Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Hayat Eve Sığar" sloganıyla yapılan "evde kal" çağrısına uyan Birol Güven, AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, "ev yapımı" dizinin haftaya izleyiciyle buluşacağını söyledi.
Güven, geleceğe çok kafa yorduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Çok uzun süredir bir şey söylüyordum, kendi çocuklarıma ya da tanıdığım herkese ve daha genç arkadaşlara, bundan sonra dünyada sadece bir tane beceriye ihtiyacımız var. Yani lider beceri olarak, adapte olabilme yeteneği... Dünyada en güçlüler, 'enler' değil, en çok adapte olabilenler hayatta kalıyor. Biz de şimdi çok büyük ve özel günler yaşıyoruz. Buna adapte olmak zorundayız. Üretimimizi durduramayız. Üretimini durduran insanlar yaşayamaz, hayatta kalamaz. Biz de adapte olduk, olmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da inşallah, ömrümüz ne kadarsa hep adapte olarak yaşamaya devam edeceğiz."
"Herkes çalışmak ve içerik üretmek istiyor aslında"
Diziyi set ortamı yerine tüm oyuncuların kendi imkanıyla, kendi evinde çekme fikrinin, son dönemde ortaya çıkan şartlar nedeniyle olduğunu ifade eden Güven, şu bilgileri verdi:
"Herkes çalışmak ve içerik üretmek istiyor aslında. Çünkü insanların içeriğe ihtiyacı var. İnsanlara 'Evde kal' deyip içerik sunmazsak da onları çok büyük bir cezaya mahkum etmiş oluruz. Bu insanlar evde ne yapacak? Dolayısıyla bizim üzerimizde bir görevdir bu. Ama dışarı çıkamayız, çünkü bir salgın hastalık var. Şöyle bir durum oldu, herkes bir şey çekmek, çalışmak istiyor ama evden çıkmak istemiyor. O zaman biz de kendi mesleğimizi dijitalize etmek zorunda olduğumuzu anladık. 'Acaba evden online olarak yapabilir miyiz?' dedik. Çünkü oyuncularımız hem oyunculuk biliyor hem de bir çekim yapma yetenekleri var. Bu, YouTube'un sağladığı bir şey aslında. İnsanlar eğlenirken çekim yapmayı da öğrendi. Ben bir senaryo yazdım ve bu oyuncu arkadaşlarımız, çekim yapma yeteneklerini de kullanarak - tabii burada senaryo önemli, onların kendi gerçekliğinden hareket bir senaryo yazdım - herkes kendi sahnesini kendi evinde çekiyor."
Birol Güven, başrolde kendisinin rol aldığına işaret ederek, "Benim etrafımda dönen bir hikaye bu. Bir dizi yapımcı, dizisini yapmaya çalışıyor. 'Ne olursa olsun dizi yapalım.' diyor fakat oyuncular kabul etmiyor. Böyle bir hikayemiz var, o bizi birbirimize bağlıyor. Bu vesileyle biz artık yakından tanıdığımız bu ünlü insanların evine giriyoruz. Eşleriyle ve çocuklarıyla oynuyorlar. Hedefimiz, bütün içerisinde seyrettiğimizde ortaya çok eğlenceli, komik bir iş çıkması, eğlendirmek. 'Evde kal ve bizi seyret, gül eğlen, bugünler geçecek.' diye bir hedefimiz var." ifadelerini kullandı.
"Bunu yeni deneyimliyoruz"
Kendisinin de ailesiyle birlikte oynadığını kaydeden Güven, şöyle konuştu:
"Tabii bazı eksiklerimiz olacaktır ama normaldir. Bunu yeni deneyimliyoruz ama ben en geç bir hafta içerisinde, ben dahil hepimizin çok güzel çekimler yapacağımızı düşünüyorum. Çünkü öğreniyoruz bunu. Daha birçok böyle dizi yapılacak diye düşünüyorum. Artık biraz böyle yaşayacağız. Daha fazla evde, mesafeli yaşayacağız. Mesafeli ilişkiler yaşayacağız. Seyircilerimiz de bizi takip ediyor. Genellikle '80'ler oyuncularıyla çekiyoruz ama bu daha da yayılabilir. Hikayemiz ne getirir, bilmiyorum. Dünya buna hazırlıklı değildi, biz de hazırlıklı değildik."
Yapımcı ve senarist Güven, projenin çok yeni olduğunu ve 2 günde bütün teknik çalışmaları yaptıklarının altını çizerek, "Tabii ki bir online yönetmenimiz, görüntü, teknik ve dijital yönetmenimiz var. TRT 1 ekranlarına çıkacağımız için teknik kalitemizin de yüksek olmasına gayret ediyoruz. Cep telefonunda bir şey seyretmekle büyük ekranda seyretmek farklıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu bir dayanışma dizisi"
Oyuncuların yaşadığı evdeki insanlardan da yardım alabileceğini söyleyen Güven, "Mesela biz evde 4 kişiyiz ama benim sahnelerim tekli. Dolayısıyla tabii ki oğlum ya da kızım çekecek. Onlar oynayacak, ben onları çekeceğim. Evimize gelip giden birisi varsa ondan da yardım alırız. 'Selfie' bir dizi değil bu. O da uzun vadede seyredilmez. Bu, bir dayanışma dizisi. Bir mesafe sağlayarak, bir akrabanız, yakın dostunuz, komşunuz kameramansa ondan yardım alırız. Tabii ki ona oyuncularımız kendisi karar verecek. Evine girebilir mi? Buna müsade var mı? Güvenli mi? Çünkü ilk yazdığım şey, sağlık. Önce sağlıklı olacağız, sonra çekeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Birol Güven, yabancı yapımlarda böyle adımlar atılıp atılmadığına ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"Henüz görmedim ama gerçekçi olalım, birçok dizi çekilemez. Biz zaten sitcom'cuyuz. Bugüne kadar yaptığımız her şey aslında 'karantina' dizisi. Hep evlere kapandık. Biz kapalı ve sınırlı mekanda senaryo yazmaya çok alışkınız. Dolayısıyla buna ilk benim ve Gülse'nin (Birsel) başlıyor olması çok normal. Biz bunu zaten böyle yapıyorduk. Ama evden çekim yapma yeteneği, hepimizin yeni başladığı bir şey. O bildiğimiz dizileri, büyük prodüksiyonları ve dramaları, yalılarda ve yollarda çekim yapabilme ihtimali şu anda yok. Doğal olarak ilk olarak, bizim tarz işler ortaya çıkacaktır. Yurt dışında da sitcom tarzı, evden çekimler olabilir. Bunun nereye gideceğine hastalık karar verecek. Yeniden filmler çekilir mi, bu sorunun cevabı yok ama bizim gibi kapalı mekanda çalışma alışkanlığı olan insanların hemen harekete geçmesi son derece normal. Bizim için çok zor olmayacak bu. Ben yıllarca bir mutfak, bir salonla diziler yaptım, şimdi de yapabilirim."
