Kraliyet Ailesi'ne yakın yayın politikasıyla bilinen İngiliz The Sun gazetesi, Kate ve William'ın evlerinin yakınlarındaki yerel bir markette yaptıkları alışveriş görüntülerini servis etti. "Kate mutlu ve gülerken görüldü" temalı videonun kamuoyuna servis edilmesinin, Kate gizemini sona erdireceği düşünülse de işler planlandığı gibi gitmedi.
Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde olduğu bahane edilen Kate'in rahat rahat market poşeti taşıması soru işareti yaratırken aşırı zayıf olduğu görülen Kate'in hem yürüyüşü olağandan farklıydı hem de çok daha genç görünüyordu. 42 yaşındaki Kate'in 20'li yaşlarda gözükmesi dublör iddialarını beraberinde getirdi.
Çok da uzak mesafe olmamasına rağmen çekilen görüntülerin kalitesinin çok düşük olması da dikkat çekiciydi. The Sun, çifti market çıkışı görüntüleyen kişinin Nelson Silva isminde "sade" bir vatandaş olduğunu duyurdu.
KATE'İN DUBLÖRÜ KONUŞTU
Ne var ki dublör ve sade vatandaş konularıyla ilgili peş peşe gelişmeler yaşandı. Sabah'tan Cansu Küfeli'nin haberine göre, 12 yıldır profesyonel olarak Kate Middleton'ın kimliğine bürünen Heidi Agan'ın, videodaki kişi olabileceği iddia edildi.
Üzerindeki şüphelerin artması sonucu İngiliz basınına konuşan Heidi Agan, "Görüntülerdeki kişi ben değilim. Videonun kayda alındığı saatlerde ben dans dersi veriyordum" ifadelerini kullandı.
VİDEONUN ARKASINDAKİ İSİMDEN FLAŞ AÇIKLAMA
Kate Middleton'ın dublörü olarak bilinen Heidi Agan'ın bu açıklamasının ardından gözler, videoyu kayda alan Nelson Silva'ya çevrildi.
The Sun, Kate ve William'ın cumartesi kaydedilen görüntülerinin o sırada civarda bulunan, sıradan bir vatandaş olan Silva tarafından "tesadüfen" cep telefonuyla kaydedildiğini açıklamıştı.
Çok da uzak mesafeden çekilmiş olmamasına karşın video kaydındaki çözünürlüğün oldukça düşük olması büyük eleştiri toplamıştı. 2024 yılında sıradan bir cep telefonunun kamerasının bu denli düşük çözünürlüklü olması, videodaki kişinin sahte Kate olabileceği ihtimalini de kuvvetlendirdi.
GERÇEK MESLEĞİ ŞOKE ETTİ
Derken The Sun, videoyu kayda alan Silva ile bir röportaj gerçekleştirdi. 40 yaşındaki Nelson Silva, Kate'i kendi gözleriyle gördüğünü aktardı. Mühendis olduğunu belirten evli ve 1 çocuk babası, 40 yaşındaki Silva, komplo teorisyenlerini 'hayalperest' olmakla suçladı.
Kate ve William'ı görünce çok heyecanlandığını ve videoyu o sırada Portekiz'de bulunan eşi ve kızına göndermek üzere kayda aldığını öne süren isim, "Birleşik Krallık'taki tüm insanlar videodakinin sahte bir kişi olduğunu söylüyor. Şimdi benim de gerçek bir insan olup olmadığımı mı sorgulayacaklar? Yoksa bu videoyu benim yaptığımı mı söyleyecekler? Oraya sahte bir Kate mi koydum? Bu çok saçma." ifadelerini kullanan isimle ilgili şoke eden bir detay ortaya çıktı.
Ulaşılan öz geçmişe göre Silva'nın 2013 yılında bir film yapım şirketi işlettiği ve yönetmen olduğu öne çıktı. Sanıldığının aksine sıradan bir vatandaş olmayan, üstelik doğrudan medya sektörünü içinde yer aldığı anlaşılan Silva'nın cep telefonu kaydının bu denli düşük olamayacağı ve Kate'in yüzünü kurguyla görüntülere eklemiş olabileceği iddiaları daha da kuvvetlendi.
HASTANE PERSONELİ YAKALANDI
Bu gelişmelerin yanına bir de hastane krizi eklendi. Kate'in 28 Aralık'ta kaldırıldığı Londra Kliniği'nde bir güvenlik krizi yaşandığı anlaşıldı. Buna göre bir hastane personeli, Kate Middleton'ın tıbbi kayıtlarına gizlice erişmeye çalışırken yakalandı.
Kate'in ameliyat raporuna erişmeye çalışılması Kensington Sarayı'na bildirilirken çalışanın işine son verildiği ve cezai yaptırım uygulandığı konuşuldu.
Kate Middleton'ın bu gizemli sürecindeki her bir detayın arkasından, Kraliyet'in bu spekülasyonları bilinçli yaydığı söylentilerini de ortaya çıkardı. Kraliçe Elizabeth'in oğlu Prens Andrew'un, ABD'li milyarder Jeffrey Epstein davasında pedofili suçlamasıyla gündeme gelmesinin örtbas edildiği iddia edildi.
Epstein'ın mağdurlarından Virginia Giuffre, Prens Andrew'un kendisiyle 17 yaşın altındayken New York ve Londra'da zorla cinsel birliktelik yaşadığını söyleyerek dava açmıştı. Prens Andrew'la çekilen fotoğraflarını kanıt olarak mahkemeye sunmasının ardından Andrew, olayı hiçbir şekilde hatırlamadığını söylemişti.