Türkiye’de yeni açılanlarla birlikte sayıları 200e yaklaşan üniversitelerin eğitim fakültelerinde 2023 vizyonu doğrultusunda gelişen ve değişen dünyanın gerekliliklerine hizmet edebilecek pedagojik açıdan ve mesleki bağlamda öğretmenlerin hizmetiçi eğitimleri yoğun ve etkileşimli bir surette icra edilebilir.
Hizmetiçi eğitimde bilimsel verilerin ve güncel gelişmelerin akademik bağlamda ele alınması kesinlikle zorunluluktur.
Üniversiteler bu bağlamda etkin kullanılırsa onlara yüklenen misyon akademisyenleri de geliştirilebilir arayışlara sokar.
Öğretmenler bağlı bulundukları illerde ya da yaz tatilini geçirecekleri yerleri tespit edip sistemde kayıt altına alırlarsa ve bağlı bulunan üniversite fakültesinde yapılacak hizmetiçi programı ile belli bir akademik takvim dahilinde programlanmış dataları ve verileri interaktif korelasyonlarla düzenlenebilir.
Akademisyenler bilimsel ve akademik alanda sorumluluk alırken öğretmenler de sahada yaşadığı sıkıntıları ve güzellikleri tecrübe olması açısından konuyu dağıtmadan planlanarak karşılıklı kazanım kazanım işlenebilir.
“Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyen Atatürk’ün hedeflerini gerçekleştirmek istiyorsak, 2023 eğitim vizyonu ile 2030lara-2040lara gelişmiş dünyayla tam bir entegrasyon içinde gitmek istiyorsak hepimiz bunun bedelini ödemeli ve çok çalışmalıyız.
Özellikle 2000lerden sonra bilimsel gelişmelerin baş döndürücü ivmesi ve aynı zamanda bize çok benzemeyen Z kuşağının hızlı ve tatminkar olamayan bilgi açlığını gidermek için her yaştan öğretmenin tüm gelişmeleri eşgüdümlü bir şekilde alabilmesini sağlamak adına eğitim fakültelerini işlevselleştirmemiz zorunluluktur. Hele ki 2020-2040 arası gelecek alfa nesli nasıl bir hızla gelecek, tüm bunları kapsayacak çapta bir değişiklik olmak zorundadır.
Burada kazan kazan esasına göre üniversitedeki akademisyenler de sahadaki eğitim öğretimin neliği konusunda fikir sahibi olup dönem içinde öğretmen adaylarına projektör tutacaklar ve gerçekçi kurgular üzerinden eğitim yapılabileceklerdir.
Bakan Ziya Selçuk 2023 eğitim vizyonunu açıklarken şunları söyledi:
“Veriyi kullanmak politika geliştirirken bizim açımızdan son derece kritik. Bu yüzden de öğrenme analitiği platformu oluşturuyoruz. Bu Türkiye’nin öğrenme kalitesinin denetlenebilmesi ve yönlendirilebilmesi için son derece dikkat etmemiz gereken bir platform. Çünkü Türkiye’nin öğrenme haritası bu platformda ortaya çıkacak.”
Bu platform gerçekten oluşturulabilirse çok büyük bir adım atılmış olacak. Çünkü geri dönüt aldığımız zaman nerede hata yapıldığını sorgulama şansı elde edeceğiz ve en azından yanlışlarımızı erke dönergeci gibi tekrar etmekten kurtulma fırsatı elde etmiş olacağız.
Artık herşey şeffaflaşıyor ve eğitim de şeffaflaşmak zorunda.
Teknoloji ve ulaşım alanındaki gelişmeler eskiden olduğu gibi bölgesel farklılıklar kavramını alt üst etti ve internetin cebimizde dolaştırılması sayesinde ücradaki köyün vatandaşı ile metropoldeki vatandaşın bilgiye ulaşma hızı denk hale geldi.
Dağıtmadan…
Tüm eğitim fakültelerini harekete geçirip hizmetiçi eğitimleri interaktif akademisyen-öğretmen birlikteliği ile 2023 vizyonuna yürümeliyiz.
Mevcut durumdaki sahadaki eğitimcilerin ya da eğitim yöneticilerinin bir sınıfta toplaşıp kendi anıları üzerinden herhangi bir gelişmeye ve değişmeye yol açmayan hizmetiçi eğitimlerinin bir angarya ve külfet olmasından öteye yol alınmaz.
Olumlu değişim istiyorsak akıl ve diyalektik yolunu sonuna kadar zorlamalı ve bu uğurda ödenmesi gereken tüm bedelleri milletçe ödemeliyiz.
Atanamayan öğretmenleri eritmeden eğitim fakültelerinden mezun verilmesini bitirmeliyiz ve şimdilik acil ihtiyacımız olan hizmetiçi öğretmen yetiştirme uygulamasına geçip mevcut eğitimin niteliğini iyileştirmeye odaklanmalıyız.