Kılıç, tarih boyunca birçok uygarlık tarafından kullanılmış, çelikten yapılmış, uzun, düz ya da biraz eğri, bir yüzü ya da iki yüzü de keskin, kın içinde bele takılan, kabzasından tutularak kullanılan kesici silah olarak tanımlanır.
Kılıç, insanlık tarihi kadar eski, insan kadar canlıdır. O, bir savaş aletinin çok ötesinde bir anlam yüküne de sahiptir:
Yiğitlik, egemenlik ve adalet bu anlamların en önemlileridir. Haçlı seferlerinde şövalyelere meydan okuyan bu silah, gelecek adını ise, ‘ışın kılıcı’ olarak şimdiden almış durumdadır.
Peki bunları neden yazdık?
Hakkari’de terör örgütü tarafından şehit edilen Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı’nın önceki gün öğle namazında Ankara'nın Çubuk ilçesi Akkuzu mahallesinde cenaze töreni yapılacaktı.
Gelin görün ki, Ankara Büyükşehir Belediyle Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte cenazeye katılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir grubun saldırısına uğradı. Bu sırada "Şehitler ölmez vatan bölünmez, kahrolsun PKK" sloganları atan bir grup, Kılıçdaroğlu'na yumruk ve tekmelerle saldırdı..
Dün Kemal Kılıçdaroğlu’nu makamında ziyaret edip, ‘geçmiş olsun’ dedim. Kılıçdaroğlu’nun çok sayıda ziyaretçisi vardı. Bana göre ziyaretçileri arasında en önemlileri, gazi ve şehit yakınlarıydı…’Gazi ve şehit siyaset üstü‘ demeye gelmişlerdi.. Çok rahatsızlardı olanlardan.
Elbette Kemal Bey de mağdurdu.
Koridorda ziyaretçi seli vardı. Bir de Kılıçdaroğlu’nun Koruma Müdürü Koray Bey’in telefonda karşı tarafa, ‘Biz sabah saat 10.03’te cenaze törenine katılacağımızı Emniyet’e bildirdik. Hulusi Akar’ın koruması ile de görüştüm. Hulusi bey de geleceğimizi biliyordu’ diye dert anlatmaya çalıştığı bir dizi telefon görüşmeleri ..
Gelenlerin haddi hesabı yoktu… Kimi Hulusi Bey’in sözlerine takılmıştı. Kimisi, Tayyip Erdoğan’ın içinde ‘geçmiş olsun’ cümlesi bulunmayan açıklamalarına.
Bir kısmı da siyasetin dilini eleştirip İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tutumuna.. Bir süre sonra failin tutuklanma haberi yorumlanırken, bir kulak da YSK’da görüşülen İstanbul seçimlerinin akıbetindeydi.
Yani sizin anlayacağınız bir dizi dünyevi ve gelecek kaygısı taşıyan konular ve herkesin bir önceliği var.
CHP Genel Merkezinin ve siyasilerin gündemine baktım ve bir de unutulan şehidin babasının açıklamalarına baktım.
Mustafa Bey oğlunun çoktan acısını kalbine gömmüş ve Kılıçdaroğlu saldırısına katkıda bulunuyordu kendince...
Baba Mustafa Kırıkçı dün aynı saatlerde Kemal Kılıçdaroğlu´na kendi yakınlarının saldırmadığını anlatmaya çalışıyordu. Hatta cenazeye herkesin gelebileceğini söylüyordu....Zaten televizyonlar da şehidimiz ile ilgili haberi 49 saniyeye sığdırıyordu.
Her iki tarafın yayın organları farklı verse de şehit babasının söylediklerini. Belli ki şehit babasının da evlat acısı çoktan herkes tarafından unutulmuştu. Belli ki evlat acısı çoktan geride bıraktırılmıştı. Ne uğruna. Siyasilerin siyasi ikbali uğruna!
Ve kendimden ve bizi yönetenlerden ve insanlığımdan bir kez daha şüphe ettim....
O an Kılıçdaroğlunun kılıcından önce insanlığın ve şehidin kılıcının kırıldığını gördüm. Ve düşündüm de
Bu acaba kaç kişinin umurunda ...