Ülkemizde son yapılan nüfus sayımına göre 65 yaş ve üzeri 7 milyon 550 bin kişi yaşıyor. 21 Mart 2020 tarihinde yayınlanan genelgeyle bu vatandaşlarla bağışıklık sistemi düşük ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini bozan ilaçları kullananlara ikametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri yasaklanmıştı. Neredeyse Nisan ayının sonuna geldik , yaşı 65 üstü insanların ev hapisleri sürüyor.
Bu hafta her yaş grubu için 4 günlük sokağa çıkma ilan edildi. Büyük ihtimal gelecek hafta bu kez 3 günlük yasak gelecek. Madem sokağa çıkma yasağı var, 65 yaş üstü vatandaşlar dışarıda kimse olmayacağı için dışarı çıkabilirler. Bu onların hem fiziki olarak kas ve eklemleri için gerekli ama daha da önemlisi ruhsal durumları için gerekli. Herkes evlerdeyken bu insanlar 1-2 saatte olsa dışarı çıksalar ne olur ki? Zaten kimseyle temas kurmaları mümkün değil.
Areda isimli araştırma kuruluşu 65 yaş üstü insanlarla telefonla görüşerek bir kamuoyu araştırması yapmış .Evde bunalan bu insanlar kendileri için getirilen sokağa çıkma yasağı uygulanmasını doğru bulduklarını ve kurala uygun hareket ettiklerini dile getirmişler. Ancak aynı araştırmada görüşülenlerden yüzde 16,1’i“Kendimi işe yaramaz gibi hissediyorum” cevabını verirken yüzde 15,1’i ise “Toplumun bizlere bakışının olumsuz hale geldiğini düşünüyorum” demiş. Yine katılanların yüzde 23,8’i “İhtiyaçlarımı temin etmekte zorluk çekiyorum”, yüzde 22’si “Yürüyüş yapamadığım için sağlığım bozuluyor” şeklinde yanıtlar vermişler..
Vazgeçtik psikolojilerini kemik erimesi başta olmak üzere yaşlılık hastalıklarının artması büyük olasılık. Halk Sağlığı ve Geriatri uzmanları da bu konuya dikkat çekiyorlar.
“Dışarı çıksınlar, kıyafetlerini dirseklerine kadar sıyırsınlar, avuç içlerini ve yüzlerini güneşe doğru getirsinler. Bu hem D vitaminini aktivite edecek , hem de ruhlarına iyi gelecek. Bu uygulamanın adı fototerapidir. Ayrıca kimseye yaklaşmadan maskelerini takarak yürüyüşler yapmaları da çok yararlı olur”
Belirli yaş grubunun sokağa çıkma yasağı dünyada da tartışılıyor. Bazı ülkelerde iş Anayasa Mahkemesi’ne kadar bile gitti. Misal Bosna-Hersek'te Anayasa Mahkemesi, koronavirüsle mücadele için getirilen 65 yaş üstündekilerle 18 yaş altındakilere yönelik sokağa çıkma yasağına ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme, bu kısıtlamaların anayasayla uyumlu olmadığına hükmetti. Bir grup vatandaş tarafından açılan davada mahkeme, davacıların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti altına alınan dolaşım özgürlüğü hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı.
Bizde bu yasağa uymayanlara bir para cezası kesiliyor. Kabahatlar Kanunu’nun 32. Maddesi gereğince 392 lira idari para cezası. Para cezasına rağmen evine dönmeyenlere bu kez Türk Ceza Kanunu’nun “Bulaşıcı Hastalıklara ilişkin Tedbirlere Aykırı Davranma” başlıklı 195. maddesinde yer alan ”Yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi iki aydan bir yıla hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü uyarınca işlem başlatılıyor. Bazı vatandaşların para cezasını göze alarak sokağa çıktıkları da işin başka bir boyutu. Bir de aylaklar var zaten onlara ne yasak, ne ceza işliyor.
Yaşam mücadelemiz içerisinde pek çok vakit sabır çemberinden geçmek durumunda olmuşuzdur . Sabır kelime anlamı olarak; dayanma, tahammül gösterme, musibet anında kendini tutma demektir. Kimi insan sabretmeyi, hiçbir eylem gerçekleştirmeden oturup beklemek olarak algılıyor, bu durum daha çok kaderciliğe giriyor: “N'apayım Allah böyle yazmış, sabretmekten başka çarem yok" deyip hiç bir şey yapmadan beklemek pasif sabır olur. Bir de aktif sabır var. “Allahım bitsin bu günler”le karşılık bulan.
Peki 65 yaş ve üzerindekilerin sabır yetisi ama aktif ama pasif kaldı mı? Kalmadı …