1 Ekim 2018 yılından sonraki çalışmalarla, mağdur durumda olan malul sayılmayan gazilerimiz madalyalarını göğüslerinde taşıyabilecekler mi?
Vatan uğruna canından vazgeçen, devletin ve AK Parti hükümetinin malul saymadığı 19 bin gazi, bu vatanın yiğitleri…
3713 terörle mücadele sırasında sıcak çatışmada yaralanıp Televizyonlardan 1 ya da 3 yaralı diye altyazı geçerler ve ailenizde böyle biri olmadığı için empati yapacak kabiliyetiniz ve yeteneğiniz de olmadığı için siz de umursamazsınız ya…
İşte o yaralı askerlerimizden sadece biri Mustafa KURUBACAK.
“Soruyorum bütün Türkiye'ye ve tüm dünyaya”
Bir asker savaşta yararlanırsa Gazi,
Ölürse şehittir. Doğru mudur?
Peki, Gazi olabilmek için ölçü aletlerine,
Mezüreye
Kumpasa,
Cetvele,
Nizamnameye gerek var mı?
Peki, AK Parti hükümeti neden 16 senedir ısrarla buna karşı çıkıyor? Maliyeyi bahane ediyor?
Cetvel,
Mezüre,
Kumpas,
Nizamname diyor?
Yetmedi doktorların yaralı olduğu halde, “sağlamdır” diyerek verdiği raporları dikkate alıyor?
Bunu anlamanız için sizinde kurşun yemeniz mi lazım?
Ya da bomba patlaması mı lazım?
Ya da 600 vekilin çocuklarından birisinin bizim gibi malul gazi sayılmaması mı lazım?
Vücudumuzdaki mermi, şarapnel ve metal parçaları, kanımızda arsenik, antimon zehri haline gelmiş durumda. Her geçen gün zehirlenerek ölüme gidiyoruz. Ölünce şehit de olamıyoruz. tabutumuzun Albayrak’a sarılma imkânı da yok.
Oysaki şehitlerimizin şahidi, ülkemizin, tarihimizin, milli marşımızın, Ay Yıldızlı
Bayrağımızın şahitleri olan bizler, milletvekillerine ve bürokrasiye göre gazi değiller.
Demem odur ki devletin ve Ak Parti hükümetinin malul saymadığı gaziler, Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün yaşayan birer temsilcileridir.
Hz. Muhammed Mustafa’nın Uhud savaşında dişinin kırılmasıyla gazi olan
Peygamberin ümmetidirler. Allah tarafından onurlandırılmış gerçek kahramandırlar.
Her ne kadar işyerlerinde çalışan, ekmeği ortadan böldüğümüz arkadaşlarımız
bizleri gazi olarak görmeseler de, insan yerine koymasalar da… “İkide bir 3713 terör
mağduru deyip durmayın” “O söyledikleriniz geçmişte kaldı, şimdiye bakın, artık zaman değişti” deseler de… “Şimdi buralarda işinize bakacaksınız, çalışmak ve işinizi yapmak zorundasınız.” diyerek sanki verilen işi yapmıyormuşuz gibi davransalar da…
Üzerimize korku imparatorluğu kurarak; “Benim için mi yaralandın?” diyerek mobbing uygulasalar da… Bizim başımız dik, anlımız aktır ve tüm malul sayılmayan gaziler davalarının arkasındadır!
Söylediğim gibi; bu davranışlar bizi yıldırmasa da insan “Bu günleri görmek için mi yaralandık?” diye sormaktan kendisini alamıyor. Bizler bu baskı ve korku imparatorluğunuzu anlayamadık, birisi çıkıp bizlere neden böyle davrandıklarını anlatabilir mi?
Sizler kabul etmeseniz de durum açıktır, gerçektir ve nettir.
Bu yaraları bizler düğünlerde, trafik kazalarında ve denizde yüzerken
almadık! Sizlerin namusunu ve şerefini korumak için kendimizi ateşin önüne attık.
