Özgür Özel: Atatürk’ün partisi ikinci parti olamaz

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Adayı Özgür Özel, Antalya İl Kongresinde yaptığı konuşmada, “Cumhuriyet Halk Partisi işçiden yanadır, yoksuldan, esnaftan, memurdan, orta direkten, ezilenden, halktan yanadır.'' dedi.

CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, partisinin Antalya İl Kongresine katıldı. Buruda bir konuşma yapan Özel, şu ifadeleri kullandı;

*Antalya'dayız, Türkiye'nin gözbebeği bir kentteyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin gözbebeği bir örgütümüzün misafiriyiz. Önceki Genel Başkanımız Deniz Baykal'ı, önceki genel başkanlarımızdan Karaoğlan Bülent Ecevit'i, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün silah arkadaşı İsmet Paşamızı ve ‘Benim iki büyük eserim varsa, biri Cumhuriyet, biri Cumhuriyet Halk Partisi' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle, minnetle, özlemle anıyoruz.

*Cumhuriyetin 100'üncü yılındayız. Partimizin kuruluşunun 100'üncü yılını hep birlikte geçtiğimiz günlerde kutladık. Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni kazandığımız 2019 yerel seçimlerinden beri Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimi olduğuna inandırdığımız 14 Mayıs seçimine kadar 81 ilde, 973 ilçede nereden davet aldıysak, bu seçim için koştuk, gayret gösterdik.

*Cumhuriyet tarihinin en önemli seçiminde adayımız kazansın Türkiye kazansın diye birlikte mücadele verdik. Maalesef 28 Mayıs günü Cumhuriyet tarihinin en önemli seçiminde, Cumhuriyetle, onun kurucu babalarıyla, kurucu kadrolarıyla, cumhuriyeti cumhuriyet yapan temel değerlerle çelişkisi olan, onlara husumet duyan birilerinin iktidarına son veremedik.

*Bu büyük üzüntü, hepimizin kaldırmakta güçlük çektiği yük, hepimizin omuzlarına bastı. Hep birlikte bizim bundan sonraki süreçte bir özeleştiri yapmamız, muhasebe yapmamız, daha önceki seçimlerde yaşadıklarımızla bu seçim arasındaki farkları, doğru yaptıklarımızı, yanlış yaptıklarımızı analiz etmemiz, hatalardan ders çıkarmamız, bir daha cumhuriyete husumet duyan kadroların iktidarda kalmaması için partimizde neyi değiştirmek gerekiyorsa o noktada mücadele etmemiz gerekiyordu.

*Bu inançla, bu yaklaşımla partimizin yetkili organlarında ve Genel Başkanımıza bu düşüncelerimi ifade ettim.

*Zaman geçtikçe gördüm ki, yaşadığımız bu seçim kaybına başka isimler koymak, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek isteyen bir anlayışın hakim olduğunu gördük.

*İşte gün buna itiraz etme, bu konuda kimseyi incitmeden, kimseye haksızlık yapmadan ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin, yüreğindeki yangını söndürmek için bir şeyler yapmak gerekiyordu. Onun için yola çıktık, yollara düştük.

“YAPISAL SORUNUMUZ VAR”

*Öncelikle içinde bulunduğumuz değişim tartışmalarında bunu sadece Genel Başkanımıza indirgemek kendisine, geçmişine, emeğine haksızlık olur. Yola çıktığım gün kendisine de kamuoyuna da söyledim, ben vefalı bir değişimi savunuyorum, böyle bir değişim öngörüyorum.

*Fikri farklılıklarınızı dile getirirsiniz ama geçmişte olan kötü örneklerindeki gibi, yakarak, yıkarak, bir daha yüz yüze bakamayacak hale gelerek, bir parti içi mücadele için, partinin geleceğinde seçmenle kuracağı ilişkiyi zedeleyerek bir mücadele ne bana ne Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışmaz.

*Ancak, Sayın Genel Başkanın çalışma ekiplerini değiştirmekle değişimin tamamlandığını düşünmek ya da tüzüğe daha demokratik maddeler önermek de esas sorumlulara bakma demek olur. Cumhuriyet Halk Partisi'nin önce temel sorununu tespit etmek durumundayız. Bu seçimlerde, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterildiği seçimden bu yana tüm seçimlerdeki 52'ye 48 dengesi, ikinci tura kalmasını sağladığımız bu seçimde yine aynen gerçekleşti.

