Yıllardır bir efsane olarak dilden dile dolaşan “ZİHİN KONTROLÜ” konusunu irdeleyeceğiz…
Zihin kontrolü acaba gerçekten mümkün mü ? Mançurya Kobayı deneyinden geçirilen insanlar uzaktan kumanda ile kontrol edilebilir hale mi getirildi ? Uzaktan kontrol ve zihin kontrolü psikolojik savaşın bir parçası mı? Bu deneylere maruz kaldığı iddia edilen ünlüler kimler ?
Tüm bu soruların cevapları “ZİHİN KONTROLÜ NASIL YAPILIYOR ?” isimli dosyamızda…
ZİHİN KONTROLÜNÜN KISA TARİHÇESİ…
Bu alanda yapılan çalışmaların tarihçesinin Hitler Almanya’sına kadar uzandığı tahmin edilse de konu ile ilgili tahminden öteye geçen ilk “somut” ip uçları savaştan yaklaşık 25 yıl sonra ortaya çıktı.
"Zihin Kontrolü" alanındaki gelişmelerin ilk ipuçları, 1969 yılında Dr. Delgado`nun yayınladığı "Beynin fiziksel kontrolü-psiko-medeni bir topluma doğru" adlı kitapta veriliyor.
Bu arada 16 Temmuz 1977 yılında New York Times gazetesinde akıllara durgunluk veren bir haber yayınlanıyor. Haberde, "ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor" başlığı kullanılıyor ve haberle ilgili bilgiler veriliyor.
Bu haberin ardından yayınlanan "Beyin Kontrol harekatı" isimli kitapta, hipnoz tekniğinden, elektronik olarak beynin uyarılmasına kadar birçok konuda bilgiler yer alıyordu.
Bu kitabın ardından yine ABD İstihbarat Servisi’nde üst düzey yetkililer arasında yer alan ve bu araştırmaların başındaki isim olduğu iddia edilen Lyn Buchanan, yayınladığı " 7.His" kitabında, Amerikan askerlerine psişik tekniklerin kullanılması ile ilgili bilgiler verdi.
ZİHİN KONTROLÜ TÜRLERİ…
Zihin kontrolü genel olarak 2’ye ayrılır. Birincisi toplumsal zihin kontrolü,2.si ise bireysel zihin kontrolü.
Toplumsal zihin kontrolü bir toplumu istenilen doğrultuya yöneltmek, toplumun distorasyona uğratarak çökertmek ve hedef olarak belirlenen toplumu belirlenmiş amaçlar doğrultusuna çekebilmek amacı ile tüm toplum üzerinde uygulanmaktadır.
Tarihteki en iyi örneği ise Hitler’in hitabet sanatı ve çeşitli teknikleri sentezleyerek tüm Alman halkını arkasına katarak koca bir ülkeyi gözü kapalı biçimde 2. Dünya Savaşı’na sürükleyebilmesi gösterilmektedir.
Bireysel zihin kontrolü ise bir insanın belli bir ortamda elektrofizyolojisini ve kimyasını etkileyerek kişiliğini ve davranışlarını istenilen şekilde yeniden şekillendirmek şeklinde özetlenebilir.
Öte yandan pek çok istihbarat servisi ve istihbarat servisleri adına çalışan bilim adamları bireysel zihin kontrolünü daha etkin biçimde sağlayabilmek adına yıllarca çeşitli kimyasalları da en etkin biçimde kullanmışlardır.
Bu kimyasallar arasında LSD,nörotransmitterleri* çok sistematik biçimde değiştiren halisünojenler, amfetaminler bulunmaktadır.
Amfetaminlerin 2. Dünya Savaşı yıllarında Hitler tarafından Alman ordusunda bilinçli şekilde kullandırılarak, Alman ordusunun hız kabiliyetinin ciddi seviyede arttırıldığı bilinmektedir.
Örneğin esrar, sodyum pentotal gibi pek çok madde bireysel zihin kontrolü için kullanılmıştır. Esrar(THC) etkisindeyken bilinç dışına ait pek çok bastırılmış imaj ve motifle ortaya çıkar.
Bunların yanı sıra güçlü halüsinojenler olarak LSD,MDA,STP, Meskalin, PCP, İbogain algılanmakta olan her şeyin distorasyona uğramasına neden olur, renklerin, seslerin yahut bilinç dışından gelen her türlü düşüncenin değişmesine neden olur.
Bu kimyasal ve ilaçlar ile insanları bir kült içerisinde transa sokmak ve istenilen amaç doğrultusunda yönlendirmek/kullanmak mümkündür.
BEYİN YIKAMA VE İDEOLOJİ KONTROLÜNDE HANGİ TEKNİKLER KULLANILIR?
1-Telkin ve telkine yatkınlık. Gerek hipnoz, gerekse tekrarlayan ritüeller uygulanır. Hemen hemen tüm tarikat ve kültler bu teknikleri kullanır.
2-Mevcut tüm psikolojik akardengeyi yıkma. Var olan inanç ve bilinç yapısı sarsılır ve kişi kendi oluşturduğu psikolojik savunma mekanizmalarından mahrum bırakılarak, yeni travma ve telkinlere açık hale gelir.
