Değerli okuyucularım iyi pazarlar dilerim, tüm emekçi işçi kardeşlerimizin 1 mayıs dünya işçi ve emekçi bayramını kutlarım.
Dostlarım biliyorsunuz UKRAYNA ve RUSYA FEDERASYONU devleti arasında bir savaş sürmekte.
Moskova merkezli aldığım haberlerde RUSYA FEDERASYONU ,UKRAYNA devletinin bütün şehirlerini muhasara altına almış durumda, fakat farklı bir muharebe siyaseti götürüyor.
Son ve ondan sonra yapılacak RUS ordusu hamlelerini göreceğiz.
Ama anlaşılıyor savaştan evvel UKRAYNA sahasında faşist Nazi Azov birlikleri ile BATI eksenli Paramiliter güçler çok ciddi işbirliği içinde bur dan korkarım söyleyeceğim bizim hüviyetimizi taşıyan bu tip yapılar Ukrayna sahasından çıkacaktır.
Şu anda MARİPUOL şehrinde AZOVSLAV ÇELİK fabrikasındaki yer altı karargahında 2000 kişilik bir Ukrayna Azov faşist birliği kuşatma altında tutuluyor, bunların içinde NATO ordularına bağlı yabancı askeri danışmanların bulunduğu ve RUSYA FEDERASYONU SAVUNMA BAKANLIĞI ile pazarlık yapılarak bırakılmaları yönünde isteklerin olduğu söyleniyor.
Ayrıca son günlerde NATO ülkelerine bağlı ALMANYA,İNGİLTERE gibi ülkeler ellerinden envanter dışı stok bıraktıkları M-113 personel taşıyıcılar,M-109 155 mm kundağı motorlu obüsler trenlerle hızlı bir şekilde Ukrayna ordusuna teslim ediliyor.
Batının bu çalışmaları ile aslında bunun hiçbir işe yaramayacağını biliyor ama dostlar alışverişte görünsün sözü misali bu yardımları yapıyor, bu yardımlardaki malzemeler RUS ORDUSUNA sadece iyi hedef olur başka bir şey olmaz.
Ukrayna sahası ve 1990 lı yıllardan sonra oluşan kirli faktör yapıların hepsinin dünya barışı için temizlenmesi gerekli.
Nasyonel Sosyalizim(FAŞİZİM) Ukrayna sahasına çok rahat oturmuş ve alt yapı sağlamış bu bağlamda çok ciddi organize suç yapısı ve biyolojik, kimyasal silah geliştirmelerinin merkezi olmuş bir ülke.
Bu konuyu bur da bitirirken geçtiğimiz günlerde eski HAVA KUVVETLERİ komutanımız Orgeneral ABİDİN ÜNAL paşayı bir röportajında izledim.
Biliyorsunuz sayın komutan 15 temmuz gecesi MODA DENİZ kulübünden FETÖ terör örgütüne bağlı bir MAK timi tarafından Ankara’da AKINCI üstüne derdest edilerek götürülmüştü.
Şahsım HAVA HARP OKULU KOMUTANLIĞI içinde büyüdüm onun için komutanlara ve havacılara hep yakınımdır.
Abidin paşanın enteresan bir askerlik geçmişi vardır, aslında kimya fakültesinde okurken fakülteyi bırakıp hava harp okuluna girmiştir.
Paşa savunma sanayi ile ilgili bilgiler verirken özellikle MİLLİ SAVUNMA SANAYİ ile çok doğru bilgiler veriyor.
Bu günkü milli savunma sanayimiz muhteşem bir durumda özellikle KARA KUVVETLERİ donanımı bakımından aşşağı yukarı tamamen milli üretimi yakalamış durumdayız.
Bir tek ALTAY TANKI konusundan sınıfta kaldık ondada kabahat bu işi yapan yüklenici firmaların konularında tecrübeleri olmadığından dolayı.
ROKETSAN ile çok büyük ivme yakaladık, özellikle havadan havaya, havadan denize, karadan karaya yerden havaya vs ürettiğimiz tamamen yerli füze sistemleri ile en azından milli ekonomiye katkı ve bağımlılıktan kurtulmuş oluyoruz.
