Son iki yıldır Türkiye’nin dış politikalarıyla ilgili özellikle de Irak ve Suriye özelinde uyguladığı bazı politikaların günü birlik ve öngörüden uzak olduğunu yazıyorum. Bu bölgelerle ilgili dış politikalarımızı daha çok İran’a göre dizayn ettiğimizi düşünüyorum. İçte ve dışta çok düşman edindik, neredeyse “Türkün Türk’ten başka dostu kalmadı”.
Özellikle Kürtler, Kerkük ve referandum sürecinin ardından Türkiye ekseninden, İran’a kaydı. İran Referandum ve Kerkük sürecinden çok karlı çıktı. Türkiye sınırları kapatırken, İran Kuzey Irak’a yeni sınır kapıları açtı. Türk malları yerini İran menşeli mallar aldı. Ceyhan’a akan petroller, tankerler aracılığıyla İran’a taşındı, İranlı müteahhitler iş almaya başladı. En önemlisi Irak Kürtlerinde bir İran sevgisi oluştu, Hendek sürecinin arkasında da İran vardı bunu başka bir yazımızda detaylı yazarım. İran, adeta Kürtleri Türkiye ile karşı karşıya getirdi/düşmanlaştırdı.
Türkiye basınında pek haber çıkmadı. Türkiye’nin hava operasyonlarında zaman zaman sivil Kürtlerin de hayatını kaybettiği haberleri Irak Kürt medyasında çıkıyordu. Dün (25 Ocak günü) yine Duhok ilinin Amediye ilçesine bağlı Şeladize bölgesine yapılan hava operasyonlarında 6 sivil köylünün hayatını kaybettiği iddia edilmişti. Bugün (26 Ocak) yerel saatle 14.00-15.00 sularında köylüler toplanarak olayı kınayan açıklamalar yaptı, grup dağılacakken bazı kişiler Türk askerlerinin bulunduğu üsse doğru yürüdü. Sayıları artan grup önce taşlarla üsse saldırdı sonra da park halinde bulunan araçlardan bir kısmını ateşe verdi. Teyit edilmeyen bilgilere göre iki askerimiz de göstericiler tarafından alıkonularak KDP asayiş güçlerine teslim edildiği iddia ediliyor.
Zamanının büyük çoğunluğunu bu bölgelerde haber yaparak geçiren ve 30 yıl habercilik yapan biriyim. Basınımızda pek yer bulmayan bu olayları, çok önemli gelişmelerin habercisi olarak görüyorum ve Provokasyonlara dikkat çekiyorum. Sırtını İran’a dayayan geçmiş Irak yönetimleri, zaman zaman Türk askerinin “işgalci” güç olduğunu ileri sürerek, Türkiye’den askerlerini çekmesini istemişti.
Irak’ta sadece Türkiye yok, oyun kurucu olarak başta İran, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve daha birçok ülke var. Şeladize’de yaşanan olayların benzerleri yaşanabilir, bu konuda daha dikkatli ve provokasyonlar bekleyip, provokasyondan uzak durmak gerekir.
Çekildi-çekilecek denilen Amerika’nın daha dün 250 tır dolu silah ve cephaneyi Suriye’ye gönderdiği unutulmasın. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın “binlerce tır silah ve cephane o bölgeye sadece DAİŞ için mi yığılıyor” sözlerini hatırlamakta yarar var. Allah korusun felaket tellallığı değil ama bu bölgede fitil bir ateşlendi mi kimin dost kimin düşman olduğuna şaşırırız.
Kendi dış politikamızı iç işlerimizi de düşünerek yeniden belirlemeli, varsa kırdıklarımız, üzdüklerimiz onların gönüllerini alabilmeliyiz. Özellikle birçok yazımda vurguladığım aidiyet duygusunu güçlendirerek içeride güçlü olmalıyız. Güçlü olmalıyız ki dışarıdan kışkırtmalara ve yapılabilecek provokasyonları boşa çıkartabilelim yoksa fitil ateşlendi mi provokasyon kolay olur.