SALYA SÜMÜK DEĞİL, BALGAM BALGAM! / CEMAL SAYDAM’A KULAK VERİN!

N Gazete yazarı Kerime Yıldız'ın yeni yazısı...

Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Deniz Bilimci Prof. Dr. Cemal Saydam, 10 Ocak 2020’de İBB’nin düzenlediği Kanal İstanbul Çalıştayı’nda Marmara kirlendiğinde yayacağı hidrojen sülfürün, erkek üreme hormonlarını etkileyerek kısırlaşmaya yol açacağını söylediğinde, Yeni Akit yazarı Hacı yakışıklı, “Kanal İstanbul kısırlık yapıyor, Süveyş Kanalı hâmile bırakıyor.” diye dalga geçmiş ve Saydam’a seslenerek şöyle demişti:

“Kanal İstanbul kısırlık yapıyor, diyen kişiler herhâlde Kanal İstanbul’u içeceğiz zannediyor; beyefendilere hatırlatalım, biz Kanal İstanbul’u içmeyeceğiz, Kanal İstanbul’dan geçeceğiz!” 

Cemal Saydam, ne de olsa bilim adamı. Bu sözleri ciddiye alıp, “Evlâdım, hidrojen sülfürün gaz olduğunu, içilmeyip solunduğunu sana lisede öğretmediler mi?” diye sormamıştı.

Marmara Denizi’ndeki kirlenmeyle ilgili her fırsatta çok ciddî uyarılarda bulunan Saydam, geçtiğimiz 11 Mayıs’ta Veryansın Tv’de müsilaj konusuna dikkat çekerek yine uyardı:

“Ben, size, ‘Ergene suyunu getirmeyin’ diyorum. Ergene suyu, Kanal’ın yanında neredeyse bir hiç. Kanal, onun yanında devasa bir yük getirecek. Marmara Denizi, Ergene’den gelecek damlayı taşıyacak durumda değil, siz onun üzerine iki bardak daha su dökeceksiniz. O da ‘aman üstüme gelmeyin’ diye bağırıyor. ‘Salya sümük’ çıktı, böyle cevap verdi. ‘Üstüme gelirseniz beni unutun’ diyor. Bunu görebiliyoruz. Ne olur? Her yeri çürük yumurta kokusu sarar…… Kovid’le mücadele ederken hurafeyi değil, bilim kurulunu dinliyorsunuz. Bu işin bilim kurulu da bunu diyor.”

On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı da Marmara için feryad eden bilim insanlarından. Geçen sene müsilaj hakkında uyarmış, dinleyen olmamış. İki gün evvel Erdek Körfezi’nde bizzat dalarak tehlikeyi görüntüledi. Birçok mercan ve balığın öldüğü derinlikte müsilajın her yeri kapladığını tespit etti.

Yine Çevre mühendisi Profesör Dr. Mustafa Öztürk, gelinen noktayı şöyle özetliyor:

“Marmara Denizi, ‘Ben ölüyorum, kirlendim, obez oldum’ diyor.”

Bilim insanları böyle derken İktidarın meseleye yaklaşımı ise tıpkı Mesnevi’deki sağırın hasta ziyâreti gibi.

Marmara: Hastayım, ölüyorum!
İktidar: Oh oh maşallah! Kanalı yapayım ayağa kalkarsın.

Çevre Bakanı Murat Kurum’a sesleniyorum:

Siyâset uğruna bilim adamlarına kulak tıkayabilirsiniz, müsilaj örneğinde olduğu gibi Cenâb-ı Hakk gözünüze sokar, gözünüzü kapatabilirsiniz, peki Marmara çürük yumurta koktuğunda ne yapacaksınız?

Marmara Denizi’nin akciğeri hasta. Salya sümük değil, balgam söküyor. Allah aşkına, sıvı ile gaz arasındaki farkı bilmeyen köşe yazarlarına değil, bilim adamlarına kulak verin!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri