Huzur Mahallesi'nde yaşayan Ayşenur ve İsmail Kuzey çifti, ilk çocukları Hacı Efe'nin (11) otizmli olduğunu ilkokul 2. sınıfa giderken öğrendi. Çiftin, 3 yıl önce kucaklarına aldıkları Samet Hasan'a da ağabeyi gibi otizm teşhisi konuldu.
Üzerlerine titreyen annelerinin desteği ve rehabilitasyon merkezinde aldıkları eğitimle önemli aşama kaydeden kardeşlerden Efe, 4 yıllık süreçte önce konuşmaya, sonra da İngilizce eğitimi almaya başladı. Samet de 6 aydır devam ettiği merkezde gördüğü eğitim sayesinde ilerleme sağladı.
Eşi il dışında çalıştığı için çocuklarının bakımıyla genelde tek başına ilgilenen Ayşenur Kuzey, AA muhabirine, içine kapanık olan Hacı Efe'nin otizmli olduğunu ilkokul 2. sınıfa giderken öğrendiğini söyledi.
Rehabilitasyona başladıktan sonra Efe'nin kendini toparladığını dile getiren Kuzey, "Bu yıl da küçük oğlumun otizmli olduğunu öğrendim. Büyük oğlumdan daha ağır olduğu için eğitimlere, kurslara başladık çünkü konuşamıyor. Dil ve at terapisine başladık, biraz ağır şekilde devam ediyor." dedi.
"Çocuklarımın düzelmesi için çaba harcıyorum"
Samet Hasan'ın dışarıda aşırı tepkiler gösterdiğini, krize girdiğini belirten Kuzey, "Bağırdığı zaman kimsenin tepkisini duymuyor, anlamıyor, sadece yüzümüze bakıyor. Yeni yeni işaret diliyle kendini anlatmaya çalışıyor. Anlatamadığı zaman sinirleniyor. Çok zorluklar çekiyorum ama çocuklarımın düzelmesi için çaba harcıyorum. Bu çocukların desteğe çok ihtiyacı var. Biz de bırakırsak onlar daha çok yıkılacak." diye konuştu.
Otizmli çocuk sahibi ailelerin evlatlarına çok fazla destek olması, onların eğitimlerine de dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Kuzey, "Onlara daha çok sahip çıkılsın, eğitimlerle daha düzgün bir yerlere gelme ihtimalleri çok yüksek." ifadesini kullandı.
Kuzey, çok zorlandığı dönemler olduğunu da dile getirerek, "Bu bana Rabb'imin bir hediyesi, buna hiçbir şekilde isyan etmiyorum. Rabb'im bana bunu verdiyse bir bildiği var." dedi.
"Doktor olmak istiyorum"
11 yaşındaki Hacı Efe Kuzey de 4 yıl önce rehabilitasyona başladığını aktardı.
Kardeşleriyle zor günler geçirdiğini ancak eğitimini sürdürdüğünü belirten Kuzey, "Büyüyünce doktor olmak istiyorum çünkü insanlara iyilik yapıyorsun. Hasta olan kişileri ölümden döndürüyorsun, birçok kişinin hayatını kurtarıyorsun. Otizm bir engel değil." diye konuştu.
"Hacı Efe'nin normal bir çocukla hiçbir farkı yok"
Çocukların eğitim gördüğü rehabilitasyon merkezinin müdürü ve uzman öğretici Tuğba Yıldırım da Efe'nin eğitime başladığında konuşamaz seviyede olduğunu kaydederek, şunları anlattı:
"Hacı Efe bize çabuk ümit verenlerden oldu. Belirli bir eğitim aşamasından geçtikten sonra Türkçe ve matematikte ilerlememiz oldu. İlk 4 yılımızda tam kaynaştırma eğitimini bitirdik. Bu yıl ikinci kademeye geçti. Özel uygulama eğitim sınıfında eğitimine devam ediyor. İlk geldiği zaman kendisini ifade edemiyordu, ağlama krizleri vardı. Onu masaya oturtup konuşturmamız ya da bu şekil ders yapmamız imkansızdı. Bir kalemin ya da bir defterin ne olduğunu bilmiyordu. Dış dünya ile bağımsız kendi iç dünyasını yaşayan bir çocuğumuzdu. Verilen eğitimler sonucunda çocuğumuz bu seviyeye kadar geldi. Hacı Efe'nin normal bir çocukla hiçbir farkı yok."
Samet Hasan'ın da 6 ay önce rehabilitasyon merkezine geldiğini ve iyi yol katettiklerini söyleyen Yıldırım, "Samet şu anda ders yapıyor ama ilk geldiği zaman bu şekilde değildi. Kendini yerden yere atmaları vardı, kendine dokundurtmuyordu. Biraz daha eğitim ilerlediği zaman eminim ağabeyini geçecek." dedi.
Anne Ayşenur Kuzey'in fedakarlığına da değinen Yıldırım, "Anne çok özverili, hakkı ödenemez. Sürekli uğraş içinde, hiçbir zaman pes etmedi." ifadesini kullandı.