“Türkiye’yi yok etmeye girişenler, ıslah etmek, uygarlaştırmak gibi bahanelerle, Türkiye’nin yönetimine sızmışlardı.
Bu düşüş, aczle başlamıştı.
Türk halkının her nasılsa başına geçmiş insanlar, susmaya mahkûmmuş gibi, korkak ve müteredditdiler.
Fikir adamları, kendi kendimize adam olma ihtimalimiz yoktur, diyordu.
Onlar bizi idare etsin, diyorlardı.
Bunun etkisinde kalarak, milletin de zihni bozulmuştu.
Durumu düzeltmek için, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıkmıştı!
Oysa, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.”
Mustafa Kemal, TBMM konuşmasından, 1922
...
Baş'a gelmek değil mesele, hangi matematik üzerinden o koltuğa oturduğun, kim'ler adına çözüm, siyaset üreteceğin mühim mesele!
Çanakkale'de kullanılan harita Sarıkamış'ta işe yarasaydı, tarih farklı yazılırdı, değil mi?!
O çok zor şartlar altında, bir avuç inanmış adam, dünya'yı yenmedi, çağ'ın ruhuna hitap eden "Önder Mustafa Kemal"in iz'inden giderek, Türkiye'yi yok olmaktan kurtardı.
Mustafa Kemal’i eşsiz kılan "özgürlük benim karakterimdir" demesi, inadına ölümüne zafere, milli kurtuluşa yürümesidir!
Asıl tartışılması gereken nokta, İkinci Mustafa Kemal konusu.
"Atatürkçüyüz" diyenler, ne kadar "iki Mustafa Kemal’den ikincisinin öğüdüne kulak verip, emanetine sahip çıkmış, Atatürkçü, ne kadar Atatürk’ün eserine sahip çıktı"; çıkmadı ise nerede kimler tarafından kafalar karıştırıldı?!
Hayat'ı kocaman bir şaka zannedenler, güldürmeyen son şaka'yı hiç akıl'dan çıkarmasın.
Mustafa Kemal "Süperman" değildi, öyle olmuş olsaydı, Osmanlı'yı kurtarırdı.
Ölüyü diriltmek sadece Yaradan'a mahsus bir özellik ise Osmanlı'nın hikayesi ortada!
Mustafa Kemal'in dehası, o çökmüş, çürümüş yapıdan, laik, çağdaş, çağ'ın ruhu'na hitap eden bir devlet'i çıkartması.
Asla pes etmemesi, ufkun ötesini görmesi.
Mustafa Kemal Atatürk, insanlara esin kaynağı olan bir general ve vizyon sahibi bir liderdi.
Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken yurdunu korumak için savaştı ve İmparatorluk'un küllerinden Modern Türk Ulusu'nu yarattı.
Olağanüstü bir devlet adamı ve modernleşmeci olarak tanınmasına rağmen liderlik vasıfları genellikle göz ardı edildi.
...
"Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam da o derece parlak olur.
Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını atlatmış oldukları fırtınalarda elde etmişlerdir."
Epiktetos
...
Atatürk’ün, Napolyon ve İskender’I takdir ettiğini, Lord Kinross'un "Atatürk The Rebirth of a Nation" kitabinda, her ikisi için; "O kadar uzağa gittiler ki, adeta vatanlarını unuttular"demiş olduğunu okudum.
Atatürk'ü iyi anlamış olan ve O'nun için muhtelif konferanslar veren biri de, 2004 ABD Başkanlık Seçimleri'nde Demokrat Parti'den aday adayı olan ancak umduğu desteği bulamadıktan sonra yarıştan çekilen NATO eski Başkomutanı (E) Orgeneral Wesley Clark'dir:
"Muhtemelen başka hiçbir yirminci yüzyıl lideri ülkesi için Mustafa Kemal Atatürk'ten daha fazlasını yapmadı.
İlham veren ve vizyon sahibi bir lider.
Osmanlı İmparatorluğu çökerken, anavatanını korumak için savaştı ve imparatorluğun küllerinden modern Türkiye ulusunu yarattı.
