Seçim öncesi dolar/TL’deki artışı durdurma operasyonunun maliyeti ağırlaşıyor. Siyasi talimatla Türk bankalarının Londra’da dolar-TL takası (swap) yapılan piyasaya TL sunması, yabancıyı ellerindeki Türk varlıkları yoğun olarak satmaya yönlendirdi. BIST 100’de günlük kayıp yüzde 6’ya ulaşırken, 21 Mart’tan bu yana yüzde 10’u, bankacılıkta ise yüzde 18’i buldu.
Londra’da gecelik takas faizlerinin yüzde 1300’ü aşmasıyla sıkışan yabancılar, TL geri ödemelerini yapmak için borsa ve tahvil piyasasında Türk varlıklarını elden çıkardı.
Dolar/TL ise dün 5.30 ile 5.46 arasında sert dalgalandı. Yabancıların Türk tahvillerini elden çıkarmasıyla iki yıllık gösterge faizi yüzde 21.34’e, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 18.96’ya kadar yükselerek yılın zirvesine oturdu. 21 Mart’ta 2 yıllık gösterge faizi yüzde 18.28, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 15.95’ti. İki yıllık gösterge tahvil faizi 16 Ocak’ta yüzde 17.98, 10 yıllık tahvilin faizi ise 31 Ocak’ta yüzde 14.27 idi.
Bir aracı kurum hisse senedi uzmanı, “Swap piyasası üzerinden TL’ye geçen yabancı yatırımcı TL ihtiyacı yüzünden geniş bantta satışa geçti. Tahvilden de çıkıyor” dedi.
Ağustosu hatırlattı
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, dolar/TL kuru 5.50’nin altına gelirken Türkiye ekonomisinin bir yıldan az bir süre içinde ikinci kez ‘ani duruş’ (sudden stop) yaşadığını söyledi. Brooks, faizlerdeki sıçramaya ve bunun ekonomi üzerinde olumsuz etkisi olacağına dikkat çekti.
‘Ani duruş’, piyasalara sermaye girişlerindeki ani yavaşlamaları ya da ani çıkışları anlatmak için kullanılan bir terim. Türkiye, ağustos-eylül aylarında yabancı sermaye girişlerindeki ani duruş ile ağır bir şok yaşamıştı.
Kamu bankaları ekonomiyi ısıttı
IIF Başekonomisti Robin Brooks, TL’nin baskı altında olmasının ve Türkiye ekonomisinde ikinci ani duruşun asıl nedeninin birinci çeyrekteki kredi büyümesi olduğunu, bunun ödemeler dengesinde son dönemde elde edilen kazanımı geriye çevirdiğini, piyasaların bu kredi büyümesini finanse etmek istemediğini ileri sürdü.
BDDK verilerine göre, 4 Ocak-15 Mart döneminde kamu bankalarının kredi hacmi 46 milyar TL arttı. Aynı dönemde yerli ve yabancı bankalardaki kredi hacmi artışı sadece 3 milyar TL oldu. Ankara’dan gelen faizlerde düşüş ve kredi hacminde artış baskısına rağmen özel bankalar kredi musluklarını açmamayı tercih etti.
Her şey yerel seçim için
Reuters’ın haberine göre, yurtiçi bankaların Londra takas (swap) piyasasına TL sağlamama eğilimi en azından seçim sonrasına kadar devam edecek; uzun süre sürdürülmeyecek. Reuters’a önceki gün bilgi veren konu hakkında bilgi sahibi dört kaynak Londra swap piyasasında TL için ana fonlayıcı konumundaki Türk bankalarının işlemlerini “önümüzdeki günlerde yasal limit olan yüzde 25’in oldukça altında kalacak” şekilde şekillendirdiklerini söylemişti.
İngiliz The Financial Times gazetesine konuşan gelişmekte olan piyasalar kıdemli yatırım uzmanı Esther Law, Londra’da TL’nin kurutulması adımının taktiksel olarak TL’yi destekleyici olduğunu ancak sorunları çözmediğini, Türk tahvil piyasasına zarar verdiğini belirtti. Bir başka yatırımcı, “Swap (takas) piyasasını öldürmek, yabancıları ayağından vurmak demek” değerlendirmesinde bulundu.
Rapor korkusu
Öte yandan, FT, 22 Mart Cuma sabahı yayımladığı ve TL’de düşüş öngören rapor nedeniyle SPK ve BDDK tarafından hakkında soruşturma başlatılan JP Morgan ile diğer finans kurumlarından Türkiye piyasası hakkında rapor akışının durduğunu, bunun da yatırımcılar için sorun oluşturduğunu yazdı. Gazete, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın finansal kurumlarını tehdit etmesine de sayfalarında yer verdi.
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Refet Gürkaynak, Bloomberg’e yaptığı değerlendirmede “Kötü ekonomi politikaları kötü sonuçlar yaratıyor ve kötü sonuçlara daha kötü politikalarla yanıt veriliyor” dedi. Londra’da Investec Bank Plc’den Julian Rimmer, Londra’da swap piyasında yaşananları kastederek “21 yıldır böyle bir adım görmediğini, bunun kısa dönemli politik amaçlar için uzun dönemin feda edilmesi olduğunu” söyledi.
Kaynak: Emre Deveci/Cumhuriyet