Sarmal

Alp Kırıkkanat

 

Doğu Akdeniz her zamanki gibi hareketli. Her aktör, kendine göre pozisyon almaya devam ediyor. Bulunulan yere göre, ülkelerin aldıkları tutum ve reaksiyonlar değişebiliyor. Her hamle, şimdilik, Libya ve Suriye esas alınarak yapılmaya çalışılıyor. Bu iki ülkedeki çatışmalar ise halen devam ediyor. İstikrar sağlanabilmiş değil. Askeri çatışmaların yanı sıra ülkelerin istihbarat savaşları da tüm hızıyla sürüyor. Ancak bazı faaliyetler, nedense, gün yüzüne çıkmaya başladı. Örneğin, İngiltere’nin bu konulardaki son uygulamaları bazı açık kaynaklara yansıdı. İngilizlerin örtülü faaliyetleri, geçmişte de Libya’daki çatışmaların başlarında sızmıştı. O dönem,Libya kökenli İngiliz vatandaşlarının Tunus ve Malta üzerinden Libya’ya sokuldukları ve insani yardım maskesinin kullanılarak, Kaddafi ile çatışmaya gönderildikleri açık kaynaklara yansımıştı. Ancak kimin ne yaptığının detaylı bir cevabı yoktu. Şimdi ise Suriye’deki faaliyetleri kapsamında farklı bazı ayrıntılı bilgiler açığa çıkartılıyor. Bu bir mahremiyet sorunu mu yoksa özellikle mi yayım yapılıyor?

Son döneme kadar, İngiltere’nin olup bitenlere etkisi çok fazla hissedilmiyordu. Daha önceki yazılarımda, İngiltere’nin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da düşük profilli bir görüntü sergilediğini ifade etmiştim. Bu düşük profil görüntüsü, İngilizlerin de gündeminde olan bir husustu. Bunun siyasi, ekonomik ve askeri birçok nedeni mevcut. Ancak, ilginç gelişmeler oluyor.

İngiliz istihbaratının Suriye üzerinde,2012’den bu yana, ‘‘Sarmal Harekâtı’’ ismiyle tertip ettiği beş farklı medya kampanyasına dair bazı bilgiler,bir kısım muhalif İngiliz açık kaynaklarında yer almaya başladı. Faaliyetlerin maksadı, Esad ve terörist grupların zayıflatılmasına yardımcı olmak ve ılımlı muhalifleri desteklemek olarak tanımlanıyor. Ancak bazı kaynaklar, faaliyetlerin Nusayriler üzerinde yoğunlaştığını ifade ediyor. Özellikle bu açıdan, kampanyanın Suriye ordusu üzerine odaklandığını iddia edenler de var. 

Bu faaliyetler kapsamında; bir kısım Suriyeli muhalif gruplara ait basın bürolarının ve sosyal medyanın yönetilmesinden, muhalif sözcülerinin seçimine kadar birçok icraattan bahsedilmektedir. Bu anlamda; televizyon, radyo, afiş, sosyal medya ve hatta çocuk programlarında etkileyici propaganda taktiklerinin kullanıldığı ifade ediliyor. Bu işlerin finansmanının ise ABD, İngiltere ve Kanada tarafından karşılandığı ve sadece 2015-2016 döneminde bu işe ayrılan bütçenin 9,6 milyon pound olduğu bildiriliyor.

‘‘Sarmal’’ ın ilk dört faaliyetinin, farklı İngiliz resmî kurumlarının kontrolünde iletişim şirketlerine ihale edildiği belirtiliyor. Bu şirketlerde, eski diplomatlar,gazeteciler ve istihbarat görevlileri olduğu ifade ediliyor. Beşinci faaliyetin ise, 2016’dan itibaren ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan bir anket şirketi üzerinden tertip edildiği açık kaynaklara yansımış durumda. Bununla ilgili olarak, diğerlerine oranla daha fazla bilgi var.Bu faaliyeti ise ‘‘Çığlık’’ olarak isimlendirmişler.

