Türkiye’nin gündemine dair konular Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın konuk olduğu tv100 ekranlarında canlı olarak yayınlanan Pınar Işık Ador’un sunduğu Gündeme Dair programında masaya yatırıldı.
“HDP ciddiye alınmak istiyor. ‘Bizi ciddiye alın, bizi kandırmayın’ diyor. HDP kendilerine söz verildiğini ve o sözlerin kapalı kapılar ardında kaldığını söylüyor” diyen Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “HDP kendilerine verilen sözlerin kağıda dökülmediğini ifade ediyor ve bu yüzden de millet ittifakını ilkesizlikle suçluyor. HDP diğer partilerin kendilerine dönük somut bir adımı sergilemekten kaçındıklarını iddia ediyor. Şunu da açıkça söylemem gerekirse HDP’nin kendisi de açıkça yalpaladı. 10 yıl önce Cumhur ittifakı ile hareket ediyordu, 10 yıl sonra millet ittifakı ile hareket etmeye başladı. Cumhur ittifakında hareket ettiğinde Dolmabahçe mutabakatı ve çözüm sürecinde bu şekilde ilke konu edilmemişti.” dedi.
CÖMERT KONUŞAMIYORLAR
Öte yandan, Pınar Işık Ador’un “HDP’nin kapatılma meselesinde bu noktada hukuki terimlere girmeden HDP’nin kapatılma süreci devam ediyor, kapatılırsa ne olur, siyasete çok önemli derecede söyleniyor ama bir taraftan da kapatma davasında dava konusu da sürüyor, düşünceleriniz neler? sorusuna Öztürk Yılmaz’ın cevabı şöyle:
Hükümet kanadında hükümeti destekleyen yazar çizerlerin sesi çıkıyor ama hükümetin kendisinden aynı ses çıkmıyor. Hükümet bunları taşeron olarak kullanıyor. Yani hükümeti destekleyenler çok bonkör konuşuyor, işte öyle olmazdı bu olmalıdır vs. diyor ama mesela tek kelime ile hocam gibi Hükümet cömert konuşamıyor. HDP hakkında hükümet eleştiri yapmıyor. HDP kapatılması ile ilgili MHP de konuşuldu. Yargıtay Başsavcılığı dava açmazsa biz açacağız dendi. Ama hareket edilmedi. MHP tarafından 2 satır yazı yazılıp TBMM’de görüşülmesi gerekirken yargıya havale edildi.
50+1 SİSTEMİ KİLİTLİYOR
“Cumhurbaşkanlığı seçimde hangi tablo oluşturulursa oluşturulsun tüm yapılanlar fiyaskodur. “ diyen Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığında 1 kişi seçiliyor. Yani oy pusulasında altında şahsın ismi, üstünde resmi varr. Cumhurbaşkanlığında parlemento için oluşturacağınız ittifak Cumhurbaşkanlığına teşmil edemezsiniz. Etseniz bile parlemento seçimde partilerin Meclise girebilmek için ittifak yapar ve oy verirler ama cumhurbaşkanlığında o kişiye farklı. Vermezler ve başka birisine verirler, orada siz tabanınızı tutamazsınız. Peki niye yapılıyor, yani neden böyle bir şey sürekli konuşuluyor? Çünkü 50+1 sistemi kilitliyor.
Eski alışkanlıklarla yeni sistem tartışılıyor. Eski alışkanlıklar neydi? Bir araya gelirsek bölünmez, bunu hallederiz. Bu parlemento için geçerli, senin cumhurbaşkanlığı için bu geçerli değil. Meclise 50 tane milletvekili soksanız ne yazar? 150 tane milletvekili soksanız ne yazar? Cumhurbaşkanlığını kim aldıysa bütün Türkiye’yi o almış oluyor.
