NURAY BAŞARAN
Uhulet ve suhuletle; sessiz ve sakin bir şekilde, yumuşaklıkla anlamına geliyor.
Kerem Alışık ise bu söz için, "dayım Attila İlhan'ın senaryosunu yazdığı 'Kartallar Yüksek Uçar" dizisinde babam Sadri Alışık'ın kullandığı bir söz’ diyor.
Peki biz neden bu cümleyi manşetimize taşıdık?
Sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan "Esaretin Bedeli", ünlü oyuncu Kerem Alışık tarafından Zorlu Performans Sanatları'nda sahnelenmeye başladı.
Filmde dostlukları efsaneleşen 'Red' ve 'Andy' karakterlerine tiyatro sahnesinde hayat veren Kerem Alışık ve Kaan Taşaner, umudu ve dostluğu eşsiz bir hikaye ile gözler önüne seriyor.
Tam da bu noktada , oyunu izlediğinizde, Kerem Alışık’ın sahnedeki duruşuna uhulet ve suhuletle deyip, ne kadar usta olduğunu yazmamak olmaz diye düşünüyorum.
Oyunda gerçekten Kerem Alışık’ın dediği gibi umut mayalanıyor. Umutsuzluk katranlaşıyor.
Şakir Gürzumar’ın yönetmenliğini üstlendiği oyunda başrolleri; Kerem Alışık (Red), Kaan Taşaner (Andy), İştar Gökseven (Müdür Stammas)’ı oynuyor.
Gerek oyunculuk, gerekse sahne tasarımı ve ne tesadüf ki , oyunun konusu cezaevi olunca herkesin kendisinden ve yakın çevresinden bir şeyler bulduğu oyun, bir çok seyircinin gözlerinin yaşarmasına neden oluyor.
Bugün içinden geçtiğimiz şartlar, belki de herkesin ne kadar çok umuda ihtiyacı olduğunu daha da anlamlı hale getirdiğinden olsa gerek ki, oyunun sonunda seyirci ‘umudu kesinlikle kaybetmemek gerekir’ diyerek, umuda sarılmaya karar veriyor.
Esaretin Bedeli, Andy ve Red isimli iki mahkumun parmaklıklar ardında kurdukları dünyanın hikayesini anlatıyor. Andy Dufresne, genç ve başarılı bir bankerdir. Karısını ve karısının sevgilisini öldürmek suçundan yargılanır ve ömür boyu hapis cezası alır. Shawsank Hapishanesi'nde dayak, işkence, tecavüz, her türlü durum yaşanmaktadır fakat Andy gene de hayata bağlı ve iyimserdir. Bu tutumu etrafındakileri de etkiler. Andy umutlu bakış açısıyla çevresindeki tüm mahkumları, parmaklıklar arkasında bile özgür bir yaşam olabileceğine inandırır. Andy'nin bu çabalarına ortak olacak bir arkadaşı da olacaktır: Red.
Bugün Türkiye’de hapishaneler dolup taşarken, - bir çoğumuzun açık hava hapishanesinde yaşadığımız duygusuna kapıldığı bir dönemde -,herkesi bu oyunu izlemeye davet etmekte fayda var. Zira umut ve umut etmeyi bırakmamak, hayallerimize bizi ulaştırabilecek en önemli etken. Ve bu oyunu izlerken, bu inancınız artıyor. Size gelecek umudu aşılıyor ve çok iyi geliyor.
Stephen King uyarlaması olan Esaretin Bedeli, film versiyonu ile 1995'te, aralarında en iyi film adaylığı da olmak üzere, tam 7 dalda Oscar'a aday gösterilmişti.
Tiyatro sahnesinde ise Morgan Freeman ‘ın canlandırdığı Red rolünde , bu kez Kerem Alışık var. İyi ki de o var. Çünkü sahnede gerçekten bir sanat eseri izliyorsunuz.
Üstelik de bu tür etkinliklerin yok olmaya yüz tuttuğu bu dönemde, hala daha ailesinin tiyatrosunu sahnede yaşatmaya çalışan Kerem Alışık’ı bir kez daha candan alkışlıyorsunuz.
Hem maddi , hem de manevi olarak omuzlarına tiyatroyu sırtlayan Alışık’ın bu özverisine , yetkililerin duyarlılık göstermesi gerektiğini vurgulamadan da edemiyorsunuz. Zira bizim bu tiyatroları yaşatmaya ve Kerem Alışık’lara bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Herkese iyi pazarlar dilerken, herkesi bu yıl en az bir kez tiyatroya gitmeyi kampanyaya dönüştürmeyi öneriyorum. Sayın Kültür Bakanına da buradan sesleniyorum:
Şirketiniz kadar, tiyatrolara da arada bir uğrayın ve sayısını arttırın.
Zira ülkemiz gençliğinin gerçekten umuda ihtiyacı var. Örnek kahramanlara ihtiyacı var. Bu nedenle de, daha çok tiyatroya, daha çok sinemaya mecburiyet var. Zira bunu yapmazsak, küresel güçlerin gençlerimize attığı dijital formata mahkum olmuş bir gençlik gerçeği ile yakın zamanda yüzleşeceğiz.
Kaynak: NURAY BAŞARAN Yazdı - KEREM ALIŞIK: UHULET VE SUHULETLE "ESARETİN BEDELİ" - Nuray Başaran