Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna'nın son icraatları gözden kaçmıyor. Tuna'nın imar vurgununa dur dediği, harfiyat gelirlerinin yandaşların kesesine akmasını engellediği konuşulanlar arasında.
Yeniçağ gazetesi yazarı Servet Avcı, bugünkü köşesinde, Mustafa Tuna'nın neler yaptığına ve bu işten kimlerin canının yandığına dikkat çekti.
İşte o yazdı:
Tuna'nın hakkı Tuna'ya
Öncelikle 'metal yorgunu'nun üzerine gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna'nın hakkını verelim... Nasıl olsa önümüzdeki seçimlerde aday olarak adı geçmediği için, kendisi hakkındaki olumlu görüşlerimiz, "Propagandasını mı yapıyor?" diye değerlendirilmez...
Ankara'nın 'metal yorgunu', kendi Genel Başkan Yardımcısı tarafından Ankara'yı parsel parsel satmakla suçlanmıştı... Şimdi twitter'dan parsel parsel mesaj atmakla Mustafa Tuna'ya çatmakla meşgul...
Peki geldiği ilk günden itibaren Tuna ne yaptı?
Hiç gecikmeden 'kişiye özel imar' uygulamasına son vererek, imar rantına ve bu ranttan beslenen ağır bir darbe vurdu, bu sahada yitirilmiş olan adaleti tesis etmeye çalıştı...
Gelirleri spor kulüpleri üzerinden uçuşan otoparkların park ücretlerini 1 TL'ye çekti... Terminal ve metro gibi yerlerdeki belediyeye ait tuvaletleri ücretsiz hâle getirdi...
Hafriyat işi tekrar belediyenin uhdesine alındı ve belediyenin bu alandaki gelirlerinde patlama oldu... Böylece önce ANFA'ya, oradan Osmanlıspor'a, oradan da özel bir şirkete devredilerek kurulmuş 'saadet zincirleri' kırıldı...
Rahatsız etti Mustafa Tuna... Milyarların bu sistemle kendilerine akmasına alışık 'paydaşlar düzeni'ni fazlasıyla rahatsız etti... Ama partili partisiz herkeste bu anlamda memnuniyet oluşturdu...
Ankara'nın son 15 yılda en fazla rant üretilmiş bölgesi olan Çukurambar'ın artık bir ölü olduğunu, Ankara'nın milyarlarca lirasını yiyen Ankapark'ın da israf olduğunu çekinmeden ilân etti ve haklı çıktı... Yine Kızılırmak suyunun ipliğini pazara çıkardı... Kızılırmak suyunun pompalanmasındaki sadece elektrik maliyetinin Ankaralıya yükünü deşifre etti...
***
Mustafa Tuna'nın ilk icraatlarından birisi İmrahor Vadisi'ne yapılacak olan Kanal Ankara projesini durdurmak olmuştu... Yaklaşık 300 hektar alana yapılacak bu proje için ucuz fiyattan arsa toplayan 'uyanıklar, içeriden evvelce uyandırılanlar, önceki toprak sahiplerinin ekonomik zayıflığından yararlananlar' yani bir nevi 'paydaşlar' projenin durdurulmasından son derece rahatsız oldular... Çünkü aldıkları arsaların değerleri, aldıkları fiyatın da altına düştü...
O gün bu gündür lobicilik yapıyorlar... Neymiş, köylüler de, belediye de, yatırımcılar da zarar görmüş!.. Esasında bu cümledeki 'köylüler' ve 'belediye' kısmı hikâye... 'Yatırımcı' denilerek yumuşatılan paralı kurnazlar ne kadar zarar etmiş, esas mesele o!..
Ayrıca burada kimlerin direkt ve endirekt arsaları varsa onlar isyan ediyorlar... 'Yem' dağıtarak, güya 'belediye zarar etti' gerekçesini pazarlayarak, aslında kendi rantlarının ihyası için haberler yaptırıyorlar... Özetle, belediyeyi değil, kendi rantlarını düşünenler, belediye bahanesinin arkasından sonuç almaya çalışıyorlar...
***
Bu proje için imar geçirilmiş olan birçok alan köylülerin mera alanlarıydı... Tarım ve hayvancılığın bu kadar büyük bir sıkıntı içinde olduğu bir dönemde meraların imara açılması bile skandaldı aslında... Aşırı ve hızlı rant hırsı bunların hepsini yaptırdı...
Lobi bastırıyor Kanal Ankara ihalesinin tekrar yapılması için... Başkan Mustafa Tuna, ihalenin yapılacağını, tek bir firmaya verilerek, tek bir muhatap sağlanacağını söylüyor... Düzgün icraatlarına şahit olduğumuz ve hakkını teslim ettiğimiz Tuna'nın bu konuyu yeniden değerlendirmesi, belki planda yeni tadilatlarla daha adil bir zemine oturtması, şimdiye kadar sağladığı ve hak ettiği imaja katkı sağlayacaktır...
***
Tabii ki bizler zahire göre hüküm verebiliriz... Bilmediğimiz, görmediğimiz şeyler varsa o başka... Gördüğümüze göre hükmedersek, namuslu bir Büyükşehir Belediye Başkanı'na şahidiz... İnşallah da bu şahitliğimizden mahcup olmayız...
Makamlar da hayatlar gibi geçici... Başkan Tuna birkaç ay sonra o koltuktan ayrılmış olacak... Ardında temiz bir isim bırakarak... Bundan daha büyük bir servet olabilir mi?