ABD'nin yaptığı politikaların bölgenin istikrar ve güvenliği ile küresel alandaki ilişkilere olumsuz etki yaptığını ve İran'ın bölgede gerginliği başlatan taraf olmadığını yineleyen Ruhani, "ABD, İran'a karşı düşmanca adımlarından hiçbir fayda elde edemeyecektir ve bu süreç böyle devam ederse herkes için kaybet-kaybet ile sonuçlanacaktır.
BAZI AVRUPALI ŞİRKETLER, İRAN'DAN ÇEKİLDİ
Nükleer anlaşmanın amacının İran'ın başka ülkelerle ilişkilerinin normalleşmesi olduğunu hatırlatan Ruhani, "İran nükleer anlaşmaya tam olarak uymasına rağmen, ekonomik açıdan çok az kazanç elde etmiştir.
ABD'nin ayrılmasından sonra AB ülkelerinden ciddi adımlar görmediğimiz gibi bazı Avrupalı şirketler İran'dan çekildi.
AVRUPA BİRLİĞİ BİRÇOK FIRSAT KAÇIRDI
İran'ın diğer ülkelerle bankacılık ve petrol alanındaki ilişkilerinin normalleşmesinin AB'nin taahhütlerini yerine getirmesi için atmasını bekledikleri ilk adım olduğunu aktaran Ruhani, "AB son bir yılda İran ile iş birliği yapmak ve taahhütlerini yerine getirmek için birçok fırsat kaçırdı. Zaman geçtikçe ve İran yeni adımlar attıkça ilk noktaya dönüş iki taraf için de zorlaşacaktır.
İran, Basra Körfezi, Hürmüz Boğazı ve Umman Boğazı'ndaki güvenliğin ve gemicilik faaliyetlerinin özgür bir şekilde yapılmasının başat aktörü olduğunu savunan Ruhani, Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi'nin, Paris'e yaptığı ziyaretin olumlu bir sonuç verdiğini sözlerine ekledi.
MACRON: İRAN'A KARŞI YAPTIRIMLAR KABUL EDİLEMEZ
Macron da Fransa'nın, İran'ın nükleer anlaşmadaki menfaatlerinin temin edilmesi ve Tahran'ın diğer ülkelerle olan ekonomik ilişkilerinin normalleşmesi için çaba gösterdiğine işaret ederek, ABD yaptırımlarına rağmen AB ülkelerinin kredi hattının oluşturulması dahil İran ile ekonomik ilişkilerin kurulması için çalıştığını aktardı.
İran ile Fransa ilişkilerinin karşılıklı güvene dayalı olduğunu vurgulayan Macron, "ABD'nin İran'a karşı yaptırımları tek taraflı ve kabul edilemez.
Bölgede gerginliğin düşürülmesi ve sonuca ulaşılması için uygun ve adil bir çözüm bulmalıyız.