Putin, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Kremlin Sarayı'nda 3 saat görüştü. Putin ile Scholz'un görüşmesi esnasında Kovid-19 önlemi çerçevesinde uzun bir masada mesafeli şekilde oturması dikkat çekti.
Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, müzakerenin iş odaklı atmosferde geçtiğini aktaran Putin, Almanya’nın Çin’den sonra Rusya’nın ikinci büyük ticari ortağı olduğuna işaret etti.
Putin, Alman ve diğer Avrupalı tüketicilere güvenilir ve kesintisiz olarak Rus gazının sağlandığını söyleyerek, “Şu anda Rusya, Almanya'nın enerji ihtiyacının üçte birinden fazlasını sağlıyor.” dedi.
“Kuzey Akım-2, siyasi değil ticari bir projedir”
Kuzey Akım-2 doğal gaz boru hattının teknik olarak geçen yıl aralık ayından bu yana tam olarak faaliyete hazır olduğunu ve sertifikasyon sürecinin devam ettiğini belirten Putin, “Bu projenin tamamen ticari bir proje olduğunu defalarca söyledim. Burada siyaset yok ve hiçbir siyasi ima yok.” değerlendirmesinde bulundu.
Putin, Ukrayna’da transit geçiş için mevcut sözleşmenin sona ereceği 2024’ten sonra bile Avrupalı ithalatçılardan talep olması durumunda Ukrayna üzerinden gaz tedarik etmeye hazır olduklarının altını çizdi.
Rusya’nın "güvenliğin bölünmezliği" ilkesi uyarısı
NATO'nun doğuya genişlemesini önleme, Rus sınırları yakınlarına silah yerleştirme ve bloğun Avrupa'daki askeri potansiyelini 1997'deki duruma geri döndürmesi yönündeki Rusya’nın taleplerini de ele aldıkları bilgisini paylaşan Putin, “Rusya, ABD ve NATO’nun pek çok ortak Avrupa belgesinde yer alan güvenliğin bölünmezliği ve eşitliği temel ilkelerini serbestçe ve kendi lehine yorumlamasına göz yumamaz.” diye konuştu.
Putin, NATO’nun “açık kapı” politikasına atıfta bulunmasını eleştirerek, anlaşmanın 10. maddesine göre başka bir ülkenin Birliğe davet edilebileceğini ancak bunun zorunlu olmadığını dile getirdi.
ABD ve NATO’nun güvenlik garantilerine ilişkin cevaplarının Rusya’nın üç temel gereksinimini karşılamadığını anımsatan Putin, yanıtta yer alan Avrupa’nın güvenliği, orta ve kısa menzilli füzeler gibi belirli silah sistemleri ve askeri şeffaflık konularında ortak çalışmaya hazır olduklarını vurguladı.
Putin, Minsk Anlaşmalarının uygulanması konusunda üzerinde uzlaşmaya varılan Steinmeier formülünün de Ukrayna tarafından uygulanmadığını savundu.
“Avrupa’da savaş istemiyoruz”
Bir gazeteсinin “Avrupa’da savaş olacak mı?” sorusunu yanıtlayan Putin, Avrupa’da daha önce savaşın yaşandığını belirtti.
Yugoslavya’dan örnek veren Putin, “Bu çok kötü bir örnek ancak bu gerçekleşti. (Avrupa'da) savaş istiyor muyuz? Elbette hayır. Bu nedenle müzakere süreci konusunda tekliflerde bulunduk. Bu sürecin de ülkemiz dahil herkes için eşit güvenliğin sağlanması konusunda anlaşmanın yapılması ile sonuçlanması gerekiyor.” ifadesini kullandı.
Güvenlik garantileri ile tekliflere ABD ve NATO’dan “detaylı ve yapıcı yanıt alamadıklarını” yineleyen Putin, bu yanıtlarda “istişare edilebilecek” unsurların olduğuna dikkati çekti.
Putin, “Bunları bizim için öncelikli olan temel konularla birlikte istişare etmeye hazırız. Diyaloğun bu şekilde gelişeceğini umuyoruz.” dedi.
Batı ülkelerinin, güvenlik garantilerle ilgili müzakere sürecini uzatması ve Rusya’nın durumunu kötüleştirecek kararlar almasından endişe duyduklarını dile getiren Putin, bunu engelleyeceklerini vurguladı.
