Selvi'nin "Son haftaya girerken seçmen eğilimleri" başlığıyla (18 Haziran 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Bloklar arasında oy geçişlerinden söz ediliyor. Ama bu hangi oranda gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın alacağı oyu bir ölçüde MHP seçmeni belirleyecek deniliyor. Çünkü AK Parti seçmeninin partisiyle ilgili çekinceleri olsa da Erdoğan’la bir sorunu yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde dengelerin kılpayı oluşması muhafazakâr seçmende Erdoğan’la ilgili sorgulamayı beraberinde getirdi. Erdoğan’ın başta Kudüs olmak üzere İslam dünyası konusunda verdiği mücadele, içeride başörtüsü yasağını kaldırıp okullarda Peygamberimizin hayatı ve Kuran-ı Kerim’in ders olarak okutulması, askeri vesayetin geriletilip 15 Temmuz’da darbeye karşı verdiği cesaretli mücadelesi yeniden hatırlatılıyor. ”Bir ikazda bulunalım derken kantarın topunu kaçırmayalım. Özal’ı ikaz edelim derken, statükocular kazandı. Ülke 90’lı yılların cehennemine girdi. 28 Şubat’lar geldi. AK Parti’yi ikaz edelim derken, ülke kaosa sürüklenebilir” şeklindeki değerlendirmeler artmaya başladı. Son haftaya girilirken, ”İkinci bir Erdoğan yok” sözü muhafazakâr kesimde bir parolaya dönüştü.