Onur Akbaş Yazdı: Sizin Kimliğinizin Sınırı Neresi?

Linç kültürü toplumların doğasında olan bir tepki tarzıdır. Bireysel bağlamda en güzel yansıtma yöntemidir.

Linçin tarzı toplumların kültürel yapısına göre yatay yönde değişirken tarihsel gelişim bağlamında horizantal bir durumda değişir. 

Modern zamanlarda bedensel şiddet bağlamından kopan linç kelimesi sözlü ya da davranışsal bağlamda yeri geldiğinde bir kurumda organize bir faaliyete dönüştüğünde mobbingle aynı düzlemde buluşur.

Linçin her türünde nesnesi olan şey, özne toplumun ya da gurubun kimliksel dinamikleri hakkında da size bilgi verir.

Dikey anlamda, bundan yirmi otuz yıl önce, kendi mahallesinde bir kadına laf atma, onu rahatsız etme ya da her türde onu tacize yeltenme linç girişimini tetikliyorsa bu durumdan günümüze kadarki değişim ve dönüşüm ilgili kitlenin modernleşme ya da aydınlanma bağlamında ilerleme ya da gerileme düzeyini gösterir.

Benzer durum söylem düzeyinde aynıdır. Ortaya konulan düşüncenin akla ve mantığa uygunluğu, bağlamı nesnesi veya öznesi gözetilmeden kimlik üzerinden algılanıp sözlü baskıya maruz bırakılması meselenin en ilkel düzeyidir.

Yukarıda bahsini ettiğimiz iki örneği,  tarihsel değişimi açıklama adına başlangıç kabul edersek, bugüne gelindiğinde çocuk istismarları karşısında tutumunu politize eden kitlelerin durumu veya söylemleri ya da tespitleri kimliksel normlar üzerinden algılayıp tetiklemenin bunun sonucu olarak şiddeti teşvik etmesi modernleşme bağlamında üzerinde durulması gereken bir konudur.

Düşüncelerinden dolayı hakkında “mürtet” hükmü verilen bir ilahiyatçıya karşı şiddet merkezli ölümü vaaz teolojik algının geldiği nokta neresidir? Sırf ailesi iktidar partisine oy vermiş olabilir düşüncesinden dolayı tecavüzle öldürülen bir çocuğa bunun reva görülmesi, ya da bir başka düşünceden birinin “bir kereden bir şey olmaz” diyerek ait olduğu iradeyi aklamaya çalışması siyasetin hayatımızın hangi ünitelerini işgal etmiştir? Bir başkasının bir çocuğun parçalanarak ölümüne varan tacizini kitabında önceden anlattığını şöhret olma pahasına paylaşması, medeniyet anlayışımızdaki kitabın ve edebiyatın yerini tayin ettiği nokta nedir? Kadının çalışması, sosyal hayatta yer sahibi olması, erkekle el sıkışması, karma eğitim, kız erkek aynı sırada oturması gibi tutumlara şiddetle karşı çıkan cehennem zebanilerine parmak ısırttıracak kuralcılığının yanında tacizlere karşı tavrının bilinmezliği din ve ahlak anlayışımızın yerini sorgulamak adına mühimdir diye düşünüyorum.

Elbette linçin meşrusu gayrı meşrusu olmaz. Biz burada linç üzerinden bir bazı yaklaşımların tutarsızlığını belirlemeye çalıştık.

onurakbastde@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri