Prof. Dr. Sözbilir, merkez üssü Kuşadası Körfezi olan 5 büyüklüğündeki depremin, Gümüldür ve Efes fayları arasındaki deniz altı fayının kırılmasıyla meydana geldiğini, kırılan fay parçasının, bu iki fayın denizdeki uzantıları olarak kabul edilebileceğini söyledi.
Sisam Adası ile Gümüldür arasında çok sayıda deniz altı fayı bulunduğunu aktaran Sözbilir, "Bu faylar Gümüldür fayı ve Efes fayı ile bağlantılı. Her iki fay da diri fay sınıfında değerlendirilmelerine rağmen uzun dönemden beri yıkıcı deprem üretmiyordu. Bu faylar 5,7 ile 6,8 büyüklüğü arasında değişen depremler üretebilecek potansiyele sahip." diye konuştu.
Sözbilir, merkez üssü Seferihisar açıkları olan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği 30 Ekim 2020'deki 6,6 büyüklüğündeki depremden sonra bölgedeki gerilimin 10 bine varan artçı deprem aktivitesiyle sürdüğünü kaydederek, ""Bu deprem de 30 Ekim 2020'deki depremin tetiklediği depremlerden." değerlendirmesinde bulundu.
Sabah Kuşadası Körfezi açıklarında küçük çaplı çok sayıda deprem yaşanmasının da fayların birbirini tetiklemesinden kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Sözbilir, yaşanan tüm depremlerin, afet öncesi alınması gereken tedbirleri akıllara getirdiğini aktardı.
İller ve ülke geneli afet risk azaltma planları kapsamında tanımlanan çalışmalara hız verilmesi gerektiğini vurgulayan Sözbilir, İzmir'in deprem master planının revize edilmesi ve buna göre mevcut yapı stokunun depreme dayanıklı hale getirilmesinin de önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Kuşadası Körfezindeki depremler
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, merkez üssü Kuşadası Körfezi olan, saat 06.24'teki 5 büyüklüğündeki depremden önce saat 06.18'de aynı yerde 3,8 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Ayrıca 5 büyüklüğündeki depremin ardından saat 09.30'a kadar merkez üssü bu körfez ve körfeze yakın İzmir'in Menderes ilçesi olan, büyüklükleri 1,1 ila 2,7 arasında değişen 33 deprem oluştu.