MARJİNAL BİR GRUP ÇIKACAK SİSTEMİ KİLİTLEYECEK
Benim gördüğüm şudur, HDP kendini yeni sisteme empoze ediyor. Bunu da başarıyor. Cumhurbaşkanlığında buna vermeyin, yasak koşacaklar ama ama oyunu kullanan kimse yeni sistemde istediği cumhurbaşkanına oy verecek, kimse onu bağlayamaz. HDP’yi Kürt oyları ile özdeşleştirmek de yanlış. Bu zaten ayrımcılıktır. Yani HDP sanki Kürtlerin bütün oyuna hakimmiş dolayısı ile her şeyi HDP’den sorulurmuş, başka da bir alan yokmuş gibi bir yaklaşım bunu hükümet de çok sık yapıyor muhalefete zaten HDP üzerine şu anda stratejisini değiştirmek istiyor. Bizim pozisyonumuz ne? Türkiye’de öyle bir noktaya gelmiştir ki, bu Türkiye’de sistemin sonunu getirecektir. Türkiye’de adını sanını duymadığımız gruplar var. Sistemİ sistematik bir şekilde bloke edip kilitleyebilirler. Bu sistemin bir önemi kalmayacak, büyük bölümü yok yani çürüyor altyapılar.
ADAYLAR ŞEYTANLA BİLE ANLAŞACAK
Türkiye’ni mozaiğine uygun değil, hamuruna uygun değil bu sistem. Haziran 2023 seçimlerinin hemen ardından biz yeni seçimleri hemen konuşmaya başlayacağız çünkü bu sistem bize uygun değil. Adaylar 50+1 alabilmek için herkesle anlaşacak. Küçük partilerin hiçbir önemi olmayacak. Adaylar gerekli oy oranını yakalamak için şeytan ile bile anlaşacak.
TÜRKİYE’DEKİ ŞUANDAKİ SİSTEM TEK ADAM YÖNETİMİ
Türkiye’deki şuandaki sistem tek adam yöntemi. Her şey Erdoğan’ın iki dudağının arasında. Padişahlarda olmayan yetki kendisinde var. İnanılmaz yetkiler var. Ama toplama muhalefete baktığımızda da onlarda kendi partilerinde tek adam. Bu riyakarlık, sorumsuzluk ve Türkiye’de aynaya baktığında utanmamazlık hali devam ettiği sürece demokrasi hiçbir zaman olmaz. Bu sistem yanlış ve bu sistemi değiştireceklerini söyleyen kişilerin bulundukları konum sistem kadar yanlış. Hepsi yenilmiş ve çakılmış, demokrasiden bahsediyor. Demokrasi cephesi diyorsunuz. Ne demokrasi cephesi? Demokrasi cephesinden kastettiğin Kılıçdaroğlu mu demokrat? 10 seçim kaybeden adam koltukta oturunca demokrat denir mi? Kaybedenler bir araya toplanıp kaybedenler kulübü oluşturmuş ve siz bunu bize demokrasi diye getiriyorsunuz. Neresi demokrat bunların? Demokrat dediğin, siyasi sorumluluk alıp kaybedince gidene denir. Biz Cumhur ittifakında yer almıyoruz karşıyız ve biz millet ittifakında da yer almıyoruz, karşıyız. Biz bunların ikisinin de aynı çizgide olduğunu düşünüyoruz. Biri devlette ne yapıyorsa diğer belediyelerde aynısını yapıyor.
4 TANE BAKAN İSMİ SÖYLER MİSİNİZ?
Cumhurbaşkanlığı sistemini savunan Hukukçu Serkan Toper’in açıklamalarına karşılık olarak Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Yargıda her şeyi Erdoğan’ın talimatıyla yapsın deniyor mu? Demokraside böyle bir şey var mı? Parlementoda denetim yok. Şuanda bakanları tanımıyoruz. Kim bakan kim değil onu bilmiyoruz. Bana lütfen 4 tane bakan ismi söyler misiniz?” dedi.