İki ayrı açık kaynaktaki bilgilere göre;tüm bu faaliyetlerin,İstanbul, Ürdün’ün başkenti Amman ve Suriye’deki Lazkiye ve Tartus ile diğer sahil yerleşim alanları üzerinden yürütüldüğü iddia edilmektedir. Hatta bazı önde gelen İngiliz gazetecilerin, Suriyeli muhalif sözcülerle İstanbul’da bir araya geldikleri ifade ediliyor. Bütün bunlarla bir ilgisi var mıdır elbette bilinmez ama, açıklanan bu bilgiler; geçen yılın kasım ayında İstanbul’da ölü olarak bulunan eski bir İngiliz istihbarat subayını ister istemez akıllara getiriyor. Kim bilir neler oldu?

            Suriye ise durumun farkında.Karşı propaganda olarak saydıkları bir örneği, gündem bile yapmışlar.

Peki, bu faaliyetler dizisi başarılı oldu mu? İddia sahibi kaynaklar, birkaç istisna dışında, uygulamaların başarılı olmadığını söylüyorlar. Hatta bu örtülü faaliyetlerin, Suriye iç savaşının uzamasına katkı sağladığı da ifade ediliyor. Üstelik desteklenen Suriyeli muhaliflerin bir kısmının, terörist unsurlarla iltisaklı olduğu belirtiliyor.

İddia edilen bu tip psikolojik harp faaliyetleri, tabi ki tek başına bir şey ifade etmez. Bilgi harbinin birçok unsurunu kullanmaları gerekir. Ancak, bu toz duman içerisinde sadece açık kaynaklardan bütünü görmek mümkün değil. Ama bu medya uygulaması basına düştüğüne göre bazı tahminlerde bulunabiliriz.

Bu faaliyetlerde belirlenen hedeflerle, asıl maksadın; Rusya’nın bölgedeki etkinliğini azaltmaya yardımcı olacak nitelikte bir politika oluşturmak olduğunu düşünüyorum. Tabi ana hedef,Esad. Onun gitmesi, politik durumu başka bir hale sokabilir. Sivil bürokrat, asker ve Nusayrilerin sisteme olan bağlılıklarının kırılmaya çalışıldığı anlaşılıyor.Ancak Esad hala iktidarda.

İşin diğer bir ilginç yanı ise, İngiltere’nin bu örtülü faaliyetini ele alan açık kaynaklardan birinin; sanki,başka bir algı faaliyetini ortaya koyuyormuş gibi hareket etmesi. Nasıl mı? Yazıda kullanılan fotoğraflardan birinde görülen bir kişi, haberde ismi geçmemesine rağmen, yeni adayın kim olabileceğini işaret eder gibi duruyor. Suriye eski Başbakanı ve 2012’de Esad’dan kaçıp Ürdün’e sığınan Dr.Riyad Ferit Hicab. İngiliz Başbakanı Boris Johnson’ın Dış İşleri Bakanı olduğu bir dönemde, onunla aynı karede. Hicab, 2015-2017 yılları arasında, Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Koordinatörü olarak görev aldı. Suudilerin baskısıyla görevden alındığı biliniyor. Alternatif olabilir mi? Tek bir kaynakta geçen ilgisiz bir fotoğraftan anlamak zor tabi. Sadece, açık kaynakta belirtilen İngiliz taktiklerine bakarak bir tahminde bulunmaya çalıştım.

Sarmala girmeden hemen sonuca geçelim.

