Özbekistan'ın Semerkant şehrinde dut ağacı kabuğundan kağıt üretme tekniği yüzyıllardır yaşatılıyor.
Özbekistan'ın Semerkant şehrinde 8. yüzyılda Çinli esirlerden öğrenilen ve ilkel yöntemler kullanılarak dut ağacı kabuğundan kağıt üretme tekniği halen kullanılıyor.
İpek Yolu güzergahındaki Semerkant, Doğu ile Batı kültürlerinin kesiştiği bir şehir olmasıyla bilinirken, o dönemde Semerkant'ta üretilen kağıt da bu güzergahta en çok ilgi gören ve satılan ürünler arasında yer almasıyla dikkati çekiyor.
Semerkant'ın yeni inşa edilen İpek Yolu turizm bölgesinde kurulan kağıt atölyesinde ilkel tekniklerle kağıt üretme geleneği sürdürülürken, el işçiliğinin emeği olarak ortaya çıkan kağıtlar ziyaretçilerin ilgisini görüyor.
Tarihi kaynaklarda, bölgede 751 yılında çıkan savaşta Semerkant Beyliği askerlerince ele geçirilen Çinli esirlerin kurtulmak için yerli zanaatkarlara dut ağacı kabuğundan kağıt üretiminin sırlarını öğrettiği ve Semerkant kağıdının üretiminin yaygınlaştığı belirtiliyor.
Semerkant kağıdının bilinirliği 9. ve 10. yüzyıllarda Asya kıtasının yanı sıra Avrupa'ya kadar yayıldığı, o dönemde kaleme alınan birçok eserin Semerkant kağıdı üzerine yazıldığı, Semerkantlı kağıt ustalarının, 10. yüzyılda dünyadaki en ince, pürüzsüz, dayanıklı ve mürekkebi fazla emmeyen kağıt çeşitlerini üretmeyi başardığı ifade ediliyor.
Dut ağacı kabuğunun kağıda dönüşmesi 10 günü buluyor
Semerkant'ın İpek Yolu turizm bölgesinde bulunan kağıt atölyesinde faaliyetini sürdüren Nekruz Nimetiyev, yüzyıllar öncesinin teknikleriyle kağıt üretim geleneğini yaşatıyor.
Semerkant'taki kağıt atölyesini ziyaret eden AA muhabirine ilkel tekniklerle kağıt üretimini anlatan Nimetiyev, dut ağacı kabuğundan kağıt üretme tekniğinin sadece Semerkant’ta yaşatıldığını belirtti.
Nimetiyev, bu tekniğin ilkel olmasından dolayı emek ve sabır gerektirdiğini, bir dut ağacı kabuğunun kağıda dönüşmesinin en az 10 günlük bir vakte ihtiyaç duyduğunu, geçmişte bu yöntemle üretilen kağıdın çok pahalı olduğundan daha çok saraylarda, emirler ve üst düzey yöneticiler tarafından kullanıldığını ifade etti.
Semerkant kağıdının sallandığında kendine özgü bir ses çıkardığını kaydeden Nimetiyev, insanların Semerkant kağıdını bu sesinden fark ettiğini dile getirdi.
Semerkant kağıdı 300 yıldan fazla saklanabiliyor
Nimetiyev, dut ağacı dallarının ilkbahar aylarında kesilerek kurutulduğunu ve ardından da depolandığını, daha sonra dut ağacından soyulan kabukların yumuşayarak küçücük parçalara bölününceye kadar büyük kazanlarda kaynatıldığını aktardı.
Ahşapla çerçevelenmiş eleklerle süzülen ham maddenin kurutulduğunu dile getiren Nimetiyev, ardından da ametist taşı ile cilalanarak hazır hale getirildiğini anlattı.
Nimetiyev, bu ürünün temel özelliğinin yalnızca doğal ham maddelerin kullanılması olduğuna dikkat çekerek üretiminde doğal maddelerin kullanıldığı Semerkant kağıdının kimyasallarla ağartılmadığı için hafif sarı renkli olduğunu kaydetti.
Semerkant kağıdının günümüzde kullanılan kağıtlara göre çok daha dayanıklı ve uzun ömürlü olduğunu belirten Nimetiyev, Semerkant kağıdının 300 yıldan fazla saklanabileceğini ifade etti.
Nimetiyev, Semerkant kağıdının günümüzde sadece hediyelik eşya yapımında değil, aynı zamanda eski el yazmalarının restorasyonunda da kullanıldığını dile getirerek bundan dolayı bu kağıtlara ülkedeki el yazmaları enstitülerinin yanı sıra yurt dışından da siparişler verildiğini sözlerine ekledi.