Bugün yerel yönetimlerde millet kendine hizmet edecek yöneticileri seçmek için sandık başına gidiyor. Adayların belirlenip seçim kampanyalarının başladığı tarihten bu yana bütün siyasi partiler beş yıl boyunca millete nasıl hizmet edeceklerine yönelik projelerini, vaatlerini ortaya koydular. Aday kadrolarını millete sundular. Bu zaman zarfında söz partilerde ve adaylardaydı. Şimdi açıklanan projelere dillendirilen vaatler ve ortaya konan adaylar ve kadrolarına bakarak millet son sözünü, son kararını sandıkta verecek. Sandıktan çıkacak karar milletin kararı olacak. Sandıktan çıkan karar siyasi partilerin, adayların ve kadroların milletteki karşılığı olacak.
Hiçbir siyasi parti, hiçbir adayın sandıktan çıkacak sonuçlar karşısında; “Bu benim hakkım. Bana haksızlık edildi. Hakkıma razı değilim” deme hakkına sahip olmaz. Siyasi partiler ve adaylar aldıkları oyları ortaya koydukları projelerin, verdikleri vaatlerin yansımasından başka bir sonucun sandıktan çıkmayacağını çok iyi bilmelidirler. Eğer bekledikleri sonuç çıkmamışsa millete mana bulmayı bırakıp “Nerede yanlış yaptık” muhasebesini yapmalılar. Bunu yapmak yerine milleti suçlamak, seçmeni aşağılamak, rakipleri karalamak hainlik olur.
Seçim atmosferinde siyasi olarak ortaya konulan her türlü söylem makul karşılanabilir. Bu aşamada ne söylenmişse o zamanda kalır. Sandığa gidilirken onun hesabı yapılmaz. Fakat sandıklar açılıp millet iradesi ortaya çıktıktan sonra hakkına razı olmamak kaos çıkarmaya bahane arayanlara çanak tutmaktan başka bir işe yaramaz.
Seçimler bahane edilerek kaos fırsatı kollayanlara dikkat edilmesi gerekir. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı üzerine düşen görevi yerine getirmek zorundadır. Emniyet ve istihbarat birimleri uyanık olmak zorundadır. Ülkeyi seçim sonuçlarını bahane ederek kaosa sürüklemek isteyenlere fırsat vermemelidir. Emniyet ve istihbarat birimlerinin küçük bir zafiyeti ülkenin umulmadık bir yerinde hatta Ankara’da kaos çıkarmak isteyen kökü dışarıda ki şer odaklarına fırsat açar. O nedenle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere herkesin dikkatli olması kaçınılmazdır. Kaosu tetikleyici değil kaosu önleyici olmak gerçek vatanseverlik olacaktır. Aksi bu ülkeye hainlik olur.
Tüm bunları niye yazıyorum? Aslında Cuma günü kaleme aldığım yazının devamında Kuzey Irak’taki gelişmeleri, boyları 1,80, gözleri çakır, ağırlıkları 80-100 kiloyu bulan yeni bir Peşmerge ırkından bahsedecektim. Bölgede yeni oyunlara işaret edecektim.
Ama Perşembe Akşamından bu yana kulislere yansıyan iddialara göre Ankara’da Belediye Başkanlığı seçiminde yaşanan yarış bahane edilerek tetikte bekleyen ve kökü dışarıda şer odaklarının kaos planları dikkatimi çekiyor. Türkiye’yi karıştırmak isteyen ABD başta olmak üzere dış güçlere, terörle elde edemediklerini, ekonomik operasyonla elde edemediklerini, sosyal patlamalarla elde edemediklerini seçimi kaosa çevirmelerine çanak tutularak fırsat verilmesin. Bu planlara seçim oyunlarında usta fakat şu an siyasette fırsat kollayan birilerinin ekiplerinin taşeron olarak destek olması da önlenmelidir.
Hem iktidar partilerine ve adaylarına hem de muhalefet partileri ve adaylarına açıkça çağrıda bulunmakta fayda var. Taraftarınız olarak görünen kötü niyetli provokatörlere dikkat ediniz. Özellikle Ankara için bu uyarım.
Bugün gerçekleşen seçimler milletimize, ülkemize ve geleceğimize hayırlı olsun. Kazanan Türkiye olsun. Kazanan milletimiz olsun.
Kalın sağlıcakla…
Kaynak: Seçimi kaosa çevirmek isteyenlere fırsat verilmesin - Sadullah Özcan