Merkez Bankası (TCMB) başkanlığı görevine atandıktan sadece dört ay sonra Naci Ağbal’ın görevden alınmasında altı kaynağın verdiği bilgiye göre AKP ve cumhurbaşkanlığı sarayı içindeki hizipler rol oynarken, Ağbal’ın görevden alınmadan iki gün önce yaptığı son faiz artırımı “bardağı taşıran son damla” oldu.
Dünya genelindeki alışılageldik para politikasına karşı olduğunu daha önce defalarca söyleyen Erdoğan tarafından Ağbal’ın beklenmedik şekilde görevden alınması Türkiye’yi yeni bir kur krizinin eşiğine getirdi.
Görevden alınmadan saatler önce 19 Mart’ta TCMB’deki makamında çalışan Ağbal, bir kaynağın verdiği bilgiye göre görevden alınmayı beklemiyordu.
‘ALBAYRAK’A KARŞI TEHDİT OLARAK GÖRÜLDÜ’
Üst düzey hükümet ve merkez bankası yetkilileri Ağbal’ın TCMB başkanlığına hızla yükselişi ve görevden hızla alınmasında ekonomi politikalarına karşı takındığı farklı tutumun ve Erdoğan’ın damadı ve önceki Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a karşı tehdit olarak görülmesinin etkili olduğunu belirttiler.
Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa etmesinden hemen önce Erdoğan Maliye eski Bakanı Ağbal’ı TCMB başkanlığına, ardından ise Lütfi Elvan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atamıştı.
‘ŞUBATTA REZERVLERLE İLGİLİ İNCELEME BAŞLATTI’
Adının açıklanmasını istemeyen üç kaynak, Ağbal’ın 2019’da Albayrak’ın Hazine ve Maliye bakanlığı döneminde başlayan ve ülkenin döviz rezervlerinde yaklaşık 130 milyar dolar kayba neden olan döviz satışı ile TL’nin değerinin korunması politikasını inceleme kararının Şubat ayında Erdoğan’ın dikkatini çektiğini ve cumhurbaşkanlığında rahatsızlık yarattığını belirttiler.
Kaynaklardan biri, “Bunun rahatsızlığı oluştu mu? Evet bence oluştu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bu etkili konulardan biriydi” ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin doğrudan bilgisi olan diğer bir kaynak “Bildiğim kadarıyla araştırma konuları belli aşamaya gelmişti ve oradan bir soruşturma çıkabilirdi” dedi.
Erdoğan’ın Albayrak’ın arkasında durduğunu art arda beyan ettiği ve damadının hükümete geri döneceğine yönelik söylentilerin arttığı bir dönemde bu hassas incelemeye dair duyumlar cumhurbaşkanının kulağına geldi.
Ağbal ve Albayrak’ın, analistlerin gittikçe daha otoriter ve fevri olarak tanımladığı Erdoğan’ın başkanlığında 20 yıldır iktidarda olan AKP içindeki iki farklı kanadı yansıttığı düşünülüyor.
GÖLGE DÜŞTÜ
Kaynaklardan biri, Ağbal’ın üzerine ilk gölgenin 24 Şubat’ta bankaların TCMB’de tutmaları gereken zorunlu karşılıklara 200 baz puan artiş yaptığı düzenleme sonrasında düştüğü bilgisini verdi. Bu adım Erdoğan tarafından örtülü faiz artırımı olarak yorumlandı.
Aynı gün, Erdoğan AKP üyelerine Albayrak döneminde gerileyen TCMB döviz rezervlerinin ekonominin salgından toparlanmasına yardımcı olmak için azaltıldığını belirtti.
Kamu bankaları aracılığıyla 130 milyar dolar satışı TCMB’nin swap işlemleri tarafından desteklendi ve bir finansal kriz karşısında tampon niteliğinde olduğu düşünülen ülkenin net döviz rezervleri %75 azaldı.
Bazı üst düzey hükümet ve parti yetkilileri Albayrak’ı muhalefetin eleştirilerine karşı savunurken, Ağbal bu konuda yorum yapmaktan kaçınarak rezervleri yeniden artırma sözü verdi.
TCMB’ye yakın bir kaynak, “Ağbal, kendinden önceki döviz rezervi harcama politikası nedeniyle yaptıkları işlere gölge düşmesinden memnun değildi” bilgisini verdi.
Ağbal’ın kısa görev süresi boyunca %24 değer kazanan TL, Erdoğan’ın Albayrak’ın politikalarını savunmasıyla tekrar değer kaybetmeye başladı. TL, Ağbal’ın faiz oranlarını 18 Mart’ta 200 baz puan artırmasının ardından %4 değer kazandı ancak iki gün sonra Ağbal’ın kovulmasıyla %13 değer kaybetti.