"İzleyici beğenirse salgın bittikten sonra da devam ederiz"
Türk dizi sektöründe seyircinin patron olduğunu dile getiren Güven, izleyici beğenirse dizinin salgın bittikten sonra da yapımın devam edebileceğini kaydetti.
Birol Güven, oyuncuların hepsinin kendine yakın karakterleri oynayacağını söyleyerek, "Benim oynadığım karakteri izleyince seyirciler bana kızacak çünkü oyuncular evde kalmak istiyor, ben onları sete götürmek istiyorum. 'Seti dezenfekte ettik, ilaçlattık, menüde kelle paça var.' diyorum. Hiçbiri gelmiyor, hikaye bu. Ben Seksenler’i devam ettirmek isteyen yapımcı, onlar da sete gelmek istemeyen oyuncular, böyle başlıyoruz zaten. Ben böyle miyim? Değilim ama oynayacağım. Çünkü bu bir rol, evde de bizim ailemiz buna alışkın. Kızım oyuncu, oğlum zaten müzisyen film müzikleri yapıyor. Eşim de müzisyen. Biz alışkınız." diye konuştu.
"Koronavirüs bir sınav"
Bazı oyuncuların sosyal medya için evlerinden çekim yaptıklarını bu nedenle küçük fotoğraf makinesi şeklindeki kameraları kullandıklarını söyleyen Güven, kendisinin akıllı telefonla çekim yapacağını belirtti.
Birol Güven, şöyle devam etti:
"Cep telefonunun bazı küçük aletleri var. Ben de bilmiyordum, bu sayede öğrendim. Meğerse neler yapmışlar o cep telefonlarıyla. O kameraların kalitesi ne kadar yüksekmiş. Sinema filmi bile çekilir aslında. Bizim elimizde tuttuğumuz o şeyler var ya onları da tanıyacağız bu süreçte. Onlar öyle hiç bildiğimiz gibi şeyler değil. Hele son modelleri varsa başka hiçbir kameraya gerek yok. Genel olarak cep telefonuyla çekeceğiz. Bir görüntü yönetmenimiz var, o bütün telefonları eşleyecek ve aynı kalitede çekeceğiz."
Güven, bu dönemde vatandaşların da kendi ev çekimleri yapıp yapmayacağına ilişkin ise şunları söyledi:
"Bazen öyle videolar görüyorum ki 'Biz bunu yapamayız, aklımız ermez.' diyorum. İnanılmaz başarılı hikayeler var, çok komikler, çok güzel çekiyorlar. Ben koronavirüse yüzyılın en büyük öğretmeni diyorum. Hepsini bize öğretiyor. Bu da bir sınav, devletler, sağlık sitemleri, aileler, evlilikler, her şey sınavdan geçiyor. Yapımcılık da sınavdan geçiyor, bu da benim kişisel sınavım belki. Oyunculuk sınavdan geçiyor. Hepimiz ayakta kalmak zorundayız. Biz üretmeyi biliyoruz başka bir şey bilmiyoruz ve bu dönemde de içerik üretmek zorundayız. Belki toplumu evlerinde eğlendirebilirsek biz de görevimizi yapmış hissedeceğiz kendimizi."
Yaşam koşulları dolayısıyla para kazanmanın önemine değinen Güven, "Herkes evine ekmek götürmek için çalışmak istiyor. Bir yandan sağlık önemli. Ben genel olarak sektörde neler olup bittiğini bilmiyorum. Biz biliyorsunuz TRT’ye Seksenler dizisini yapıyoruz, bu hastalığın ilk böyle ciddi olarak yayılmaya başladığı günlerde TRT bütün dizilerini tatil etti. Biz de çalışmıyoruz. Ama duyuyorum bazı setler devam ediyor. Valla zor günler. Önce sağlık diyorsak setleri bu arada çalıştırmayıp, bizim bulduğumuz çözümler gibi çözüm bulmak gerekebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Evde sadece kendisinin dışarı çıkıp işlerini hallettiğini söyleten Güven, eve her geldiğinde yıkandığını ve kıyafetlerini değiştirdiğini söyleyerek, "Eldiven takıyorum dışarıda. Televizyonda ne görsek yapıyoruz. Zaten uzman olduk. Deprem bilgimizden daha ileri gitti. Ne diyorlarsa yapıyoruz. Eşim sürekli bir şeyler içiriyor. Zarar vermeyeceğini düşündüğümüz şeyler yapıyoruz." diye konuştu.