625 Uhud..
Müslümanların müşriklerle ikinci savaşı. Maalesef, büyük cihadın küçük cihadı tuş ettiği savaş.
Savaş öncesinde Hz. Peygamber(S. A. V)), Uhud Dağı’ndaki okçulara, kesinlikle yerlerini terketmemelerini tenbih etti.
Düşmanın kaçtığını ve yağmanın başladığını gören okçuların bir kısmı, Peygamberimizin tenbîhine rağmen yerlerini terk ettiler. Bir kenarda bekleyen Mekkeli atlıları hesâb edemediler.
Nefsiyle savaşı kaybeden okçular yüzünden dağ gibi bir yiğit şehid oldu: Hz. Hamza
...........
Son yıllarda seçim zamanlarında çok kullanılan bir söylem var. Demokrasi nöbetlerinde de kullanıldı. “Okçular Tepesi’ni terk etmeyelim!” AK Parti’ye oy vermekten vazgeçenler ve demokrasi nöbetlerine devam etmeyenler,
Uhud’u terkeden Müslümanlara benzetildi.
Sahâbe ile şimdiki Müslümanları benzetmekten imtinâ ederim. Fakat mâdemki yapılıyor, benim kıt aklım, temiz bir şekilde iktidara gelip, daha sonra dünya nimetlerine dalanları, Uhud’u terkeden Müslümanlara benzetiyor. AK Parti’ye oy vermekten vazgeçenler ise o gün yağmaya dalanlara, “Yapmayın etmeyin! Bunun sonu felâket olur!” diye seslenen sahâbelere benzetilebilir.
............
Hamza Yerlikaya..
Kendisi gibi güreşçi olan babası, Hamza ismini koyduğuna göre, Hz. Hamza gibi bir pehlivan olmasını hayâl etmiş olmalı.
Hamza Yerlikaya, babasını ve bu milleti mahcub etmedi. Al bayrağımızı, yurt dışında defalarca göndere çektirdi.
Maddî ve mânevî karşılığını da aldı. CHP’lilerin bile, “Hakkıdır” dedikleri makamlara geldi.
Fakat Vakıfbank Yönetim Kurulu’na girmek, Hamza Yerlikaya’ya yakışmadı. Eğer bu görevi geri çevirmezse adını aldığı Hz. Hamza’ya değil; O’nun şehid edilmesine sebep olan okçulara, yâni ganimete dalanlara benzeyecek.
Okçular Tepesi, bir Hamza’yı daha alacak.