Muğla'da gezgin arıcılık yapan kadınlar, eşleriyle il il dolaşarak en iyi balı üretmeye çalışıyor.
Türkiye çam balı üretiminin yaklaşık yüzde 80'inin karşılandığı Muğla'da, gezginci arıcılık da önemli yer tutuyor. Çam balının yanı sıra değişik tür ve tatlarda bal elde etmek için bahar döneminde İç ve Doğu Anadolu ile Trakya yaylalarının yolunu tutan gezginci arıcılar arasında çok sayıda kadın da bulunuyor.
Eşleriyle il il dolaşan kadın arıcılar, en iyi çiçek balı ve polen üretimi için yüksek rakım ile bitki zenginliğine sahip bölgelere kovanlarını taşıyor. Kaliteli bal elde etmek için evlerinden, bazen çocuklarından uzak kalan arıcılar, kovanların yakınına kurdukları baraka veya çadırlarda yaşamlarını sürdürüyor.
"Baharda çıktığımız evimize kışa doğru dönüyoruz"
Dalaman ilçesinde oturan 56 yaşındaki Emine Çepel, AA muhabirine, eşiyle geçimlerini arıcılıktan kazandıklarını söyledi.
Baharda çıktıkları evlerine kışa doğru döndüklerini belirten Çepel, "Evlenmeden önce babamla da arıcılık yapıyordum. Barakalarda çok iyi bir hayatımız olmuyor ama arıcılık yapmak keyifli. Çocukluktan beri arıcılık yapıyorum, artık eşim olmasa da arıcılık yapabilirim. Önce Konya, sonra Afyon, daha sonra da Trakya'ya gideceğiz. Yıl içerisinde 5-6 bin kilometre yol yapıyoruz. Bebek bakar gibi arıları besleyip büyütüyoruz ve bal alıyoruz." diye konuştu.
"Eşim her türlü arı ve hastalığından anlıyor"
Emine Çepel'in eşi Mehmet Çepel de arıcılığın yerine göre çok zor, yerine göre çok keyifli bir meslek olduğunu dile getirdi.
Eşinin de arıcı olmasının işlerini kolaylaştırdığını anlatan Çepel, "Eşim her türlü arı ve hastalığından anlıyor. Bal sağımını yapıyor. Arıların kraliçesi olmazsa bal olmaz, arılar biter. Eşlerimiz de bizim kraliçemiz. Bu işi sürdürebilmemiz için eşlerimizin desteği gerekiyor. Onlar da bize büyük destek sağlıyor." dedi.
Çepel, arıcıların en büyük sıkıntılarının tarımsal ilaçlama ve sahte bal olduğunu vurguladı.
"Yılın yarısında evimde, diğer yarısında çadırda yaşıyorum"
Arıcı Durdu Çakar ise 22 yıldır arıcılık yapan eşine yardım ettiğini söyledi.
Bal üretiminin meşakkatli bir iş olduğunu kaydeden Çakar, "Evlendikten sonra eşimle arıcılık yapmaya başladım. İlk başladığımda çok korktum. Arı soktuğunda çok ağlıyordum. Yılın yarısında evimde diğer yarısında çadırda yaşıyorum. Arıcılığın zorlukları çok, güzel yanları da var. Arılarla yaşamak, bal üretmek çok güzel bir duygu. Hasat zamanı çok keyifli geçiyor." ifadelerini kullandı.
Mustafa Çakar da baba mesleği arıcılıkla çocukluktan beri ilgilendiğini ve Durdu Çakar ile evlendikten sonra eşinin desteğiyle gezginci arıcılık yapmaya başladıklarını anlattı.
Arılarına çocukları gibi baktıklarını ve sevdiklerini belirten Çakar, "Eşim sürekli yanımda. Hanım olmasa bu kadar ilerleyemeyiz. Yaklaşık 7 ayımız gurbette geçiyor. Bal hasadı çok tatlı bir hasat." dedi.
Çakar, Muğla Arı Yetiştiricileri Birliğinin, bölgede yaşanan orman yangınları sonrası kendilerine büyük destek verdiğini sözlerine ekledi.
Gezgin arıcı Çepel ve Çakar aileleri, yaptıkları hazırlıkların ardından kovanlarını araçlara yükleyerek Konya'ya doğru yola çıktı.