Nuray Başaran Yazdı: İMAMİYET!

Nuray Başaran'ın İMAMİYET adlı yeni yazısı sizlerle..

Önce başlığımızın anlamından başlayalım. Türk Dil Kurumu’na göre İmamet veya İmamiyet, din işlerinden sorumlu olmak ve devletin başında bulunmak demektir.

Zaman zaman halifelik kavramı ile de aynı tutulan bu makam, Libya’nın ünlü Lideri Kaddafi ile dünyaya kendisini ‘Cemahiriye’ kavramı ile göstermiştir. Ve bu rejim, 42 yıl Kaddafi’yi iktidarda tutmuştur.

1969 yılında yapmış olduğu darbe sonucu iktidara gelip, 1970'ten 1972'ye kadar Libya başbakanlığı, 1972'den 1979'a kadar ise Libya devlet başkanlığı görevini yürüten Kaddafi , 1979-2011 yılları arasında Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi ‘ ninKardeşçe Lideri ve Bir Eylül Büyük Devriminin Rehberi unvanını kullanarak, resmî bir görevi olmadan toplam 42 yıl boyunca Libya'yı yönetmiştir.

Son yılarda ülkemiz siyasetinde sonu çok tartışılan liderlerden de birisi kuşkusuz Kaddafi’dir.

Kaddafi’nin İngiliz İstihbaratı tarafından Londra Harp Okulu’nda eğitim gördükten sonra Ankara’da Harp Okulu’nda yetiştirilmesi de ayrıca önemlidir.

42 yıl görevde kalan Kaddafi, - İngiltere’nin yetiştirdiği bir adam olarak- bölgede sonuna kadar İsrail’e ve politikalarına karşı çıkmıştır.

Zaten Ortadoğu’da İsrail’in İngiliz bağlantılı bir rejimi istememesi de ölümünü getirmiştir.

Osmanlı’dan sonra 18. Yüzyılla- 2. Dünya savaşına kadar dünyanın egemen gücü İngiltere’dir.

1948’den sonra yapılan bir anlaşma ile bu egemenlik hakkını Amerika’ya devrediyor. Ancak İngiltere yine beyin olmaya devam ediyor.

İçinde bulunduğumuz çağ sanayi çağı… Sanayi çağını yakıtı petrol ve doğalgazdır… Dünya petrol ve doğalgaz rezervinin 3/2’si de Ortadoğu’dadır.

Osmanlı’nın yıkılmasının en büyük sebebi de zaten bu kaynaklara ulaşmaktır.

İngiliz istihbaratı Osmanlı sonrası bölgeyi siyaseten yapılandırırken kolay yönetebilmek için , Ortadoğu’da gündeme gelen Müslüman Kardeşler (ihvan)’i örgütlemiştir. (Müslüman Kardeşler olarak bilinen bu yapı Mısır’da kurulan ve bazı Ortadoğu İslâm ülkelerinde de faaliyet gösteren dinî-siyasî bir teşkilât ve harekettir.)

Bu Teşkilatın (Müslüman Kardeşler’in- İhvan’ın) örgütlemediği alternatif yerlerde de, Suriye- Irak ve çevredeki yapılanmada ise otoriter rejimler varolmuştur.

O rejimler de ikiye ayrılıyor:

Birincisi Irak’ta sağ kanat, ikincisi Suriye’de sol kanat olmak üzere, Baas Partisi örgütleniyor.

Malum Baascılık da ‘Yeniden doğmak’ demek. Baasçılık, Arap dünyasının tek bir devlette birleştirilmesi çağrısında bulunur. "Birlik, Özgürlük, Sosyalizm" sloganı ile Arap birliğine ve Arap olmayandan gelen kontrole ve müdahaleye karşı özgürlüğe atıfta bulunur.

Ve o bölgenin yeni yapılanmasına uygun olarak sosyalizm artı milliyetçilik , artı İslamcılık şeklinde üçlü bir yapılanma olarak gündeme geliyor.

Böylece tek başına İslam, tek başına sosyalizm ve tek başına milliyetçilik değil ama kendine özgü bu bölge için özel oluşum olarak gündeme gelen Baascılığınönünü açan fikri bir konu olarak gündeme geliyor.