*Demek ki bir yapısal sorunumuz var. Demek ki Tayyip Erdoğan'ın dikine kesen siyasetinde, yani biz ve onlar diyen, bölen, farklılığın üzerinde tepinen, diğer parçayı kutuplaştıran, o uzak kutbu şeytanlaştırıp kendi arkasını kalabalıklaştıran kimlik siyasetine itirazımız var.

*‘Evet biliyorum açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin biliyorum ama tehlike büyük, ezanı susturacaklar, bayrağı indirecekler, ülkeyi böldürecekler arkama geçmelisin' diyen dikine siyasete karşı, küçük parçayı kucağında bulup onu büyütmek için sağdan, daha sağdan ittifaklarla büyümeye çalışmak yerine, başımızın üzerindeki cam tavanı görmek, dört seçmenden oyunu alamadığımız üç seçmenin kim olduğuna iyi bakmak durumundayız.

*Orada erişemeyeceğimiz bir yer yok. Ama nereden bakacağımız önemli. Eğer biz, AK Partilinin de MHP'linin de HDP'linin de İYİ Partilinin de, oy vermeyenin de yoksuluna, işsizine, güvencesizine, sendikal hakkı elinden alınmışına, ülkeden umudunu kesmiş gencine dokunabiliyorsak, sol sosyal demokrat bir siyasetle tüm toplum kesimlerini enine kesen bir siyaseti savunmalı ve altta kalanlarla meşgul olmalıyız.

“CHP HERKESTEN YANA OLAMAZ”

*Biz bir partiyiz. Cumhuriyet Halk Partisi herkesten yana olamaz. Cumhuriyet Halk Partisi işçiden yanadır, yoksuldan, esnaftan, memurdan, orta direkten, ezilenden, halktan yanadır. Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demokrat bir partidir.

*Bundan sonraki süreçte, Cumhuriyet Halk Partisi'nin altı okunun tarihsel gerekliliğine inanarak, olgusal gerçekliğini sahiplenerek, içinde bulunduğumuz çağın gerekliliğine göre altı oku aşındırmadan geliştirerek cesur, kararlı bir siyaset yapmamız lazım. Bakın biz bizeyiz, hep birlikteyiz.

*Cumhuriyet Halk Partisi, nerede duracağına şöyle karar veremez; ‘Ben şuna yakın durmalıyım, şunun karşısında olmalıyım' diyerek pozisyon tarif eden bir parti olmak yerine, altı ok, Cumhuriyet, evrensel sosyal demokrasi, sol siyaset ve kimden yana olduğunu biraz önce birlikte haykırdığımız kitleler için, CHP duracağı yeri belirlemeli, siyasal pozisyonlanmalar CHP'ye göre olmalıdır.

*Cumhuriyeti kuran kadrolar da Türkiye'yi demokrasiyi getiren kadrolar da ortanın soluyla işçi sınıfının ve emek mücadelesinin rüzgarını alan kadrolar da pozisyonunu ona göre buna göre değil, kendi olması gerektiği yere göre belirlemiştir. Bu cesur siyasete inanıyorum, sizleri bu cesur siyasete destek vermeye davet ediyorum.

ATATÜRK'ÜN PARTİSİ İKİNCİ PARTİ OLAMAZ

*Derseniz ki, ‘Özgür, biz sana inanıyoruz, biz sana güveniyoruz, geç takımın başına ben ona da varım, sizinle bunu da konuşmaya geldim. 25-26 yaşında Manisa Eczacı Odası'nı Türkiye'nin en iyi yönetilen odası yapmıştım.

*30'lu yaşlarımda Ethem Sancak eczacıların ekmeğini kursağından çalarken, büyük bir mücadeleyle mesleği kurtarmıştık. Siyasete geçtim, ilk 4 yıllık mücadelemi izlediniz. 2015'te teklif edilen kontenjanı reddettim.

*Ön seçime gireceğim dedim. Manisa'da kullanılan oyların yüzde 86'sını alarak, tüm zamanların rekoruyla ön seçimden çıktım ve CHP'nin grup başkanvekili oldum. Ben görevimi yaparken Süleyman Soylu'ya, Hulusi Akar'a, başbakanlara karşı Recep Tayyip Erdoğan'a sizin yüzünüzü yere düşürmedim.

*Ben bu takımı şampiyon yaparım, ben bu partiyi iktidar yaparım. Kalkın ayağa ve bu partiyi iktidar yapın. Ben size güveniyorum. Antalya ayakta, Cumhuriyet Halk Partisi ayakta. Göreceksiniz, hep birlikte buluşacağız iktidarda. Atatürk'ün partisi ikinci parti olamaz. Mağlubiyetlere razı olamaz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri