BOĞAZİÇİ’NDE YENİ İTTİFAK…
NURAY BAŞARAN
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 büyük ülkenin liderlerini bir araya getirmesini değerlendiremedik. Cumhuriyet’in 95. Yıldönümü Resepsiyonu’nun Ankara’dan ‘taşınması’ na itirazımız, zirveyi değerlendirmemizi biraz erteledi.
Oysa bu Zirve’yi atlamamız olmaz. Zira bu Zirve’yi anlamak ve anlatmak bölgeyi anlamak ve geleceği planlamak anlamına geliyor. Ki zirve , Türkiye’nin ve Erdoğan’ın da büyük başarısıdır.
Zirvede ortaya çıkan kararlar da bir o kadar çok önemlidir. Zira bu toplantı ile özellikle İdlib’de savaşın durdurulması sağlanmıştır.
Amerika’nın Suriye’de kurduğu 15 askeri üsse karşılık, Suriye’deki bugünkü durum ile ilgili Zirve’de kalıcı kararlar alınması, bölge insanlarının sürüklenmek istendiği kaosu da engellemiştir. Şimdi artık yeni bir adım atılmıştır ve ortada yeni bir durum vardır.
Özellikle Amerika’nın söz dinlemeyen durumu ve bu konudaki diyalog çabaları na rağmen savaşı tırmandırmak istemesi, Orta Doğu Savaşının ateşine odun attığını bilmeyenimiz yok.
Ki bu noktada ; YPG ve PYD’ye silah göndererek savaşı Orta Doğu’dan Orta Asya’ya götürmeyi hedeflemesi de artık gizlenemez bir durumdur.
Ve insanlık açısından çok büyük bir tehlikeyi öne çıkaran bu durum da önlenmiştir.
İşte bu aşamada; Rusya gibi batı karşıtı büyük bir gücün , Almanya gibi Avrupa’nın patronu bir ülke ile BM’deki 5 büyükten birisi olan Fransa’nın katıldığı bir zirvenin İstanbul’da gerçekleşmesi, Orta Doğu’da savaşı tırmandırmak isteyen İsrail’i ve İsrail’in kontrolündeki Amerika’yı ve savaş ticareti peşinde koşan silah fabrikatörlerinin önünü kesmiş ve yaşanılan sıcak konjonktürün daha da büyümesi artık gündem dışı bırakılmıştır.
Dünya tarihi açısından baktığımızda, merkezi coğrafya olarak Orta Doğu, hep ana sorun olmuş. Bu doğrultuda merkezi coğrafyadaki savaş girişimleri, Orta Doğu’ya yönelik barış anlaşmaları ile önlenmiş.
Geçen hafta İstanbul’da yapılan 4’lü zirve bu girişimlerin son örneği olarak gündeme gelmiş ve aynı zamanda Türkiye’nin içine sürüklendiği savaş sürecinin de önünü kesmiştir.
Bir tarafa Almanya, Avrupa ülkelerin bir Avrupa savunma hattı doğrultusunda örgütlemeye çalışırken ; Fransa da Almanya’nın yanında yer almıştır.
Ama Amerika’daki son zamanda yaşanan iç çatışma ve çekişmelerin bölgeye yansıması , savaş lobilerinin bölge ülkelerini sıcak çatışmalara sürüklemesine karşılık, zirve ile 4’lü bir insiyatif de kendiliğinden gündeme gelmiştir.
Bu arada, İstanbul’da toplanan 4’lü zirve; ( eğer bugünkü savaş süreci devam ederse ) Türkiye ve Rusya’nın parçalanacağını, Almanya ve Fransa’nın da Amerika’nın dümen suyuna sürüklenmesi ile ulusal politikalarının uygulanamaz hale gelmelerine neden olacağını (Merkel, Macron, Putin ve Erdoğan) çok iyi biliyorlardı.
Şimdi gelinen noktada; Amerika ve İsrail’in ‘Armageddon’ adı verilen 3. Dünya Savaşı için yollarına devam edebilmeleri için, yeni bir örgütlenme ve saflaşma olgusu öne çıkmaktadır. Bu da Amerika- İsrail ikilisinin, Arap dünyasını bölerek ittifak yaptıkları Araplar ile Orta Doğu’da bir Arap NATO’su kurma çalışmalarıdır. Ancak bu konuda da ‘kral çıplak’tır.
Boğaziçi’nde Tayyip Erdoğan’ın oluşturduğu savaş karşıtı yeni ittifaka karşı,savaş taraftarlarının farklı bir örgütlenmeyi Arap NATO’su ile gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyleyebiliriz. Ama…Devam edeceğiz.