3-Egoyu zayıflatma
4-Cinsellik. Pek çok tarikat ve kült libidonun üst sınırlarda kullanımı ile bir çeşit ödüllendirme mekanizmasını harekete geçirir. Bu esnada bazı ilaçların haz alıcı etkiyi artırmaktaki etkilerinden de yararlanılır.
5-Gizemcilik ve üstün güçlere ulaşma. Bu yöntem özellikle tüm okült tarikatların başvurduğu bir tekniktir.
6-Kimyasal maddeler ile beynin normal akardengesinin (hemostasi) yıkılarak yepyeni bir yapının kurulması ve bu yeni yapının kontrol altına alınması.
“MANÇURYA KOBAYLARI”
“ Mançurya Kobayı” kendi iradesi dışında bir takım ilaçlar, beyin yıkama seansları ve hipnozun etkisi ile başkalarının istediği eylemleri gerçekleştirenlere verilen genel addır.
Mançurya Kobayı kavramı ile ifade edilen projede hedef her istenileni sorgulamadan yerine getirecek, robotlaştırılmış insanlar yaratabilmektir.
Bu projenin kod adının ise MK-ULTRA olduğu bilinmekte. Projenin mimarı eski CIA Başkanlarından Ailen DULLES bu konu ile ilgili yaptığı bir konuşmasında şu çarpıcı ifadelere yer vermişti:
"Hedef insanarın zihnindeki savaşı kazanmaktır. Bu savaşın ilk cephesi propaganda, depolitizasyon ve sansür ile kitlesel sindirmeyi sağlamaktır. İkinci cephe ise bireylerin beyinlerinde kazanılacaktır. Hedef, beyin yıkamak, ideoloji değiştirmek ve gerektiğinde bir çok Mançurya Kobayı yetiştirebilmektir”
ZİHİN KONTROLÜ VAK’ALARI…
Tabii Mançurya Kobayı konusu çok çarpıcı bir konu olmakla birlikte zihin kontrolü operasyonlarına mağruz kaldığı öne sürülen çarpıcı isimler de var…
Bunların başında ölümüüzerindeki sır perdesi hala aralanamayan efsanevi sinema aktristi Marilyn Monroe bulunuyor. Monroe’nun bildiği sırlar nedeni ile bir zihin kontrolü operasyonu sonucu öldürüldüğü yönünde.
Yine efsanevi ABD Başkanı J.F.Kennedy’e suikast düzenleyerek öldüren Lee Harvey Oswald’ın da bir zihin kontrolü operasyonuna mağruz kaldığı ve konuşmasının engellenerek öldürüldüğü düşünülmektedir.
Ünlü manken Cindy Jones’un yıllarca CIA tarafından oluşturulan bir çiftli kişilik ile yaşamaya mahkum edildiği iddia edilmekte. “The Control of Cindy Jons” isimli kitapta yazılanlara göre ünlü manken CIA’de Mors Allen’ın projesi kapsamında hipnoz seansları ile Mançurya Kobayı seanslarına tabi tutuldu ve çoğul kişilikle yaşatıldı.
Bir diğer çarpıcı iddia ise Kennedy ailesinden Robert F. Kennedy’nin katili olan Sirhan Bishira Sirhan’ın da zihin kontrolü operasyonu sonucu ortadan kaldırıldığı şeklinde. Zira Sirhan olayda hemen sonra konuşmadan ve hiç iz bırakılmadan öldürüldü.
Jim Jones’ın kurduğu halkın Tapınağı kültünün 910 üyesi 1978 yılında topluca intihar etti. Bu olayın da bir zihin kontrolü operasyonu olduğu tezi oldukça güçlüdür. Yoksa akli ve mantıki hiçbir açıklama 910 kişinin birden siyanür ile kendisini zehirleyerek intiharını açıklayamaz.
1981 yılında öldürülen John Lennon’un katili Mark David Chapman’ın bir ruh hastası olmasının yanı sıra bir MK-ULTURA projesi kurbanı olduğu iddiaları ortaya atıldı ve bunun aksi de halen ıspatlanmış değil.
Mark David Chapman, Lennon’u öldürdükten sonra mahkemede verdiği ifadesinde şu çarpıcı ifadeleri kullanıyordu:
“… Kanımda hiçbir duygu yoktu. Hiçbir öfke yoktu. Hiçbir şey yoktu. Beynimde ölü bir sessizlik hakimdi.Ölüm, soğuk sessizlik,kalıp yürüyene kadar devam etti. O bana baktı. Beni geçerek ilerledi. Ve sonra kafamda onu duydum. O bana tekrar ve tekrar “onu yap,onu yap,onu yap” diye emir verdi”
* NÖROTRANSMİTTER: Beyinde nöron adı verilen sinir hücreleri arasındaki biyoelektriksel iletimi sağlayabilen mekanizma; bu mekanizma sayesinde beyinde farklı yerlerde farklı özelliklere sahip nöronlar birbirleri ile nörontransmitterler aracılığı ile iletişim kurarak, duygu,düşünce,bilinç, his, zeka, uyanıklık, yaratıcılık gibi fonksiyonları belirlerler)