Osmanlı alimi Ebubekir Efendi, Osmanlı'nın 32. padişahı Abdülaziz tarafından Müslümanlar arasındaki ihtilafları çözmek ve İslami ilimleri öğretmek için Afrika'nın güneyindeki Ümit Burnu'na gönderilmişti.
Ebubekir Efendi'nin torunu olan Hişam Nimetullah Efendi ve ailesi ise, "Güney Afrika'daki son Osmanlılar" olarak biliniyor.
Yıllardır en büyük arzusu Türk kimlik kartına ulaşmak olan Hişam Nimetullah Efendi, bu arzusuna 2020'de kavuştu. Kendisine ve ailesine Türk kimlikleri verildi. Ancak bütün dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle Hişam Nimetullah Efendi'nin çok sevdiği anavatanına yeni kimliğiyle gelmesi kısmet olmadı.
"Dedem, Afrika'daki Müslümanlara İslamiyet'i anlattı"
Bu isteğini sonunda gerçekleştiren ve Türk kimlik kartıyla vatan hasretini gidererek İstanbul'a gelen Hişam Nimetullah Efendi, AA muhabirine duygularını anlattı.
Ailecek yıllardır Türkiye özlemiyle yaşadıklarını dile getiren Hişam Nimetullah Efendi, dedesi Osmanlı alimi Ebubekir Efendi hakkında şunları kaydetti:
"Osmanlı arşivlerinde Ebubekir Efendi'ye ilişkin önemli bilgiler var. Bu vesikalar, Ebubekir Efendi'nin seyit olduğunu, hatta seyitlik müessesinin son temsilcisinin ailesinden olan Abdülrezzak İlmi Efendi olduğunu gösteriyor. O, Erzurum'un yetiştirdiği büyük bir müderris, alim ve şairdi. Türkiye'yi ve özellikle memleketi Erzurum'u hiç unutmadı. Dedem, Afrika'ya gittiğinde oradaki Müslümanlara İslamiyet'i anlattı. İngilizce, Arapça Farsça bilen dedem, 3 ay gibi kısa bir sürede onların dilini de öğrenerek bir ilmihal yazdı."
"Gururla Türk pasaportuyla kimlik kartımı gösteriyorum"
Afrika'da geçen hayatı boyunca hep Türklerle tanışmak istediğini anlatan Hişam Nimetullah Efendi, "Bu istediğim 1954'te bir Türk gemisinin Cape Town'a gelmesiyle oldu. Geminin Türkiye'den geldiğini öğrenenler, kaptana, 'Burada bir Türk ailesi yaşıyor' demiş. Kaptan ve beraberindeki Türk yolcular bizi ziyarete geldi. İlk kez kendi milliyetimden insanları görmenin mutluluğunu anlatacak kelime bulamıyorum. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hemen kaynaştık, çok sıcak bir ilişki kurduk." diye konuştu.
Türkiye'ye ilk kez 1994'te gelme fırsatı bulduğunu dile getiren Hişam Nimetullah Efendi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman Türk kimlik kartım olmasa da her zaman anavatanımda olmanın mutluluğunu yaşadım, hiç yabancılık çekmedim. Türkçe konuşamasam bile kalplerimizle bakışlarımızla anlaştık. Bu zamana kadar bir çok kez Türkiye'ye geldim. Tatillerimizi de ailecek hep burada geçiriyoruz ama bu sefer farklı bir duygu ile geldim. Her defasında Güney Afrika pasaportu ile geliyordum bu sefer Türk pasaportu ile geldim. Bu beni çok mutlu etti. Şimdi Türkiye'de tanıştığım insanlara gururla Türk pasaportuyla kimlik kartımı gösteriyorum ve 'Ben Türküm, Osmanlı torunuyum, Afrika'daki Türk ailesiyiz.' diyorum."
"Tek üzüntüm Türk vatandaşlığına geç kavuşmak"
Hişam Nimetullah Efendi, tek üzüntüsünün Türk vatandaşlığına geç kavuşması olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bir yanım bu yüzden hep buruk kalacak. 79 yaşındayım, bu yaştan sora ne Türkçe öğrenebilirim ne de buraya yerleşip yeni bir düzen kurabilirim. Ama çocuklarım ve torunlarım adına çok mutluyum. 3 oğlum 5 de torunum var. Onlar da Türk kimliklerini aldılar ve buraya yerleşmek istiyorlar. Gençler için yeni bir düzen kurmak, dil öğrenmek daha kolay. Ayrıca Güney Afrika'da çok ciddi güvenlik sorunları var. Türkiye herkesin can ve mal güvenliğinin olduğu güçlü ve büyük bir ülke, istediğimiz gibi yaşıyoruz. Bu çok büyük bir nimet."
Yıllardır Afrika'da eşiyle birlikte öğretmenlik yaptığını belirten Hişam Nimetullah Efendi, "Adeta Türkiye'nin Güney Afrika'daki kültür elçisi gibi çalışıyorum. Bundan mutluluk duyuyorum ve tamamen içimden gelerek yapıyorum. Bu zamana kadar 50 binden fazla öğrencim oldu, onlara hep Türkiye'yi anlattım. Türkiye dışardan baktığınızda, güçlü ve gelişmekte olan bir ülke olarak görülüyor, bu da beni çok gururlandırıyor." diye konuştu.
AA'nın haberine göre Hişam Nimetullah Efendi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dünya lideri olduğunu vurgulayarak, "Müslüman bir lider olarak dünyada mültecilere en çok yardım eden, kucak açan lider Erdoğan oldu. Onları yıllardır misafir ediyor, bu anlamda Türkiye kadar misafirperver bir başka ülke daha yok." dedi.