Dün akşam www.NGazete.com yayın kurulu toplantısını gerçekleştirdik. Toplantıda güzel konuları işledik. Her şeyi konuştuk, sonra çıkan sonuç Ne yazayım? DİYE DÜŞÜNDÜM.
Bugüne kadar iktidara hangi hükümet geldiyse gazilerimiz ile ilgili yazılmayan yazı, söylenmeyen yalan, verilmeyen söz kalmadı.
Yetmedi birde gaziler arasında ayrımcılık ortaya çıktı. Oda yetmedi senin gazin üstün benim gazim üstündeliği ortaya çıktı.
Bizler gaziler arasındaki hak ve eşitlik düzelmesini beklerken hükümet iyice gaziler arasına iç güvenlik gazisi, harp malulü gazisi, Kore gazisi, Kıbrıs gazisi ve son olarak 15 Temmuz gazisi diye adlandırıldı.
Gazilerimizin haklarını korumak ve haksızlığı adaletsizliği ortadan kaldırmak ve bütün gazilerimizin haklarını eşitlemek için yüzlerce dernek kurulmasına rağmen bir pirinç tanesi yol alınmadı.
Terörle mücadelede iç güvenlik hizmeti esnasında ülkemizin bölünmez bütünlüğünü korumak için bölücü unsurlar ile çıkan çatışmada yaralandığı halde malul gazi olamayan,2011 yılında, bir kaç gazimizin başlatmış olduğu hak arama mücadelesi bu güne kadar, görüşülmedik vekil, bakan ve başbakan kalmadı.
Hükümet büyüklerimizden duymadığımız yalanlar kalmadı. Güler yüzlü ve süslü yalanlarla makamlarından uğurlandık.
Bu kadar çaba hükümete sadece sayımızı ortaya çıkarttırmış oldu.19800 kişi olduğumuz 2019 yılı itibarı ile milli savunma bakanlığı açıklama yapmıştır.
Kaç tane başbakan ve bakanlar görev başına geldi ise bizimle ilgili çalışmaların sürdüğünü, muhalefet partileri tarafından meclise önerge verildiği ve hükümet tarafından ret edildiği gün bir bayan bakanımızın 7 tane bakanlığa talimat vererek çalışmaların sürdüğünü mecliste bütün milletvekillerine bilgi verdi.
19 bin gazimiz ve ailesi halen bu 7 tane bakanlığı merak etmektedir, hiçbir açıklamada yapılmamıştır.
Ne hikmettir ki kaç tane başbakan, bakan gelip geçti ise Aradan yıllar geçmesine rağmen bazı bakanlıkların birleştiği halde gazilerimiz ile ilgili yapılan çalışma tamamlanamadı.
Bütün gazilerimiz ile ilgili bütün işlerin Cumhurbaşkanlığı sisteminde cumhurbaşkanımıza bağlı tek çatı altında toplanıp tek elden yürütülmesini beklerken hiçbir çalışma ve harekete geçme olmamıştır.
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi bakanlıklar ve müdürlükler arasında gazilerimiz hem yazışmalar yapmakta hem de hak aramaktalar. Gazilerimize verilen bu işkence bitsin artık.
Yeni sistem olarak başkanlık sistemine geçtik. Yeni sistemde yeni yasalar yeni anayasa ve terörle mücadele kanunun düzenlenmesini istedik.
1053 nizamnamenin Amerika’dan alınıp üzerinde çalışılarak 1953 yılında ülkemizde terör olayları yokken hiçbir örgüt ile askerlerimiz çatışma ortamına girmemişken bakanlar kurulu kararı ile hayatımıza girdiğini öğrendik.
İnsanın aklına geliyor ve sormadan da edemiyor Amerika nereden biliyordu terör örgütlerini de 1053 nizamnameyi ozamanın hükümetine düzenleme ile kabul ettirdi.
Terörle mücadele sırasında yaralanan malul olamayan gazilerimizin ortak noktada buluşması, ortak akıl olarak bir araya gelip Akparti hükümetinin artık bu kanunlar yasalar ve yönetmelikler ile ülkeyi yönetemediği kanaatine varıldı.
Seven sevdiğine ders vermez, “her zaman yanında olur” elbette, ama ya sevilen yanımızda yoksa?
Yazmaya devam edeceğim