Vatandaş bilmez ABD ve BATI her tarihte TSK(TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ) ambargo altında tutar.
Örneğin savaş uçaklarında kullandığımız AIM-9 sidewinder havadan havaya füzesini vermez bekletir bizi zor duruma sokar.
Roketsan şimdi bunları yapıyor bu büyük başarıdır.
Karacı sınıf çok uzun yıllardır Kıbrıs harekatından beri ABD ve Batı müttefiklerine zihinsel olarak mesafelidir.
1992 yılında aynı mesafe DENİZ KUVVETLERİNE sirayet etmiştir.
Ege denizinde tatbikatta şamandra vaziyetinde ABD SARATOGA gemisinin ateşi ile vurulan MUAVENET gemisi ve gemi komutanı şehit yarbay Kudret Güngör ve beş silah arkadaşının şehit olması ve gemide bir çok gazimizin olmasından dolayı bu tavır düşmanlık olarak algılanıp kuvvette zihinlerde oluşmuştur.
Bugün önemi en çok olan kuvvet HAVA KUVVETLERİDİR.
Tüm dünya ordularında özelikle hava kuvvetlerinin güçlü olması ateş gücünün manevra ve harekat kabiliyetinin üstün olması gereklidir.
Maalesef siyaset ve hava kuvvetlerimiz zihniyetinde ABD sempatisi ve teçhizat bakımından hep ABD bağlı olmamız uzun zamana dayalı ve son dönemde ciddi sıkıntı yaratan bir konu olarak önümüze gelmiştir.
F-35 gibi bir uçağı alamadığımıza dua edecekken hala bu uçak üstünde ısrarımız, ABD bunları vermediği gibi peşin olarak,1 milyar dört yüz milyon dolarak ödediğimiz emtiayı iade etmemesi muharip hava kuvvetleri envanterinde ciddi sıkıntı yapıyor.
Türk hava kuvvetlerinin 5. nesil ciddi muharip uçaklara ihtiyacı vardır, bunlar artık çok acil şekilde milli olanaklarla ve yabancı konsorsiyumlarla harekete geçirilip iki ayrı yapıda milli muharip uçağı üretmeliyiz.
Bunlarda vakit kaybedecek zaman yoktur konu çok acildir.
Ayrıca hava savunma füze kabiliyetimiz çok iyi incelenmeli S-400 lerin gelmesi ile eldeki envanterdeki hava savunma kapasitemiz ve şu anda milli üretim ile envantere girecek hava savunma sistemlerimiz özellikle yazılımlarımız milli olmak üzere entegre edilmelidir.
S-300 ve S-400 gibi envantere giren RUS menşeli yüksek performanslı füzelerin teknoloji transveri ile milli üretime geçilmesi yazılımlarımızın her konuda milli yazılım olması kurallar dahilimizde olmalıdır.
Savunma sanayi çok zor ve çok tehlikeli meşakkatli bir konudur tüm dünyada.
Yıl 1997 bir akrabamın evinde bayram yemeği yiyoruz akrabalarım içinde havacı bir albay yakınım var kuvvette çok sevilen pilot muharip subaydır.
O dönemde GENEL KURMAY BAŞKANLIĞIMIZDA görevde önemli bir dairede.
Ben savunma sanayi konusunda bilgiler paylaşıyorum, albayımız kaşlarını kaldırıyor, en sonunda dedi ya bu bilgiler benim önüme bugünlerde ÇOK GİZLİ sınıf raporlarla geliyor, tebessüm ettim.
Birkaç gün sonra ailesi havacı olan KOZMİK görevdeki arkadaşım ile buluştuk ARAS dedi görüyormusun bilgiyi aktarım sistemimiz ne kadar hızlı ve dürüstçe yerine ulaşıyor. Galip başkanın selamı var sana dedi.
İşlerimizi sonuna kadar vatan, millet sevgisi ile yapıp Emperyalizimin altında ezilmeseydik, otuz yıl evvelden 5. nesil uçaklarımız, hava savunma sistemlerimiz milli olacaktı.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.