Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan özür diliyorum.
Samimiyetle.
Aşılama konusunda çok ciddi bir mesafe katettik.
18 yaşa kadar indik.
Bu önemli bir başarı.
Gerçi Sinovac ısrarını eleştirmiş, aşıda çeşitlendirme yapılması gerektiğini söylemiş ve Biontech ile bir türlü anlaşma sağlanamamasına kızmıştık ve haklıydık ama sonuçta eleştirileri ciddiye alan, samimiyetle çözüm arayan, Fransa’nın 70 milyon dozluk siparişini iptal etmesini Türkiye için fırsata çeviren ve Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in vatanseverliklerinden istifade anlaşmayı sağlayan da yine Bakan Koca oldu.
Biraz gecikme ile de olsa sonunda iyi oldu.
Aşı meselesini en iyi çözümleyen ülkeler arasına girdik böylece.
Ancak aşıdaki ret oranını ne yazık ki şimdilik bilmiyoruz.
Yüzde 30’lar civarında olduğu söyleniyor.
Düşük değil.
Aşıya şüphe ile bakanları da anlıyorum.
Şüphecilik kötü bir şey değildir.
Ancak hep sorduğum bir suali tekrarlıyorum.
Kuduz bir köpek tarafından ısırıldığınız zaman da aşı olmayacak kadar cesur musunuz!
Elbette kimseyi aşı olmaya zorlayamayız.
Böyle bir hakkımız yok.
Ama salgın etsini tam anlamıyla kaybedinceye kadar aşılanmamış olanlara bazı kısıtlamalar getirebiliriz.
Aşılı olmayanların ücretsiz izne çıkarılması, toplu taşımadan yararlanmalarının engellenmesi, konaklama tesislerinde kalmalarına izin verilmemesi gibi kısıtlamalar getirilebilir.
Hem kendilerinin hem de toplumun iyiliği için.
Salgın bitinceye kadar.