Aslına bakarsanız uzun süredir hem FETÖ’nün siyasi ayağı, hem de terör örgütü ile ilişkinin devamı noktasındaki ‘suç milad’ı çok tartışılan iki önemli konu.
Ve bu iki önemli konu bugün, eski iki genelkurmay başkanı ile Erdoğan’ı karşı karşıya getirmiş durumda.
Zira hükümet, 15 Temmuz sonrasında FETÖ terör örgütü ile iletişim ve ilişkide bulunmaya dönük süreyi, yani suç işleme miladını 17-25 Aralık olarak belirlerken, bu konuda kurulan TBMM’deki Araştırma Komisyonu tarafından bilgisine başvurulan Hilmi Özkök, bu süreyi 2004’e çekmişti. Ve ‘Biz 2004’te bu konuda Milli Güvenlik Kurulu’na bir rapor sunduk ve gerekli uyarımızı yaptık. ’ diyerek bir nevi takvimin 2004 olması gerektiğinin altını çizmişti.
Bu arada uzun süredir her alanda FETÖ ile ilgili yapılan mücadele çerçevesinde meslekten uzaklaştırmalar, yargılanmalar ve tutuklamalar yapılırken hep tartışma konusu olan ‘ FETÖ’nün siyasi ayağı’ bugünlerde, bu kez bir başka Genelkurmay eski başkanı olan İlker Başbuğ ile Erdoğan’ı karşı karşıya getirdi.
Siyasi parti liderleri tarafından bugüne kadar gündeme taşınan ve sert tartışmalar yaşanan ‘siyasi ayak’ tartışmasının Başbuğ tarafından gündeme taşınması peki neden bu kadar daha önemli?
Bu kez hem eski bir genelkurmay başkanı ile yaşanıyor olması, hem de bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından en sert şekilde cevaplanması açısından çok önemli. Çok ciddi ve nitekim yargıya taşınıyor. Yani karakolda bitecek türden!
Üstelik bu konuyu gündeme taşıyan İlker Başbuğ, -FETÖ kumpası olduğu yargı tarafından kesinleşmiş olan bir iddianame ile- Ergenekon Davaları sebebiyle yaklaşık 2 yıl 2 ay hapis yatmış biri.
Üstelik de bu kumpaslar ile ilgili yargılanan herkes, - haklı olarak- Yargıtay’daki dava metinlerini toplayıp, teker teker inceleyerek, uzun süredir hesaplaşmak ve hesap sormak için hummalı bir çalışma yapıyorlar. Ve bu durum saklı ve gizli bir konu değil.
Tam da bu noktada, siyasi ayak tartışmaları nedeniyle İlker Başbuğ’un açıklamalarının tesadüf olmadığı ve olmayacağı da ortada.
Buna ilave olarak Başbuğ’un uzun süre eleştirildiği Genelkurmay Kozmik odaya girilmesine ilişkin olarak da, bundan bir süre önce yaptığı açıklama da ayrı bir öneme sahip. Zira Başbuğ, bu konuda emrin bizzat dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğini açıklamıştı. Kozmik Oda olayının diğer önemli muhatabı olan Bülent Arınç da Başbuğ’a atıfta bulunarak bunu doğrulamıştı.
Peki, bunlar ne anlama geliyor? Neden önemli?
Yaklaşık 6 ay önce 25 Nisan 2019’da, Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarıyla başlatılan ve Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın "kozmik odaları" nda günlerce süren aramalarla devam eden soruşturmada görev alan hâkim ve savcıların yargılandığı davada karar verildi. Ve suçlar artık net, sabit!.. Ve vatana ihanet!
Gelelim bugüne…
Siyasi ayak tartışılırken gündeme önce Kozmik Oda talimatını veren kişiyi getiren Başbuğ, ardından siyasi ayak noktasında da, kendisinin de sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan ve daha sonra AYM tarafından iptal edilen kanunu yapanları ‘ FETÖ’nün siyasi ayağı’ olarak niteleyince olanlar oldu.
Bugün AK Parti İlker Başbuğ ile ilgili suç duyurusu yapmaya hazırlanırken, bu hafta ilk suç duyurusunu da AK Parti Gurup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizzat yapmıştı…
Görünen o ki; şu anda hem Erdoğan, hem de Başbuğ, karşı karşıya kalelere birer gol atmış durumda. Ve konu artık karakolluk!
Elbette bu konuda hükümetin önemli destekçisi olan ve hatta hükümet ortağı olarak da değerlendirilen Devlet Bahçeli’nin nasıl tavır alacağı çok önemli. Merakla da bekleniyor. Ankara kulislerinde Devlet Bahçeli’nin İlker Başbuğ tarafında yer alması halinde, Ak Parti koalisyonunun bozulacağı ve olası bir erken seçimin bile kapıda olabileceği konuşuluyor.
Önümüzdeki günler anlaşılan o ki Türkiye siyasi gündemi çok ısınacak. Elbette bu bir başlangıç. Spordan örnek verirsek, ilk 45 dakika. Bakalım ikinci 45 dakikada bizleri neler bekliyor? Bu maçın hakemi kim olacak? Düdük çalacak mı? Seyirci bu duruma ne diyecek? Yoksa stat mı çökecek? Bekleyip göreceğiz.