Biz10 TV'de Zeynep Uzun'un sorularını yanıtlayan şarkıcı Nihat Doğan, özellikle Twitter paylaşımlarına bakıldığında daha muhalif göründüğüne ilişkin yoruma şu yanıtları verdi:
- Ben halkı çok seviyorum. Aslında siyaset halka hizmet sanatıdır. 5-6 yıldır da siyaset falan konuşmuyorum. Konuşmamaya da özen gösteriyorum çünkü siyaset yapmamdaki en büyük neden de o halka hizmet etme sanatının içinde olma arzu ve isteğim çünkü sen olmazsan bu sefer daha çok rant peşinde koşan, siyaseti rant aracı olarak kullanan insanlar güruhu oluşuyor. Birilerinin çıkıp bu düzene karşı gelmesi, siyaseti çıkarı için değil siyasete katan insanlar olması gerektiğine inandığım için siyaset yaptım. O zamanın ruhuna baktığınızda da AK Parti'nin yola çıkış süreci, kodları gerçekten özgürlükçü, demokrat, daha insan odaklı, daha devletçilikten ziyade halkçı; reddedilmiş, inkar edilmiş, asimile edilmiş milletlerin haklarını kendilerine geri vereceği iddiasıyla bir vicdan partisi olarak yola çıkış hikayesi buydu. Ama daha sonra farklılıklar gösterebiliyor. Gelinen noktada mağdur edilmiş Alevi kardeşlerimizin haklarının teslim edileceğine, onlardan özür dileneceğine; inkar, asimilasyon politikalarına maruz kalmış Kürt halkının haklarının teslim edileceğine...
- (Edilmedi mi sizce?) Bu siyasi bir konu. Ben siyaset yapmayacağım. Bugünkü AK Parti -ben artık şunu anladım, benim siyasetten anladığım o- o AK Parti değil. "Neden konuşmuyorsun?" diyorsun ya. Çünkü ben şunu gördüm. Her yapılan devrim kendi devrimcisini ehlileştiriyor. Ben bunu yaşadım, gördüm. Her rejim de, yola ortak akılla gelen herhangi bir hareket, hangisi olursa olsun, rejimi ele geçirip, sistemi ele geçirdikten sonra hiçbir fikre tahammülü kalmıyor, istişareyi ortadan kaldırıyorlar. Ben de herkesi eleştiririm. Ne bir siyasi partiye tapınırım ne siyasi bir lidere tapınırım. Hiçbir puta da tapınmam. Ben bu dünyaya putları yıkmaya gelmişim. (...) Doğru birdir. Ben doğruyu takip ederim. Doğruyu terk edeni de terk ederim. (...)
- (Kızgın mısınız AK Parti'ye?) Hayır. Ben üzülüyorum sadece. Emek verdiğim parti keşke o kuruluş kodlarında kalsaydı diyorum. Şunu da gördüm çünkü siyaset bana bunu da öğretti: Her rejim kendi vesayetini tahakküm etme noktasında Kürt kanından besleniyor.
- (Kullanılıyor mu Kürtler?) Kürt halklarına zulmediliyor, başka bir şey yok. Kürtleri kimse kullanamaz, onlar kendini kullandırırsa bilemem. Ama ben dışarıdan bakan bir gözle bunu görüyorum. Bugün bir sürü Kürt yönetici cezaevinde. Ne yapmışlar bu adamlar? Kürt seçilmişler var. Yanlış anlamayın, ben HDP'ye hayatım boyunca oy vermedim ama bu zulümdür yani. Geçmişte AK Parti'ye oy vermiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum: Bu bir zulümdür. Şu an içeriye alınmış Kürt siyasilerin hepsi siyasi rehinedir. Fikirlerinden dolayı hiçbir Allahın kulunu cezaevine atamazsın. Yüzde 99'u fikirlerinden dolayı içeride. Ben en çok AK Parti kapatılacağı zaman da, siyasi liderler içeri atılacağı zaman da biz buna da karşı çıktık. Her rejim bakıyor artık argüman üretemiyor, siyaset üretemiyor, dönüyor dolaşıyor Kürt düşmanlığı üzerine hemen yeni bir paradigma geliştiriyor. Kürtler bu ülkenin kobayı olup çıkmışlar. Önce yola çıkarken "Kürtler, Kürt kardeşlerimiz, Kürt açılımı" vs. Gelinen noktada fikri seninle örtüşmüyorsa, biraz Kürt halklarının menfaati noktasında zaten hemen "Aa PKK'li" diyorlar, içeri atıyorlar.