Ülkemiz, Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridorunun kurulmasına engel olmak için son kertede büyük bir çaba harcıyor. Diğer yandan Libya’da, Doğu Akdeniz’deki menfaatlerimiz açısından bir mücadelenin içinde gözüküyoruz. Libya’da bir miktar mesafe alınmış gibi görünüyor. Ancak, bölgedeki birçok aktörün açık ve kapalı faaliyetleri de tüm hızıyla devam ediyor. Bugünden yarına bir sonuç da beklememek gerekiyor. Fakat işler uzadıkça, yıpranmamıza engel olacak siyasi, askeri ve ekonomik dengeleri bulmamız şart gözüküyor.

Suriye özelinden baktığımızda, Esad’ın geleceğinin ne olacağından ziyade; onunla ya da onsuz, Suriye bütününde ve Doğu Akdeniz’de nasıl bir resmin oluşabileceği daha bir önem arz ediyor. Kalsa bile bir bütünü yönetebileceğini düşünmüyorum. Gitmesi durumunda ise yerine gelece kolanın; kim ya da kimlerin etkisinde kalabileceği de tartışmaya açık. Yukarıda geçen,doğru ya da değil, iddialarla birlikte benzer uygulamaların; sadece İngiltere’yle sınırlı kalmayıp,başka farklı yabancı aktörlerin de gündeminde olabileceği ihtimalini dikkate almak gerekiyor.Bunun sadece Suriye’de değil bölgenin bütününde de olabileceği hesap edilmelidir.

Peki, ne yapabiliriz? Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da her bir sorun alanını, o sorunla ilgili farklı konuların uzmanlarıyla bir bütünlük içinde takip edebilecek bir anlayışa ve kolektif bir yapıya sahip olmamız gerekir diye düşünüyorum. Bu kaotik ve istismara açık ortamda, çok iyi bir bilgi ve bilgilendirme politikasına ihtiyacımız var.

Aksi takdirde, gündemimizde yer alanson olaylarda görüleceği üzere; gerçeklerin tam olarak ortaya çıkmasını beklemeden birçok hassas kavram, konu ve kişilerin istismarına neden olabilecek şekilde yapılan, aceleci ve bir o kadar da yanlış değerlendirmelerle karşılaşılabiliyoruz. Dikkatli olmalıyız.

 

 

Kaynaklar:

ThomasJohnson,Amandla, Hooper,Simon, ‘‘Sortedby MI5: How UK government sent British-LibyanstofightGaddafi’’, Middle East Eye, 07 Kasım 2018, https://www.middleeasteye.net/news/sorted-mi5-how-uk-government-sent-british-libyans-fight-gaddafi  (23 Mayıs 2020)

Curtis, Mark, ‘‘Revelationsabout UK covertoperations in Syriachallengemedianarratives on thewar’’, Daily Maverick, 18 Mayıs 2020, https://www.dailymaverick.co.za/article/2020-05-18-revelations-about-uk-covert-operations-in-syria-challenge-media-narratives-on-the-war/  (20 Mayıs 2020)

Cobain,Ian, al-Aswad, Harun, Abu Sneineh, Mustafa, ‘‘ REVEALED: How a British-backedmediaoperationtriedtoturnAlawitesagainstAssad’’, Middle East Eye, 13 Mayıs 2020, https://www.middleeasteye.net/news/revealed-how-british-media-operation-sought-turn-alawites-against-assad  (20 Mayıs 2020)

Kenarlı, Çağatay, Bakırhan, Mustafa, ‘‘Son dakika... Eski İngiliz istihbarat görevlisi İstanbul'da ölü bulundu’’, Hürriyet Gazetesi, 11 Kasım 2019, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-eski-ingiliz-istihbarat-gorevlisi-istanbulda-olu-bulundu-41371419  (21 Mayıs 2020)

https://www.sana.sy/tr/?p=209621  (24 Mayıs 2020)

‘‘Esad Başbakan'ı görevden aldı, Maliye Bakanı kaçarken yakalandı’’, Hürriyet Gazetesi, 07 Ağustos 2012, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/esad-basbakani-gorevden-aldi-maliye-bakani-kacarken-yakalandi-21160080  (25 Mayıs 2020)

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.