Belçika'da sığınma başvurusu yapmak isteyenlere barınacak yer bulunmamasıyla ilgili bir yılı aşkın süredir kriz yaşanıyor. Mülteci kabul merkezlerinin kapasitelerinin dolması nedeniyle yaşları, cinsiyetleri fark etmeksizin bu kişiler, sokaklarda yatmak zorunda kalıyor.
Belçika Federal Sığınmacı Kabul Kurumunun (Fedasil) başkent Brüksel'deki "Petit Chateau" (Küçük Şato) adı verilen merkezinin önünde sabah erken saatlerden itibaren başvuru yapmak için bekleyen sığınmacılardan çoğu günün sonunda polis tarafından uzaklaştırılıyor.
Sivil toplum kuruluşları (STK), bu kişilere imkanları dahilinde gıda, giysi ve sağlık desteği sağlıyor. Belediyelerin yerel yardım sistemlerinin devreye sokulmasının sorunu çözeceğine dikkati çeken STK'ler, devletin buna mülteciler için çekici bir merkez haline gelmeme amacıyla başvurmadığını belirtiyor.
Sene başından bu yana 5 bin civarı kişinin barınma başvurusu reddedildi. Son olarak geçen hafta 18 yaşın altındaki 21 "refakatsiz sığınmacı çocuğun" sokağa terk edilmesi ülke gündemini sarstı, devlet STK'lerin yoğun eleştirisine maruz kaldı.
"Merkezimizin adını yazıp taksiyle öylece yolluyorlar"
Sokağa terk edilenlere gündüz bakımı veren ana merkez konumundaki "Hub Humanitaire" isimli insani yardım merkezinin koordinatörü Lorenzo Durante Viola, AA muhabirine, refakatsiz sığınmacı çocuklarla ilgili, "Dosyalarının üzerine birer not kağıdı yapıştırıp, merkezimizin adını yazıp taksiyle öylece yolluyorlar." ifadesini kullandı.
Viola, önceki gün bu kategorideki 14 çocuğun, merkezin kapanmasına 15 dakika kala taksilerle gönderildiğini anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"O yüzden onlar için pek bir şey yapamadık. Burası 19.00'da kapanıyor. Onlar için 22.00'ye kadar burada kaldık ve onlara nereye geldiklerini anlattık. Biz, sivil toplum kuruluşuyuz, devlet değiliz, barınak sağlamıyoruz. Sonunda onlardan burayı terk etmelerini istemek zorunda kaldık. Bazıları özel temaslar veya arkadaşlar aracılığıyla kalacak bir yer buldu ama 7'sine kartonlar sağladık ve merkezin hemen önünde uyudular. Bazıları gerçekten küçük, 13-14 yaşında. Dün sokakta uyumak zorunda kalanlardan biri 14 yaşındaydı."
Viola, merkezin yalnızca gündüz bakımevi olarak faaliyet gösterdiğini, öğle ve akşam yemeği, sağlık hizmeti, banyo gibi olanaklar sağladığını dile getirdi.
"Ukraynalılara gelince durum farklıydı"
Viola, federal hükümetin acil durum ilan ederek belediyelerin sorumluluk almasını sağlaması gerektiğine dikkati çekerek, bunu yapmak istemediğini, yeterli siyasi iradenin mevcut olmadığını belirtti.
"Dikkati çekmek istediğimiz konulardan biri de Ukraynalılara gelince bunun böyle olmadığı." diyen Viola, her ne kadar Avrupa Birliği'nin çıkardığı geçici koruma direktifi çerçevesinde olsa da Belçika'nın Ukraynalılara barınak sağlamakta oldukça hızlı davrandığının altını çizdi.
"Çözümden çok uzağız"
Flamanca konuşulan bölgede sığınmacılarla ilgilenen ana STK "Vluchtelingenwerk Vlaanderen"in sorumlusu Thomas Willekens da bu kişilerin genelde 16-18 yaşlarında ve Afgan olduğunu, kalanının ise Burundi, Suriye, Eritre ve Somali'den geldiklerini söyledi.
Listede binlerce kişinin bulunduğunu aktaran Willekens, bu kişilerin mahkemeye başvurduğunu, kararın çıkmasından sonra da ortalama 54 gün beklemek zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Willekens, devletin 1500 kadar ek barınak açacağını duyurduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bunlara evsizler de kabul ediliyor. Şu anda barınacak yeri olmayan sığınmacıların sayısı 4 bin civarında. Malum Belçika'da çok sayıda evsiz de var. Çözümden çok uzağız, kış boyunca bu durum daha kötüleşecek ve dramatik sonuçlara yol açacak. Bu, temelde federal düzeyde siyasi irade eksikliğinden, yerel düzeyde de yetki eksikliği ve cesaretsizlikten kaynaklanıyor. Kanun, belediyelerin dayanışma gereği belli sayıda sığınmacıya kapılarını açmasına imkan veriyor ancak Devlet Bakanı (Nicole de Moor), bu çözümü birkaç hafta önce tümüyle reddetti, asla uygulamayacağını söyledi. Yani kısa zamanda çözüm olacağını düşünmüyorum çünkü bu konuda federal bir istek yok."
Willekens, STK'lerin açtığı dava sonucu devletin, "en az bir kişiye kalacak yer verilmeyen veya sığınma başvurusu alınmayan her iş günü başına" 5 bin avro ceza, sığınmacıların bireysel başvuruları sonucunda da o kişiye 1000 avro tazminat ödenmesine hükmettiğini belirterek, "Ama hiçbirini ödemiyor." dedi.
"Durumu değiştirmek için hiçbir şey işe yaramıyor"
Söz konusu STK'lerin çatı kuruluşu Mülteciler ve Yabancılar için Koordinasyon Girişimlerinin (CIRE) Direktörü Sotieta Ngo da barınma merkezi yerine sokakta uyumak zorunda kalacakların sayısının kış aylarında ortalama 7 bine çıkmasını beklediğini dile getirdi.
Belçika devletinin mülteciler için "çekici" hale gelmek istememesi nedeniyle bu tutumu sergilediğine işaret eden Ngo, "Durumu değiştirmek için hiçbir şey işe yaramıyor." dedi.
Belçika, Ukraynalıların kayıtlarını hızla yapmalarına imkan vermiş, ardından bu kişilere oturum ve çalışma izni ile eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı tanımış, "sosyal refah, barınma ve geçim yardımları" gibi imkanlar sağlamıştı.