Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin ardından Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması yapan Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP listelerinden milletvekili adayı oldu. Memleketi Erzincan’da birinci sıradan aday gösterilen Sarıgül saha çalışmalarının startını da verdi.
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'a konuşan Sarıgül’e göre partisi en başından beri tarafsız bir cumhurbaşkanı, güçlü Meclis ve parlamenter sistemden yana tutum benimsedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyaset alanını “50+1 kıskacı içine aldığını” ifade eden Sarıgül, partilerin bu kıskaçtan kurtulması gerektiğini ifade ederek, “Duruşumuz net, ilkeli siyaset yaptık. Yön değiştirmedik, saf değiştirmedik, ağız değiştirmedik” dedi ve şöyle devam etti:
"Kılıçdaroğlu Türkiye'nin yüzde yüzünü kucaklar"
"Biz TDP’yi bir partiye kızarak. Bir lidere küserek kurmadık. Bu seçimler son derece önemlidir. Ayrılıklarımızı bir kenara bırakmamız, siyasi heves ve ihtiraslardan sıyrılmamız lazım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden çıkmamız lazım. Kılıçdaroğlu, bu geçişi sağlar, devletimizi rayına oturtur. Egosunu yenmiş, ihtirasları olmayan bir devlet adamıdır. Türkiye’nin yüzde yüzünü kucaklar. Herkesin cumhurbaşkanı olur.”
"Şişli'de yaptıklarım, Erzincan’da yapacaklarımın teminatı olacak"
Erzincan’da diğer adayları ve partileri ziyaret ederek kampanyaya başlayacağını, Erzincan’da sıkmadık el çalmadık kapı bırakmayacağını, siyasi parti farkı gözetmeden bütün Erzincan’ı kucaklamak istediğini ifade eden Sarıgül sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çevreye duyarlı bir kampanya olacak. Gürültü, ses ve görüntü kirliliği olmayacak. Erzincan’ın sorunlarına ilişkin çözüm önerilerimizi paylaşacağım. Bütün sivil toplum örgütlerine gideceğim. Mahalli basınla iç içe olacağım. Kadın, genç, esnaf, emekli ve çiftçi sorunlarına ağırlık vereceğim. Proje siyaseti, iş ve aş siyaseti, kardeşlik ve barış siyaseti yapacağım. Ben eserleri ve hizmetleri olan bir siyasetçiyim. Şişli'de yaptıklarım, Erzincan’da yapacaklarımın teminatı olacak.”
"Seçimin ikinci tura kalmasını neden istiyorsunuz”
Bir diğer cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, ikinci tura Kılıçdaroğlu’nun kalması durumunda destekleyeceğine dönük açıklama yaptığını hatırlatan Sarıgül, "Adama sormazlar mı, birinci turda neden desteklemiyorsunuz? Neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz? Seçimin ikinci tura kalmasını neden istiyorsunuz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"İntikam duygularıyla hareket etmek Muharrem İnce’ye yakışmamıştır"
"Erdoğan 5 dakika bile görevde kalmamalı’ diyorsanız bunun gereğini yerine getirmeniz lazım. Türkiye’nin geleceğinin söz konusu olduğu bu seçimlerde, duygusal davranmak, kişisel kırgınlıklar ya da intikam duygularıyla, hareket etmek Muharrem İnce’ye yakışmamıştır. CHP sizi 4 dönem milletvekili yapmış, iki dönem CHP Grup Başkanvekili yapmış, cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiş, siyaseten imha olmayacak noktalara taşımış. Aday olmak suretiyle siz kendinizi imha ediyorsunuz. Biz bu seçimlere kişisel sorunları çözmek için değil, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için gidiyoruz. Siyaseti şahsi ihtiras ve kinlerinin aleti yapan politikacılar milletin güvenini kazanamazlar.”
"HDP’yi siyasi sistemden dışlamaya çalışmak doğru bir davranış değildir"
HDP’nin resmi olarak Millet İttifakı’nda yer almadığını, aday çıkarmama tercihinin de partinin kararı olduğunu ifade eden Sarıgül, “Kılıçdaroğlu’da HDP’liler de aralarında bir iş birliği ve pazarlık olmadığını söylüyorlar. Bakanlık verilecek gibi lafların bir anlamı yok" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tartışmalar HDP’ye oy versin vermesin Kürt kardeşlerimizi rahatsız ediyor. 6-7 milyon oy almış bir siyasi parti olan HDP’yi siyasi sistemden dışlamaya çalışmak doğru bir davranış değildir. HDP üzerinden Sayın Kılıçdaroğlu’na yüklenenlere soruyorum; Kürt kökenli seçmen, size oy verirse sorun olmuyor da başka partiye, başka adaya oy verirse mi sorun oluyor? Kimse iki yüzlü siyaset yapmasın. Seçimlerde hepiniz ve hepimiz Kürt seçmenin oyuna talip oluyoruz. Oy vermezlerse terörle ilişkili göstermek yanlıştır. HDP içinde suçlular varsa onlarla mücadele etmek seçmenin görevi değildir. Bu mücadelenin yapılacağı yer de sandık değildir. Sandık başına giden Kürt kardeşim de tıpkı her Türk vatandaşı gibi demokrasi istiyor, hizmet istiyor, iş istiyor, aş istiyor. Siz bunlara çare bulun."