bu buluşmayı?”
Aslında bunun öncüsü Kazım Koyuncu. Zıtlıkların ve çok renkliliklerin uyumunu bize en iyi gösteren ve örnek olan biri. Biliyorsun Artvin Hopalıyım. Bir yanım yöremdeki melodiler, enstrümanlar –tulum, kemençe- diğer yanım dinlediğim müzikler.
“Müzik senin için bir miras mı yoksa tercih mi?”
Bu kesinlikle bir tercih. Şarkı söylemek, müzik yapmak bir mirasın devamı olamaz
“Sence sanat politik midir?”
Farkında değiliz belki ama hayat birçok anlamıyla zaten politik. Kuracağınız bir cümle, söyleyeceğiniz bir şarkıbirçok şeyi değiştirebilme gücüne sahip. Karadeniz’in, denizine, dalgasına, dağına kadar, insanlarına, dertlerine bir şekilde ortak olmak istiyorsunuz. Biri bunu rocktarzında müzik yaparak ifade etmeye çalışıyor, diğeri otantik müzik yaparak. Aslında herkes aynı şeyianlatıyor ama farklı tarzları kullanıyor
Niyazi Koyuncu sadece Karadeniz müziği dinlemiyor. Gitar çalıyor, yabancı müzikler dinliyor. Beslendiği yer Karadeniz.. Bu coğrafyayı, bu kültürü başka şekilde de anlatmak mümkünün peşinde.” Şive yaparak konuşmak şart değil. Benim dilim var, ana dilim Lazca ancak sadece o kalıba da girmiş hissetmiyorum kendimi. Ben dünyalıyım, bu dünyada yaşıyoruz.”diye de ekliyor sanatçı.