En son 6 Mart tarihinde “MOSKOVA ANTLAŞMASINDA GÖRÜLMEYENLER” başlığıyla bir yazı kaleme alan Bingöl, daha önceleri Suriye’de Türkiye ile birlikte hareket eden bazı radikal unsurların Türk askerine saldırı düzenleyebileceğini belirtmişti. Bingöl yazısında “…Bu antlaşma bize birçok konuda ders verdi. Bir defa dış politikanın hamasetle yürütülemeyeceği, dış politikada stratejilerinin öngörüsüz yazar-çizer takımıyla belirlenemeyeceği gerçeği de ortaya çıktı. Bingöl; Moskova antlaşmasındaki “Terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken”, maddesinin Türkiye ile Radikal grupları karşı karşıya getireceğini belirtmişti.
“Türkiye ile birlikte hareket eden başta HTŞ ve El Nusra olmak üzere diğer bazı gruplara karşı operasyonlar devam edecek. Bu gruplar “Türkiye bizi sattı” iddiasıyla TSK unsurlarına saldırı düzenleyebilir. Nihayetinde bu gruplar antlaşmanın açıklanmasıyla birlikte bu antlaşmaya uymayacaklarını açıkladılar” diyerek tehdidi önceden haber vermişti. Aradan daha iki hafta geçmeden radikal unsurlar TSK unsurlarına saldırı düzenledi.
Milli Savunma Bakanlığı dün gece yaptığı açıklamada “İGAB'da görevli unsurlara bölgedeki bazı radikal gruplar tarafından roketli saldırı düzenlenmiştir. Roketli saldırı sonucu 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 1 kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır. Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımızla ateş altına alınmış ve misliyle karşılık verilmiştir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar dileriz." denildi.
Gazetemiz yazarlarından Nevzat Bingöl, bundan sonraki süreci ise şöyle yorumlamıştı. “Antlaşmayla birlikte bir ateşkes sağlanmış oldu. Ancak bu ateşkes Türk ve Rus-Suriye güçleri arasında sağlandı. Antlaşmaya göre terörist gruplara yönelik saldırılar devam edecek. Bir süre bu antlaşmaya sadık kalınacak, daha sonra paramiliter güçlerin İdlib’e yönelik saldırıları olabilir. Unutulmamalıdır ki ne Suriye rejimi ne de Rusya, Suriye topraklarında başka bir gücün olmasını istemez. Bu nedenle de sadece İdlib değil, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Kalkanı operasyonuyla kontrol edilen bölgelere karşı her an saldırıların yaşanabileceğini bilmek lazım.”
Bingöl, “Tüm bu olumsuzlukları bir kenara bırakarak, Türkiye’de ekonomik, sosyal, siyasal, askeri sıkıntılara neden olan Suriye batağından bir an önce kurtulması ve iç sorunlara odaklanarak çözüm üretmesi gerekir. Özellikle kutuplaşmanın önü alınmalı, hamasetten vazgeçilmelidir. Aksi takdirde yeni antlaşmalara da ihtiyaç duyabiliriz.” diye uyarıda da bulunmuştu.