Ne Safranbolu’su ulan! Bastır parayı, ucubeyi dik

Doğan Satmış

Gazeteci dostum Mehmet Çetinkaya’nın Facebook’ta paylaştığı “Safranbolu mimarisinde 250 yıl önce, 250 yıl sonra” fotoğraflarını görünce gözlerime inanamadım.

Müteahhit, yüzlerce yıl öncesinden kaynaklanan özgün mimarisiyle binlerce turist çeken Safranbolu’nun göbeğine daracık bir binayı dikmiş, arkada kalan apartmanların önünü duvar gibi kapatmış.

Tarihi yapıları ile açık hava müzesi olan ve nedenle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’da, böyle bir ucube binayı yaparken de kaçak yollara başvurmamış, gitmiş belediyeden izin almış, komşulara ‘3 kat yapacağım’ deyip, 5’e çıkmış, hatta Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’nin açıkça belirttiğine göre bir de belediyeye 500 bin TL bağış yapmış. Başkan Elif Köse, bu bağışın binaya verilen imar izniyle ilgisi olmadığını söylüyor. Ama bağışın yapıldığı tarih bu yılın Nisan ayında, binanın başlayıp bitirilmesi de aynı dönemlere denk geliyor ve bu nedenle Safranbolulular, bağışla izin arasında bağlantı olduğuna inanıyorlar.

Xxx

Yaklaşık 30 yıldır Karabük’te yerel BRTV kanalı ile, gazetecilik yapan Mehmet Çetinkaya, binanın nasıl ve hangi aşamalardan sonra dikildiğini de gazeteci arkadaşlarıyla araştırmış, dört dörtlük ayrıntılarıyla BRTV’de yansıtmış. Siz de isterseniz, Mehmet Çetinkaya’nın Facebook sayfasında (https://www.facebook.com/mehmet.cetinkaya.7) ilgili tüm haberleri okuyabilir ve izleyebilirsiniz.

Xxx

Nedense, Safranbolu’daki bu binanın fotoğraflarını görünce, aklıma rahmetli Alparslan Türkeş’in sözleri geldi.

Türk siyasi hayatına girmiş önemli sözlerden biri MHP eski Lideri Alparslan Türkeş’in, “Ne mozaiği ulan!” sözleriydi. Bir Kürt milletvekili, kültürel mozaikten söz edince, kendisine bu karşılığı vermişti.

Bence bu sözler, sadece bir dönemi değil, aslında Türkiye’de hakim olan ‘dayatma’ felsefesini yansıtıyor.

Yaşadığımız olaylar da bu felsefenin sonuçları aslında.

Eğer öyle olmasa, kanun üstünde en yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesi’ne kimse çıkıp meydan okuyabilir mi?

Anlaşılan müteahhit de “Ne Safranbolu’su, ne mimarisi ulan!” diye düşünüp, Safranbolu’nun geneline hiç bakmadan, inşaatı bitirmiş.

Xxx

Kanunlar ve devletin denetim mekanizmaları, her şeyin belli kurallara göre, hakça, hukuk içinde ve halkın yararına yapılması içindir ve herkesi bağlar.

Bu dünyada yeni icat edilmiş bir şey de değildir, yazılı kanunlar binlerce yıldır var.

O yüzden, hiçbir vatandaş, çıkıp “Ne kanunu ulan!” diye dayatamaz.

Hiçbir müteahhitin de “Ne mimarisi ulan!” deme hakkı yoktur, belediye izin verse de olmaz. Sonuçta Atatürk’ün bile açıkça belirttiği gibi, bazıları ‘gaflet, dalalet veya ihanet içinde’ olabilirler.

İstanbul’da yıllar önce bir Park Otel faciası yaşamıştık, parayı bastıran müteahhit, İstanbul’un en gözde yerinde, sokağı da temele katıp, 17 kat fazlasıyla, devasa bir kale gibi, Park Oteli dikmişti. Neyse ki, dönemin belediye başkanı Nurettin Sözen’in ve halkın ayaklanmasıyla, bu otelin tam 17 katı tek tek yıktırıldı.

Ama diyeceksiniz ki, aynı yıllarda bir de Gökkafes yapıldı İstanbul’a ve şimdiki Cumhurbaşkanı’nın, ısrarla protesto etmesine ve ‘Ben oraya gitmem’ itirazlarına rağmen, bina orada hala dimdik duruyor.

Siz de haklısınız.