Türkiye'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısının geliştirilmesi için TÜBİTAK tarafından desteklenen projeler arasında, ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe üniversitelerinin akademisyenleri ortak çalışmalarıyla yer aldı.
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mayda Gürsel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nde (FDA) 7 yıl boyunca aşı geliştirme ve bağışıklık sistemi üzerine çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
ABD'de yürüttüğü çalışmalar sırasında, 2018'de kullanım onayı alan Heplisav isimli Hepatit B aşısının içinde immün sistemini uyaran ve kritik öneme sahip adjuvan maddesinin geliştirilmesi sürecine katkıda bulunduğunu aktaran Gürsel, bu konuda ortak patentlerde ortak buluşçu olarak yer aldığını söyledi.
Gürsel, TÜBİTAK 1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında Kovid-19 aşı ve ilaç geliştirmeye yönelik desteklenen 14 proje arasında yürütücüsü olduğu SARS-COV-2 virüsüne karşı faz1 aşamasına gidecek aşı geliştirilmesi projesinin de yer aldığını bildirdi.
"Virüsün 4 ana proteini var"
Çalışmalarında, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Gürsel ve Hacettepe Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Öğretim Üyesi Prof. Dr. Petek Korkusuz ile ortak çalışma yapacaklarını aktaran Gürsel, diğer aşı gruplarıyla da sürekli irtibatta olacaklarını aktardı.
Koronavirüsün açıklanan genetik dizilerini kullanarak aşı geliştirmek için çalışacaklarını belirten Gürsel, şu bilgileri verdi:
"Virüsün 4 ana proteini var. Bu proteinleri, gen dizilerini özel vektörlere yerleştirerek memeli hücrelerinde üreteceğiz. Aşı antijeni olarak kullanılacak bu proteinler daha sonra antijene olan bağışıklık yanıtını yönlendirecek olan CpG oligonükleotid adjuvanı ile karıştırılarak farklı preklinik deneylerde test edilecek. Preklinik testlerde, aşının SARS-CoV-2 virüsüne karşı koruyuculuğunu çeşitli deney hayvanları modelleri üzerinde denemeyi planlıyoruz."
"Aşının sonuçları konusunda umutluyuz"
Aşının geliştirilmesinden ziyade testlerinin büyük önem taşıdığına işaret eden Gürsel, aşının sonuç vermesi konusunda umutlu olduklarını söyledi.
Influenza virüsünün genomunun küçük olduğunu belirten Gürsel, koronavirüslerin RNA virüsleri içinde en büyük genoma sahip yapılar olduğunu anlattı.
Bu virüsün sahip olduğu nsp14 ekzoribonükleaz enzimin, virüsün kendini çoğaltması sırasında oluşabilecek mutasyonların bir kısmını düzelttiğinin ortaya çıktığını aktaran Gürsel, şunları kaydetti:
"Bu nedenle influenzaya göre koronavirüsteki mutasyon hızı daha düşük. Bu durum, aşının kalıcı olması yönündeki umutlarımızı güçlendiriyor. Aşı, bazen küçük değişikliklerle yeniden üretim sürecine girerek kullanılabilir. Ama virüste çok çok büyük mutasyonlar beklemiyoruz. Bu durum aşı konusunda biraz daha şanslı olabileceğimizi gösteriyor."