Delici bir zekaya, keskin bir savaş alanı içgüdüsüne ve organize etme ve planlama konusunda dahi olan, gerçekten yetenekli ve cüretkar bir askeri lider olarak, askeri dehası, stratejik vizyonu ve siyasi modernizasyonu mirası ilham vermeye devam ediyor."
...
Kitabın adı: ATATÜRK
Modern Türkiye'nin Kurucusu Dahi Generalden Liderlik Üzerine Dersler
Yazar: Austin Bay
http://austinbay.net/
İngilizceden Çeviren: Fethi Aytuna
Pegasus Yayıncılık
1. Baskı: İstanbul Ekim 2013
256 sayfa
...
Albay Austin Bay'In yazdığı bu sürükleyici biyografide, Atatürkün askerlik kariyeri ele alınırken, 20. yüzyılın en etkileyici liderlerinden biri karanlıktan gün ışığına çıkarılıyor.
Atatürk'ün genç bir askerî öğrenci olarak kendini askerlik tarihi ve stratejiyi iyice öğrenmeye verdiği günlerle öyküsüne başlayan Bay, ardından okuyucuyu Libya, Çanakkale ve Birinci Dünya Savaşı'nın Türk-Rus cephelerine götürüyor.
Bu yolculuk Atatürk'ün gerçekten yetenekli ve gözü pek komutanlığını, keskin zekâsını, savaş meydanlarındaki derin içgüdüsünü, örgütleme ve planlama konusundaki dehasını göz önüne seriyor.
Onun askerî başarı, stratejik vizyon ve siyasi modernleşme konusunda bıraktığı miras 21. yüzyılda insanlara esin kaynağı olmaya devam ediyor.
Değişen bir dünyada değişimin yazarlarına dair söylenebilecek yeni bir şey her zaman vardır.
Austin Bay, Atatürk'ün aldığı kararların ne kadar yerinde olduğunu ve bunların modern askerî doktrince de doğrulandığını ikna edici bir biçimde göstererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve şekillendiren Mustafa Kemal'i daha iyi anlamamızı sağlıyor.
...
"Askerî tarihçi, köşe yazarı ve eski muharip Austin Bay, anlaşılmaz bir konuyu gayet özlü bir biçimde aydınlığa kavuşturuyor.
Modern Türkiye'nin aciz duruma düşüp yenilen dostlarına ve kendisinden kat kat üstün ve güçlü düşmanlarına rağmen, bir Anka Kuşu misali Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden birdenbire nasıl yükseldiğini, Mustafa Kemal Atatürk'ün olağanüstü askerlik hayatıyla birlikte anlatıyor.
Bay'ın sürükleyici askerî biyografisi, orjinal olduğu kadar tam vaktinde yazılmış bir eser.
Eski muharip Bay'ın kendi tecrübeleri üzerinden empati kurarak kaleme aldığı, Atatürk'ün büyük başarısını günümüzün laik Türkiyesi'ndeki mevcut muhafazakâr yükselişle karşılaştırarak anlatan yapıt bu haliyle oldukça güncel bir çalışma."
Victor Davis Hanson
...
Bu, Atatürk'ün yaşamı ve başarılarını anlatan bu kısa ve öz yapıtı tavsiye etmek için yeterli bir neden.
Kitap, dünyanın büyük askerî liderlerini anlatan bu dizide Atatürk'ün de yer almasını haklı çıkarıyor.
...
Atatürk, 'çağ'ın ruhu'na hitap etti.
Dönem'in "Osmanlı bakiyesi"ni, 1923'te açılan parantez üzerinden dönüştürmeye, medeni, çağdaş dünya'nın parçası yapmaya çalıştı.
Türkiye'yi, Avrupalı bir devlet yapmak için gecesini gündüzüne kattı.
...
"Aslan’ın sırtına binmek, inmekten kolaydır!"
Çin Atasözü
...
1776, 1789'un ruhu'na uygun 1923 operasyonu, öncesinde 23 Nisan 1920.