“Batının, Kiev’i Minsk anlaşmalarına uyması konusunda etkilemesini bekliyoruz”
Rus Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması'nın, Ukrayna'nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kurduğu sözde yönetimlerin tanınması için kendisine çağrıya nasıl cevap vereceğinin sorulması üzerine Putin, Rusya’daki milletvekillerinin kamuoyuna göre hareket ettiğini savundu.
Putin, “Donbas'ın sorunlarını çözmek için her şeyi yapmamız gerektiği gerçeğinden yola çıkacağım ancak bunu Minsk Anlaşmalarının tamamıyla hayata geçirilmeyen fırsatlarından yola çıkarak yapacağım.” dedi.
“Rusya, bölgedeki duruma göre hareket edecek”
Rus askeri birliklerinin Ukrayna sınırından çekilmeye devam edip etmeyeceği yönündeki soru üzerine Putin, bölgedeki duruma göre hareket edeceklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Durumun nasıl gelişeceği sorusuna kim cevap verebilir? Şimdilik hiç kimse. Bu sadece bize bağlı değil. Ancak diplomatik yollarla çözülmesi için gündeme getirdiğimiz konularda ortaklarımızla anlaşmaya niyetliyiz ve gayret edeceğiz. Bu konular, çok iyi biliniyor; NATO’nun genişlememesi, ittifakın altyapısının 1997 yılına göre geri çekilmesi ve sınırlarımızın yakınlarında saldırı sistemlerinin konuşlandırılmamasıdır."
Putin, Ukrayna’nın NATO üyeliği sorununun ertelenmesinin bir şey değiştirmeyeceğini, bunu şimdi çözmek istediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Ukrayna’nın NATO’ya üye olmaya hazır olmadığını duyuyoruz. Bu tezi biliyoruz. Aynı zamanda Ukrayna’nın NATO’ya hemen yarın alınmayacağı söyleniyor. Ukrayna, bunun için hazırlandığında mı NATO’ya alınacak? Ancak bizim için bu geç olabilir. Bu nedenle bu sorunu şimdi barışçıl müzakere süreciyle çözmek istiyoruz.”
Putin, Rusya’nın bu konudaki endişelerinin ortaklar tarafından dikkate alınacağı umudunu paylaştı.
Scholz: “Ayrılıkçıların tanınması siyasi felaket olur”
Almanya Başbakanı Scholz ise Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kurduğu sözde yönetimlerin tanınmasının “siyasi bir felaket” olacağını söyledi.
Söz konusu olası kararın Minsk Anlaşmalarına zarar vereceğine işaret eden Scholz, “Bu gerçekten olursa, elbette Minsk Anlaşmalarının ihlali olur. Bu da sürecin kesintiye uğrayacağını ve siyasi bir felaket olacağı anlamına gelir.” dedi.
“Rus birliklerin geriye çekilmesi iyiye işaret”
Scholz, bazı Rus birliklerinin Ukrayna yakınındaki tatbikatların ardından üslerine dönmesini olumlu bir sinyal olarak değerlendirerek, “Diplomatik fırsatlar henüz tükenmedi. Şimdi krizi çözmek için kararlı ve cesurca çalışmalıyız. Bazı birliklerin geri çekildiğini duyuyoruz ve bu iyiye işaret. Bu eğilimin devam etmesini diliyoruz.” diye konuştu.
Rusya tarafından sunulan güvenlik garantilerine ilişkin tekliflerle ilgili farklı bakış açılarının bulunduğuna işaret eden Scholz, “Rusya’nın sunduğu tekliflere katılmıyoruz. Avrupa Birliği ve NATO da katılmıyor. Ancak istişare etmeye hazır olduğumuz teklifler de var. Şu an yapmamız gereken tehlikeli bir durum yaratmamaktadır.” ifadesini kullandı.
Scholz, Almanya’nın Kuzey Akım-2 doğal gaz boru hattı projesine yönelik yaptırım uygulayıp uygulamayacağına yönelik soruya, “Rus gazının Ukrayna, Belarus ve Polonya üzerinden Avrupa'ya geçişini sağlamakla yükümlüyüz. Avrupa'daki durumun barışçıl şekilde gelişmesini istiyoruz, Ukrayna'da askeri bir çatışma istemiyoruz.” yanıtını verdi.