OKULLAR AÇILIRKEN TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ….

Nuray Başaran


Aslında bugün ABD Başkanı Trump’ın damadı ve çocuklarının yargı önüne çıkarılacağını yazacaktım. Ama gündeme getirilen konulara bakınca ve asıl meselelerin nasıl gündemin arkasına itildiğini görünce,  bugünden bu bilgiyi paylaşmayı ve aslında bunun ne anlama geldiğini yazmayı,  yarına bırakmaya karar verdim. Zira ABD’de verilen bu karar çok önemli ve bu çerçevede Zarrab’ın  ‘Suşi menüsü’ nden daha neler ‘çıkabilir!’i de düşünmek gerekir.

Kuşkusuz bugün gündeme bomba gibi düşen bir başka konu da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İş Bankası’nın CHP üzerindeki hisselerinin hazineye devredilmesine ilişkin açıklamaları…Ve banka yönetiminin verdiği cevap. Görünen o ki,  bu konu daha çok gündemimizi meşgul edecek.

Anlaşılan, önümüzdeki günlerde çok tartışacağımız Halk Bankası Olayı’ na,  Sayın Cumhurbaşkanı İş Bankası’nı da eklemiş oldu da diyebiliriz. Bu konularda çok detay var. Haklı ya da haksız olunan taraflar var. Ve çekinmeden yazacağım hiç şüpheniz olmasın.

Ama bugün eğer İş Bankası üzerinden Atatürk ve O’nun Cumhuriyeti’nin mirasını tartışmaya açarsak,  ortaya çok fazla konu ve sorun çıkacaktır. Ve elbette bu derhal açılmalı ve sorumlulardan da gerekirse hesap sorulmalıdır. Örneğin Cumhuriyet döneminde kurulmuş fabrikalar bir bir nasıl hiç edildi?. Örneğin un, şeker fabrikaları… Hatta kağıt fabrikalarımız….O kadar çok ki…Hangisini sayalım? Tek tek de ele alabiliriz. Almalıyız. Çünkü bunları sorgulamanın da,  sorumluları bulmanın da,  hatta bunları cezalandırmanın da tam zamanı geldi diye düşünüyorum. Hazır Cumhurbaşkanı Erdoğan da İş Bankası’nı tartışmaya açmışken…Tam da şimdi zamanı!

Oysa bugün okullar açıldı…

Dün avukat anne  ve inşaat mühendisi babanın tek çocuklarını daha ortaöğretimde okutmanın ne kadar ekonomik olarak zor olduğunu yakın aile dostlarımla yaptığım sabah kahvaltısında bu aileden dinledim. Ki bu aile,  Türkiye’deki şimdi kalmayan ‘ortadirek’  gelir üstü yaşayan bir aile. Avukat anne okul kitaplarının nasıl ikiye katlandığını, defterleri kırtasiyeden alabilmenin zorluğunu, hatta servis ücretleri nedeniyle nasıl eğitimin zor olduğunu ve bu kışı nasıl geçireceklerini uzun uzun sohbetin ana konusu yaptı.

İkinci çocuğuna da hamile olan anne, ‘çocuklarımızın yaşaması ve kaliteli eğitim alması giderek imkansız hale geliyor.’ Diyordu.

Bunun üzerine bugün sizlerle birkaç veriyi paylaşmayı da uygun buldum:

-Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı Eğitim Kalitesi 2018 raporuna göre Katar, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan'ın ardından gelen Türkiye 137 ülke arasında 99. oldu.

-Türkiye İstatistik Kurumu'nun Uluslararası Göç İstatistikleri'ne göre, Türkiye’den göç eden kişi sayısı geçen yıla (2016) göre yüzde 42.5’lik artışla 253 bin 640 oldu.

-2018-2019 eğitim-öğretim yılında uygulanacak okul servisi ücretlerindeki düzenlemeye göre servis ücretleri İstanbul'da yüzde 12, Ankara'da yüzde 13, İzmir'de yüzde 29 zamlandı.

-Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi tasarruf tedbirleri kapsamında 2 milyar TL kesintiye uğradı.

-Avrupa İstatistik Ofisi 2016 Raporu verilerine göre, Türkiye lise eğitimini tamamlamadan eğitim hayatını terk etmiş olanların oranının en yüksek olduğu ülke olarak belirlendi.

-Prof. Dr. Esergül Balcı ve gönüllü ekibinin 16 ilde yaptığı yüz yüze görüşmeler sonrasında yayımladığı rapor Türkiye’de bir milyon çocuğun tarikatların elinde eğitim gördüğünü ortaya koydu.

-Londra merkezli Varkey Vakfı'nın Türkiye’den bin ebeveyni dahil ettiği araştırma, her üç aileden birinin terör ve çatışmaları çocuklarının geleceği için en büyük endişe kaynağı olarak gördüğünü ortaya koydu.

-Yönetmelikte yapılan yeni düzenlemeyle Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezlerinde karma eğitim yapılması şartı kaldırıldı.

-Yüksekokul ve üzeri eğitim seviyesine sahip Türk  göçmenler, son 30 yılda üçe katlandı. Uzmanlara göre beyin göçünün sonucu olarak ekonomik, sosyal ve kültürel bu kayıplar ülkemizi geriletecek ve bunlar her halükarda ileride ciddi bir eğitim krizi yaşanacağını gösteriyor. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Sunata'ya göre eğitim krizine dair ilk sinyaller geldi bile. Beyin göçünün etkilerinden biri de ekonomiye verdiği tahribat. Türkiye'den beyin göçünün maliyeti 200 milyar doların üzerinde... 

Ve daha bir çok veri…Peki biz nereye gidiyoruz? Bu gidişata nasıl dur diyeceğiz? NELER OLUYOR BİZE?
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.