Dünya'da her adımını plan yaparak attığı söylenen bir millet, yani Ruslar, askeri, politik ve ekonomik adımlarını atarken sizce bunu plansız yapabilir mi?
Rusya devleti tarihinin en büyük kuşatması altında. Öyle ki Ukrayna'ya yönelik başlattıkları savaş beklediklerinden daha uzun sürdü ve çok fazla kayıp vermelerine neden oldu. Bu durum ise ülkenin bir çok alanda kendisine yetmesine rağmen Rus ekonomisi açısından sıkıntıları beraberinde getirdi.
Doğal kaynak satışına bağlı olan Rusya’nın ihracatına getirilen ambargolar, ülkeyi boğmasa da zaman içinde Putin’in Ukrayna işgaline Rusya halkı tarafından verilen desteğin azalmasına yol açacak gibi görünüyor. Bugün Batı ve Rusya adeta birbirinin boğazını sıkarak, kimin daha önce pes ettiğini edeceğini görmek istiyor.
Burada önemle incelenmesi gereken bir konu var. O da Avrupa'nın Rusya'ya yönelik bir yıpratma savaşına ve zamana oynuyor olması. Yani Rusya'nın kaynaklarını zamanla tüketerek halk tarafından mevcut Putin yönetimine dair baş kaldırının mevcut Ukrayna işgali sebebi ile başlaması. Bunun neticesi olarak ise Rusya lideri Vilademir Putin'in Ukrayna ile kendi isteği ile masaya oturarak işgal ettiği Ukrayna topraklarını, asıl sahibine yani Ukrayna'ya bırakması hedefleniyor.
Böyle bir durumun yaşanması durumunda ise küresel politikalar değişiklik gösterecek. Rusya bu ablukada dayanmak ve en az hasarla atlatmak için sınırdaşları ile iyi ilişkiler geliştirmek zorunda. Bu doğrultuda an itibari ile 1 dolara bile muhtaç olmuş hale gelen Türkiye’yi de yanında tutmak için kesinin ağzını birazcık açacak. Bir başka değiş ile Türkiye'nin döviz ihtiyacını gidermeye yönelik hamleler yaparak dost gibi görünmeye çalışacak.
Ancak durum şu ki Osmanlı zamanında dahi balkanlarda yaşanan Rusya'nın komşuları ile olan geçinimemezlik bilinerek engellenmemiş yada barış ortamının sağlanması için uğraşılmamıştır. Bunun nedenin ise Rusya'ın işin sonunda izlediği sinsi politikalar nedeni ile Türkiye'yi hedef alabilmesi ve mevcut çatışma ortamının sağlana bilmesi durumudur.
Öyle ki buna örnek vermek gerekir ise 24 Kasım 2015 tarihinde angajman kuralları çerçevesinde Türkiye'nin hava sınırlarını ihlal eden bir Rus savaş uçağı tarafımızca düşürülmüş, Rusya ise buna yıllar sonra cevap vererek, tarihler 27 Şubat 2020'yi gösterdiğinde Suriye'nin İdlib ilinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı tabura hava saldırısı düzenlemiş ve 34 askerimizi şehit etmiştir.
Rusya'nın rezervleri 18 Şubat 2022'de 643 milyar dolar olarak açıklandı. Ukrayna savaşı ile beraber Rusya'nın döviz rezervleri Ağustos ayında 574 milyar dolara geriledi. Bunun ile birlikte Mersin'de inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde Türk işçiler de geçtiğimiz günlerde gece yarısı işten çıkartılmış ardından ise Rusya Türkiye'ye 20 milyar dolar göndermişti.
Geçtiğimiz günlerde ise Rusya'nın yeni bir hamle yaparak Türkiye'ye Varlık fonu aracılığı ile 10 ila 15 milyar dolarlık bir kaynak göndereceği gündeme gelmişti. Bizim için önem vermemiz gereken konulardan biri ise 574 milyar dolarlık bir rezervden 10 milyar doların taksitler halinde Türkiye’ye gönderiliyor olmasının aslında Rusya tarafından yeni kurgulanan bir stratejisinin parçası olduğudur.
Öyle ki Rusya Türkiye'nin Karadeniz ve Güney sınırları konusunda daha sessiz kalması ve Rusya yanlısı bir tavır alması için bir nevi sus payı veriyor da dene bilir. Öyle ki Tarih boyunca Osmanlı devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Rusya'nın karadenize inmesini istemedi. Bunun nedeni ise bilinen bir gerçekti. O neden ise Rusların sıcak denizlere inme politikası güttüğü bu uğurda da yarın Türkiye'nin hedef alına bileceği idi.
Öte yandan Rusya'nın Türkiye'ye vereceği konuşulan 20 milyar doların Türkiye'ye önemli bir etkisinin olmayacağı aşikar. Ürün ticaretinde aylık 7 ila 8 milyar dolar açık veren bir ülkenin yani Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu rakam en az 50 yada 60 milyar dolar civarında bulunuyor. Rusların ve Suudilerin para transferleri Türkiye'de dövizin daha da artmasını önleye bilir. Ama bu durum dahi sadece bahsettiğimiz paralar geldiğinde geçici ölçekte olacaktır. Bunun nedenin ise Türkiye'de izlenilen ekonomi politikalarının kötü olduğu dur.
Yani kısaca ne Rusya nede Suudi arabistan'ın göndereceği paralar Türkiye'nin yarasına merhem olmayacak. Sadece kanayan yaraya tütün basmış ancak yarayı ne tedavi etmiş ne de kanamayı durdurmuş olacak.