Dün ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Donald Trump tarafından görevden alındı.Trump, Rex Tillerson'ın görevden alınacağını Twitter üzerinden , "CIA direktörü Mike Pompeo bizim yeni dışişleri bakanımız olacak. Mükemmel bir iş yapacağına inanıyorum. Rex Tillerson'a hizmetleri için teşekkür ederiz. Gina Haspel'de CIA'nın yeni direktörü ve bu göreve seçilmiş ilk kadın olacak. Hepsini tebrik ediyorum." diyerek duyurdu.
Peki ama bu ne anlama geliyor?
Bana göre bu tam anlamıyla bir Pentagon Darbesi’dir!!!
İkinci en önemli yanı, bunun Türkiye’ye yansımasının nasıl olacağıdır?
Birinci tespitten başlayacak olursak; gelişmelere bakıldığında görünen , ABD’yi Pentagon artık doğrudan yönetmektedir. Ve Donald Trump’ın insiyatif alanları giderek daralmaktadır. Özel danışmanları dahil olmak üzere Trump’ın ekibinden istifalar bir bir devam etmektedir. Atamalara bakıldığında da artık Beyaz Saray’ın her geçen gün daha fazla militarist olduğu da görülmektedir.
Özgürlükler ülkesi ve dünyanın her yerine ‘demokrasi götüren!’ ABD, artık her geçen gün daha fazla generallerin yönetimindedir. Son bir yıldır kendi koltuğu da sallanan Trump ise, önce yoğun silah satışı ile hem silah lobisini hem de Kudüs çıkışı ile İsrail ve Yahudi Lobisini kazanmaya çalışsa da , ABD’deki’post modern Pentagon Darbesi’ devam etmektedir. Ve devam edecektir. Trump işbirliğine devam ettiği takdirde (ipler Pentagon’da olmak kaydıyla) sürecin devam edeceği de ortadadır.
Elbette Rex Tillerson’ın tam da Türkiye ziyareti sonrası ve Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun önemli görüşme sürecinde görevden ayrılıyor olmasının da anlamı büyüktür. Burada Tillerson’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 3 saat 15 dakika yaptığı görüşmesi elbette çok önemlidir. Buradaki ‘KOZ’lar ve pazarlıklara yarın değineceğim.Ki, bu pazarlık ve ‘KOZ’lar şu anda Türkiye lehine gelişmektedir.
Yeni atanan Dışişleri Bakanı ve CIA Başkanı Mike Pompeo’ye gelince; Trump ile benzer dünya görüşlerini paylaşan ve oldukça muhafazakar bir isim olarak biliniyor. Ve CIA Başkanı olduktan sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmıştı. Soğuk Savaş döneminde de orduda görev yapan Pompeo, boğulma hissi veren su işkencesine desteği ve kürtaj karşıtı görüşleri ile de gündeme gelmişti.
Aynı zamanda eski bir asker olan Pompeo, ABD Kara Kuvvetleri'ne subay yetiştiren West Point'teki Askeri Akademi'den 1986 yılında sınıf birincisi olarak mezun oldu. Harvard Üniversitesi'nde hukuk fakültesini bitirdi. Bu da ABD’de oldukça önemlidir.
Her şeyden önemlisi İngiliz Guardian Gazetesi’nin bundan bir süre önce Pompeo'nun Trump'ı da eleştirmekten çekinmediğini yazmasıdır. Gazete bununla da kalmayıp Pompeo’nun Trump'ın kadınları rızaları dışında elle taciz ettiğine ve öptüğüne ilişkin bir kayıt ortaya çıktığında bunun "korkunç, saldırgan ve savunulamaz" olduğunu söylediğini yazmasıdır. Bunların hepsinin Pompeo’nun seçilmesinde ayrı bir öneminin olduğunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Ve bu cümleleri zaman içinde daha da açabileceğiz.
Mike Pompeo, Senato'da Kongre üyelerinin sorularını yanıtlarken, Rusya'nın ABD'de Başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine ilişkin istihbarat bulgularının "akla yatkın" olduğunu da söylemişti. Ki bunun arka planında da Hollanda istihbaratının Rusya’nın ABD seçimlerine ilişkin müdahale belgelerinin geçtiğimiz hafta Washington Post Gazetesi’nde manşetten yayınlanmasının ayrı bir önemi vardır
Öte yandan bugünlerde beklenen bir başka görevden alma ve atama da Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı makamında olacağı kesinlik kazanmış durumdadır. Halen Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Mc Master’ın istifa edeceği ve yerine John Bolton’un geleceğine kesin gözüyle bakılmaktadır.
Peki savaş şahini John Bolt ve Pompeo ile Türkiye ilişkileri, Nisan ayında tekrar başlayacak siyasi proje davaları ve bölgede PKK-PYD-YPG ilişkileri nasıl olacak? Bugünden söylemeliyim ki Pompeo’nun tercihi PKK-YPG-PYD değil Türkiye ve TSK olacaktır. İran ABD’nin yeniden hedef tahtasında olabilecektir. Peki Türkiye nelerden vazgeçebilir? Yarın devam edeceğim