Son günlerde yaptığı itiraflarla gündem olan AKP Urfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba, AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın talimatıyla Şenyaşar ailesine yönelik düzenlenen saldırılar ve üç kişinin öldürülmesi sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalar yapmış, görevine AKP'de devam ederse Şenyaşar ailesine taziye ziyaretinde bulunacağını söylemişti.
AKP'li vekil Yıldız'ın "terör" olarak tanımlayıp üç kişiyi öldürmelerine rağmen üste çıkmaya çalışmasına ilk açık tepki olan bu çıkışın ardından Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, konuya ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu yazısında, bu yaşananlardan dolayı sadece Fakıbaba'nın AKP'den istifa etmek istemediğini, aynı zamanda Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin'in de Erdoğan'la görüşüp affını istediğini yazdı.
Yazıdan bir bölüm şöyle:
AKP Urfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın sözlerinden sonra bir daha dinledim. Hani herkesin eleştirdiği, AKP’nin yine Urfa milletvekili Kasım Gülpınar’ın “Allah emaneti bize verdiğinizden dolayı, size inşallah hesap sormayacak” dediği sözleri kastediyorum. Gülpınar “biz” derken aslında kendisini kastediyordu. Dört dönemlik vekilliğin ardından, siyasete veda edeceğinin mesajını veriyordu.
Fakıbaba’nın sözlerine de bakın. O da “Şanlıurfa’nın kimyası değişti” dedi, “istifa ettim” diye devam etti. Şimdilik ikna edilmişti ama rahat değildi.
Bu kadar değil...
Duyduğuma göre Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin de Cumhurbaşkanı’yla görüşmüş ve affını istemiş. Erdoğan’ın “Görevde kal” emriyle tekrar koltuğuna oturmuş.
Sahi devletin tatile çıktığı, AKP’li siyasetçilerin bile “yeter” dediği Urfa’da neler oluyor?
***
Aslında ipucunu Fakıbaba verdi. 3.5 yıl önce, 14 Haziran 2018’de, Urfa’da, AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışması sırasında, dört kişi hayatını kaybetmişti. Devletin Anadolu Ajansı, olayı “Suruç’ta AK Partililere silahlı saldırı” diyerek vermişti. Haberlere bakarsanız, PKK yanlıları AKP’lilere saldırmıştı. Oysa olayın tanıkları da mağdurları da öyle söylemiyordu. Halihazırda öldürülen 4 kişiden 3’ü, vekil Yıldız’ın düşman bildiği ailenin üyeleri, baba Esvet Şenyaşar ile oğulları Adil ve Celal’di.
Fakıbaba, yıllar sonra hata yaptığını bugün şöyle anlattı:
“Suruç’ta yaşanan olaya terör olayı denildiğinde utandım. Genel merkezi aradım, Suruç’taki olay terör olayı değil dedim. Ben daha önce o dükkâna gittim. Videoları izledim, Şenyaşar ailesi beni çok güzel karşılamış. İlk gün ‘terörist’ dediğim için utandım. Cumhurbaşkanını ‘terör’ dememesi için, iki tarafa da başsağlığı dilesin diye tembihledim.”
***
Urfa’da AKP’li ya da muhalif, gözü kör olmayan herkes farkında. İktidarın gücünü arkasına alarak mafyalaşmış, vahşice cinayet işlemekten çekinmeyen, bunu yaparken de öldürdüklerine “terörist” suçlaması yapabilen bir yapı, şehrin hâkimi olmaya çalışıyor. “Bitmeyen istifa”ların, “artık istemiyorumlar”ın, “beni affedinler”in nedeni de bu zehirli iklim.
Evet, aradan 3.5 yıl geçti. Olaya ilk gün “terör” diyen Fakıbaba, yanlış yaptığını kabul ederek “utanıyorum” dedi. İlk gün, ölenlerin üzerine “terör” yazan örtü örtmeye çalışanlar bunu beceremedi.