Daha sonra Kuzey Afrika’da da otoriter İslam rejimleri görülüyor. İşte bu süreç içerisinde Libya’da Kaddafi isimli bir Teğmen, özel olarak yetiştirilip İngiltere’nin bölge planlarına uygun olarak Kuzey Afrika’nın tam ortasında bir İslam dini rejimi kuruyor.

Özellikle İslam’ ın esas alındığı Halifeler dönemi ile Abbasi ve Emevi dönemlerinden gelen idari yönetim birimine uygun bir İslami rejimin İngiltere’nin Kaddafi’yi yönlendirmesiyle, anti İsrail bir yapılanmaya dönüşmesi , Ortadoğu’nun 20. Yüzyılın ikinci yarısında uzun gerginlik ve sıcak çatışmalara sahne olmasına neden oldu.

Kaddafi ‘ Yeşil Kitaplar demeti’ ile kurduğu rejim ve devlet modelini Cemahiriye olarak resmen ilan etti. Dünya ülkelerinde Libya elçilikleri Cemahiriyeadıyla temsilcilik kurdu.

Bu noktada rejim, Cemahiriye yani halk cumhuriyeti yapısının esas alındığı ama aslında devlet başkanının din büyüğü ve dini lider kabul edildiği İmamiyetrejiminin güncellik kazanmasına yardımcı oldu.

Bunları bugün neden mi yazı konusu yaptım?

İmamiyet, bugün çok tartışılan başkanlık rejiminin farklı bir uygulaması olarak gündeme gelmiş ve İmam adıyla anılan bir din büyüğü, burada İslam devletinin başı olarak kabul edilmiştir.

İslam ülkelerinde Cumhuriyet rejimleri , dininkurallarını engellemesi yüzünden halk demokrasisine dönüşmemiş ama tek adam konumundaki İmamın istekleri , kararları doğrultusunda yeni bir rejimin yapılanmasını gündeme getirmiştir.

Bugün Ortadoğu ülkelerinde İslam ağırlığı ilekrallıklar ve emirlikler adı altında devlet yapılanmaları biçimlenirken, aslında tek bir imama dayalı rejimler, İmamiyet yapılanması gündeme getirerek, halk kitlelerinin rejime katılmasını sağlayan cumhuriyet rejimlerinden uzaklaşmışlardır.

Bu çerçevede bugün hala Arap ülkelerinde krallıklar ve emirlikler, İmamiyet uygulamasıyla devletlerini yönettikleri için, artık İslam ülkelerinde bir İslam Cumhuriyeti’ni değil İslami bir rejim olarak İmamiyeti öne çıkarmıştır.

İmam konumunda olan devlet başkanları, hem devletin kurallarını belirleme çizgisinde, ılımlı İslam politikalarını günümüzde canlandırmaktadır. Ve bu doğrultuda İslam dünyası için kendine özgü bir devlet ve toplum modelini ortaya koymaktadır.

Türkiye’de bu aşamadan sonra İslam ülkeleriyle geliştireceği ilişkiler çerçevesinde; İmamiyetrejiminin Halifeler döneminden gelen modelini dikkate alarak hareket etmek zorundadır. Ayrıca son zamanlarda Ankara kulislerinde tartışılan ‘Halifelik senaryoları’ da bu tarih bilgisi ve yaşananlar bilinerek konuşulmalıdır.

80 yıllık Siyonist rejim Ortadoğu’da yeni dönemde varlığını geliştirirken , ‘Ilımlı İslam’ üzerinden hareket ederek Arap ülkelerindeki İmamiyetrejimlerini muhatap alarak , Cumhuriyet açıklığının kapatılması için harekete geçmelidir. Aksi halde halk kitlelerinin uzaklaştırıldığı tek kişinin yönettiği İmamiyet rejimlerinin bölgede kaçınılmaz sınır savaşları önlenemeyecektir.

İslam tarihinde var olan din ve mezhep çatışmalarının önümüzdeki dönem Ortadoğu’da hortlamaması için , Türkiye’nin Müslüman Arap devletleriyle ilişkilerini gözden geçirerek, İmamiyet rejimlerinin getirdiği ‘Tek Adam’ ve diktatörlük uygulamalarından korunması Ortadoğu’daki barış için zorunludur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri