TCMB’nin yeni başkanlık dönemi ile birlikte herkesin merakla beklediği faiz kararı genel beklentilerden biraz fazla indirimle gerçekleşti.
Piyasadaki beklenti ve dilekler faiz indiriminin 200-400 baz puan aralığında gerçekleşmesi yönündeydi.
TCMB de 425 baz puanlık faiz indirimiyle bir bakıma beklentileri üst tavandan karşılarken, faiz oranınını da psikolojik %20 seviyesinin hemen altında tutmuş oldu.
Henüz piyasa faizlerine bu düşüşün yansımaması nedeniyle döviz piyasasında da stabil bir görünüm oluştu.
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim Türkiye ekonomisinin kırılganlıklarına dair endişeler maalesef hala devam ediyor.
Bunların giderilmesi için, arkasında güçlü bir ittifakın olduğu kararlı politikaların izlenmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi düzlüğe çıkma reçetesidir.
Nedir bu kırılganlıklar ve geniş tabanlı bir ittifak neden bunların giderilmesi için gereklidir?
Kamu bütçesi disiplini: Ülke olarak acil önlem alınması gereken konudur.
Kamu bütçesindeki açık, sıcak paraya çok ihtiyaç duyulan bu dönemde yatırım yapılabilir ülke algısını olumsuz etkilemektedir.
Denetle ve denge etkinleştirilmesi: Kamu bütçesindeki son bir yıldaki açığın sebebleri araştırılmalıdır.
Atılacak adım önerileri için TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmalıdır. Sayıştay ve komisyon, hükümete verimsizlik ve zarar içinde olan kurumlar hakkında öneriler getirmelidir.
Tasarrufa yönelik politikalar: Ülke olarak tasarrufların GSMH’ye oranı açısından çok gerilerdeyiz.
Özellikle ekonomik türbülans dönemlerinde önemli bir işlevi olan tasarrufların hem birey hem de kurumlar düzeyinde arttırılmasını özendirecek tasarruf teşvikleri hayata geçirilmelidir.
Bu noktada geniş katılımlı bir karar mekanizması güçlü bir toplumsal irade ile tasarruf politikalarının hayata geçmesini mümkün kılabilir.
İşsizlik: Negatif sarmala giren tüm ekonomiler için öncelikli ele alınması gereken konu işsizliktir. İşsizliğin makroekonomik maliyetinin katlayıcı bir etkisi olduğu yadsınamaz.
Çalışabilir işgücünün işsiz kalması kamu bütçesi açısından, hem çalışanın gelir vergisi hem de tüketimde frene basması nedeniyle dolaylı vergilerden mahrum kalınması demektir.
İşsizliğin sosyal ve diğer ekonomik boyutlarından bahsetmeye bile gerek yok sanırım. İhracata yönelik sektörlerin daha fazla istihdam için desteklenmesi adına güçlü bir ittifakın yer aldığı kararlar alınmalıdır.
TL işlemlere ve TL mevduata özendirecek önlemler: Dolarizasyona karşı TL mevduata özendirecek daha fazla önlemler alınmalıdır. Mesela TL mevduat için garanti sigorta miktarı çok daha yüksek tutulabilir.
İthal ara malların yerli ikameleri: Sürdürülebilir cari denge için en yumuşak karnımız imalat sektörlerinin ithal ara mallara olan bağımlılığıdır.
Bu konuda geçen seneki döviz şokundan bu yana nasıl bir gelişme kaydettiğimiz konusunda akademik büyük çaplı araştırma yapılması ve sektörler bazında nasıl destekler verileceğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Bütün bu saydığım önerilerin hayata geçmesi için toplum olarak sabır gösterilmesi gerekiyor. Yani siyaseten partilerin üzerinde uzlaştığı bir program olursa başarı şansı yüksek olur.
Tabi çok hayalperest olduğumu söyleyebilirsiniz. John Lennon’un dediği gibi: bir tek ben değilim.