Sevgili dostlarım umarım huzurlu bir ramazan ayı geçiriyorsunuzdur.
Bu gün büyük ÖNDER ATATÜRK ile yazıma başlamak istiyorum.
ATATÜRK adının arkasında duruyoruz, onun resimlerinin, heykellerinin söylediği tarihi sözleri devamlı her yerde kullanıyoruz, ama onun bıraktığı laik cumhuriyete sahip çıktıkmı, bu konuda başarılı oldukmu?
Yıllar evvel 1990 senelerinin ortası İstanbul’da İngiliz konsolosluğu karşısında o yılların bakanlarından sayın GÜNEŞ TANER beyefendi ile karşılıklı yoldan geçerken kendisi bana hürmet ile selam verdi.
Yanımda TEM şubeden bir arkadaşım var kaşlarımızı kaldırdık birbirimize tebessüm ettik.
Bu kişilerle yakın teması olan rahmetli bir abime bu olayı anlattım, güldü onlar dedi hareketli insanları tanırlar ondan tebessüm ile selam vermiş dedi.
Yıllar sonra yüce divanda yargılanırken sayın TANER son sözlü savunmasında bir şey söylemişti, gülerek o gün olan karşılaşma geldi aklıma.
Savunmasında şunu söyledi TEŞKİLATI MAHSUSA’DAN gelen bir ailenin ferdiyim dedi.
Bazı dönemlerde ülkemizde birileri işe gelmiyorsa hemen o günün moda konusu ne varsa bir komplo kurup şahıs ve ya şahıslara bu yaftayı geçirmek. Bu dönemde en çok FETÖ konusu ağırlıkta.
1966 yılından beri İstanbul YEŞİLYURT köyünde büyüdüm.
Tüm çocukluğum gençliğimin bir bölümü bu semtte geçti.
Bir arkadaşımız vardı AYI OSMAN çok güçlü babayiğit bir delikanlıydı.
Eniştesi 1970 senelerinin ünlü antrenörü sayın ARDA VURAL beyefendi.
Osman ile arkadaşız çok sempatik ve esprili bir kardeşimiz,1980 li yılların başları bir gece alkollüyüz trafik polisi çevirmesinden kaçtık, arabayı karanlık bir sokakta park ettik içine eğilerek saklandık.
Polisler bizi sıkı takip edip arabayı saklandığımız yeri bulmuşlar silah namluları ile cama vurup çıkın dediler.
Ellerimiz havada çıkarken Osman kardeşimizi meşhur eden
o sözler elleri havadayken dudaklarından döküldü.
Komiserim TİKOCUMUYUK,APOCUMUYUK,ANARŞİTMİYİK,TERÖRİSTMİYİK dedi.
O anda ilk polisler sonra biz midelerimizi tutarak kahkaha atmaya başladık, olduğumuz yerde kitlendik.
Sağ olsun polis arkadaşlar hadi yürüyün dediler gülerek ayrıldık.
İftira atmak, komplo kurmak, başkalarının maddi, manevi güçlerini ele geçirmek için mücadele vermek ONURSUZ insanların işidir. Onlarda onur aramayacaksın.
Bur dan demem odur biz hayatımız boyunca kendi ekmeğimiz, suyumuz ile yaşadık bir şeyler elde etmek için kimsenin arı ile namusu ile oynamadık.
Bilge bir abinin dediği gibi ipimizle kuşağımız cebimizdeki paramız ile yaşadık.
Sayın UĞUR DÜNDAR beyefendi bu hafta FENER BAHÇE kulübünde divan üyesi oldu, kendisini tebrik ederim.
Şehit HİRAM ABAS ve Şehit SABAH KETENE ile atış talimleri yaparken videolarını you tube ta izledim.
Çınar oteli günlerimiz aklıma geldi.
Uğur bey 1977 senesinde ERCAN holdingin malı olan ÇINAR OTELİNİN pastane ve diskoteğinin işletmesini aldı.
1986 yılına kadar burayı ortağı olan ADEM bey iki yardımcısı ile HAMZA ve ENVER beylerle işletti. Sayın DÜNDAR ilgilenmezdi tamamen işletmeyi ADEM bey işletirdi.
Bu arkadaşlar sayın DÜNDARIN doğduğu mahalle SAMATYA oranın insanları.
Bir ara konusu oldu ARNAVUT SAMİ ile sayın DÜNDAR beyin görüşmesi işte bu kişilerin hepsini ADEM bey tanırdı.
Ben her yere giren çıkan insan olduğum için insanları tanırım, kumar oynadıkları ortamlar yer altı ilişkileri gezdiğimiz yerlerde şahit olurduk.
Bir ara televizyonlarda Susurluk polislerinden biri sayın DÜNDAR beye açıklamaları oldu rahmetli ABDULLAH ÇATLI sayın Dündar beyi vurma emri almış ama Uğur beyin çok değerli bir insan olduğunu bildiği için bu konuyu reddetmiş.
Rahmetli ABDULLAH ÇATLI ya kimse böyle bir görev vermez sayın DÜNDAR beyi öldürmesi için.
Bu konuları 1980 li yılların başından beri yöneten kişiler ON kişiyi geçmez onlarda böyle bir emir kimseye vermezler.
Zaten onlarda UĞUR DÜNDAR beyi yakinen tanıyorlardır.
Bu konu böyleyken sayın SADETTİN TANTAN beyefendi bir dönem 1986 ile 1988 arası yeşil yurt semtimizin spor kulübüne gelir gider oldu yanında İstanbul trafiğinden sorumlu müdür yardımcısı OSMAN ÇAPALI beyle.
Benim tüm arkadaşlarım abilerim ile beraber eğlenir sohbet ederlerdi. Ben yaklaşmazdım.
Babamın arkadaşı 1981 yılında şehit edilen MAHMUT DİKLER siyasi şubeden sorumlu o dönemde onların amiriydi.
Tabi bu semtte bu camiaların arkasında gözükmeyen birde devlet istihbaratı içinde çalışan yapılanma vardı.
Benim onlarla o zamandan bu zamana hiçbir ilişkim olmadı sadece izledim, öğrendim, bildim.
Bur dan söylemek istediğim bizim mahalle küçük bir NATO üstüydü.
Bizler kendi annelerimiz ve babalarımızın kendi imkanları ile yaşayan çocuklardık, onun için hiçbir siyasi veya ideolojik özellikle belirtiyorum dini bir yapılanmayla işimiz olmadı.
Bazen duyuyorum ANADOLU çocuklarını ve gençleri yetiştireceğiz diye ilk tavsiyem sizlere şu olsun.
Kimsenin maddi, manevi sosyal hayatı ve gücüne tenezzül etmeyecek hiçbir şekilde etki altına kalmayacak çocuklar yetiştirin.
Karakolda özgür verdiği ifadesi ile mahkemede verdiği ifade bire bir tutsun.
Benim ÜÇ BÜYÜK dediğiniz tüm kulüplerde kendini o camialarda kanıtlamış arkadaşlarım dostlarım vardır.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.