Mustafa Kemal'e, "aldattı" diyenler, çağ'ın ruhu'ndan bihaber olanlar.
Neticede, 1776, 1789, Avrupa içindeki Aydınlanma ve/veya Sekülerizm operasyonu idi.
19 Mayıs'ta Samsun'a çıkan meçhul'e adım atmadı, neyi neden yaptığını biliyordu!
Aynen Çanakkale'de olduğu gibi.
Önce tepe'de ya da derin'de "anlaşma" sağlandı, sonra sahada temizlik operasyonu başladı!
Atatürk, dünya tarihinde, her yönden ender görülen büyük liderlerden biri'ydi.
Uluslararası bütün Tarihçi'ler tarafından takdir edilen 'devlet adamı'ydı.
...
Güncellenen şer ekseni!?
Gerçek olan'la gerçek olmayan'ın iç içe geçtiği 'alacakaranlık kuşağı'nın içinde geçiyoruz.
Bazen "söz"ü kimin söylediği önemlidir.
Bazen de söyleyen değil, söz'ün kendisi önemlidir.
Kanmak istemeyeni hiçbir mantık kandıramaz ise kabahat sadece kandıran'da olmasa gerek.
Kimi zaman ne’yin söylendiği önemlidir, kimi zaman kim’in söylediği, kimi zaman da kimin neyi söylediği vb.
Kendileri, kusura bakmasınlar, Atatürk'ü zurna ile mukayese eden, onu Hüseyin Hüsnü Paşa'nın emir eri olarak tanıtmaya çalışan, "10 Kasım'da saat 9:00'da kenefe gidin", "Keşke İstiklal harbini Yunan kazansaydı", "İstiklal harbini bir maymuna borçluyuz" sözleriyle, kıskanç, ellerinden bir iş gelmeyen, meşhur olmaya, tarihçi diye geçinmeye çalışan kimselerden bahsetmiyorum!
...
Kemal, Osmanlıca "mükemmel" anlamına gelir.
Mustafa'nın bu ünlü lakabı nasıl aldığı, spekülasyon ve tartışma konusu olmayı sürdürmektedir.
Büyük olasılıkla genç Mustafa bu ismi, "Yurtsever şair Namık Kemal'e duyduğu hayranlıktan ötürü" kendisi seçmişti?!
Zira, bu şairin yazdığı şiirler ve tiyatro oyunları onu entelektüel ve siyasi açıdan çok etkilemişti:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"
...
Alt/üst zamanlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün gizli bir defteri ya da vasiyet’i yok!
İstihbari mavra!
"Lüzumsuz çaba"!
Gazi’yi ayakta tutan matematik, 1776, 1789 çizgisi!
Kaldı ki, kendisinin de "hiçbir dogma bırakmıyorum" dediği sözü de orta yerdeyken, kulağı ters’ten gösterme çabası yersiz!
"Önder" Mustafa Kemal Atatürk, Dünya'yı yendiği için değil, çağ'ın ruhu'na hitap eden 'yüksek matematik'in içinden geçtiği için başardı; düşman'a diz çöktürdü, çaresiz bıraktı, laik, çağdaş cumhuriyet'i ihdas etti, ölmeden önce de genç'lere emanet etti.
Vasiyet’i geçin, "Laik, çağdaş Cumhuriyet"e yani ‘milli emanet’e sahip çıkın yeter!
Atatürkçüyüz deyip, ölümlü Mustafa Kemal’i Tanrı’laştırıp, sonra da O’ndan yardım dilenmenin neresinde ilim var, neresinde fen, neresinde akıl?!
Papağan gibi Atatürk’ün sözlerini tekrar ederek "medeni devletler seviyesini aşmak" mümkün mü?!
Tarihte yaşayan Atatürkler ölmez, her dönemde ete kemiğe bürünüp ortaya çıkarlar, ne var ki fani olan Mustafa Kemal'ler ölür, Anıtkabir ne yapsın?!
Hasılı:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
Ezcümle:
"Yurtta Sulh Cihanda sulh!"
Cüneyt Şaşmaz