Tüm bunlar yetmedi, birde ekmeğimizle oynayanlarla uğraşmaya, devletin hücrelerindeki mafyalaşmış, “bürokrasi” gibi çeşitli bahanelerle malul sayılmayan gaziler olarak onurlu ve dik durmaya, onurlu ve dik yaşamaya, onurlu ve dik bir şekilde mücadele vermeye çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoru!
“Gaziler arasındaki ayrıma artık son verilsin”.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu gazilerini halkın gözünde değersiz bırakan, 15 Temmuz’da gazi olanlardan başka gaziden bahsetmeyenler bilsin ki; bizler yıllar yılı kanla canla savaştık. Bu memleketin kilometre taşlarını dizdik. Taşı yastık yaptık, toprağı da yorgan. Bizler Türkiye tarihinin gerçek tarih yazanları, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ÜN yaşayan gerçek temsilcileri olduğumuzu bir kere daha belirmek isteriz. Çünkü bizler Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK gibi dağlarda taşlarda savaşarak barut kokusunu gül kokusu diye içine çeken gazileri; hedefi, ilkesi, düşüncesi sadece Albayrak, vatan ve milletinin namusunu korumak olan bir milletin evlatlarıyız.
Elbetteki 15 Temmuz kalkışması hain bir darbedir ve gerçektir.
Bunu kabul ediyoruz.
Fakat gazilik koşarak yere düşerek olmaz. Gerçekten kurşun isabet eden, yaralanan ve bizimle benzer durumda olanları kenara ayırdığımızda, biz bu adaletsizliği ayrımcılığa karşı çıkıyoruz. Hakkı olanların haklarını vermemek için sanki ‘cebinden haklarımızı verecekmiş’ gibi ayak direyenlere adaletsizlik yaptıklarını söylüyoruz.
Artık 19 bin kişi hep bir ağızdan dile getiriyoruz, “Ya rabbi bize ya sultan fatih Mehmedi geri gönder; ya da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞANA güç ver”.
En kısa zamanda etrafındaki insanların yanlış bilgi ve belgelerinden kurtulup bizleri görebilsin. Umudumuz olabilsin, ışığımız olabilsin, Güneşimiz olabilsin.
“Artık 19 bin gazimizin umududur Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN”
19 bin malul gazi tazminat almışsa, 3713 terörle mücadeleye girip yaralanmışsa, olay yeri tutanağı raporları elinde var ise, gazilik unvanı bir sefere mahsus ölçü aletlerine gerek olmadan 15 Temmuz gazileri 675 K.H.K. gibi bir K.H.K. ya da bir düzenleme veya mevzuatta bir düzeltme yaparak gazi olabilmelerinin önü açılsın.
Askerlikte yemin töreni vardır.
Devletimizin ve AK Parti hükümetinin malul saymadığı gazileri yeminlerini bozmadı.
Vatanını, milletini, bayrağını ve İstiklal Marşı’nı savundular. Bu yolda bedenleri yaralandı, sağlıklarını kaybettiler. Şimdi yemininizi yerine getirme sırası siz sayın vekillerimizde, bürokraside.
Devletimiz ve 80 milyon Milletimiz el ele verip “Gazilerimize sahip çıkacağız.” sözünü duymayı bekliyor 19 bin vatan evladı.
Malul sayılmayan Gaziler, her zaman devletine saygılı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük Gazisi; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşayan asil ve onurlu temsilcisidir.
Yazmaya devam edeceğim.
3713 Terörle Mücadele sırasında 1995 yılında kuzey ırakta yaralanıp Ölçü aletleri,
Mezüre, Kumpas, Cetvel,1053 nizamname ve T.S.K.sağlık yönetmeliği mağduru
Malul GAZİ Sayılmayanların SOSYAL MEDYA SORUMLUSU
GAZİ Mustafa KURUBACAK
NGAZETE Gazi ne diyor köşe yazarı